Avrupa Komisyonu, Temmuz 2023'te yeni genetik teknikler kullanılarak üretilen bitkilerin geleceğini belirleyen bir teklif sunarak gündeme oturdu. Ancak, AB üyeleri arasında bu teklife yönelik hala bir uzlaşma sağlanabilmiş değil.
Bu öneri, genetik olarak değiştirilmiş bitkilerin geleceğini ve bu bitkilerin Avrupa'daki tarım ve gıda endüstrisine etkisini belirleyen önemli bir adım olarak kabul ediliyor. Teklifin kabul edilmesi halinde, yeni bitkiler geleneksel bitkilerle aynı muameleyi görecektir. Ayrıca, bu bitkilerin güvenlik testleri ve genetiği değiştirilmiş gıda ürünlerinin etiketlenmesi gerekliliği ortadan kalkacaktır.
Ancak, genetik olarak değiştirilmiş bitkilere yönelik halkın kuşkuları ve endişeleri göz ardı edilemez. Bu teknoloji, şirket kontrolünü ve sağlık-çevre endişelerini beraberinde getirdiği için Avrupa kamuoyu tarafından şüpheyle karşılanmıştır.
Biyoteknoloji firmaları, özellikle iklim değişikliği ile mücadele bağlamında, genetik tekniklerle üretilen bitkilerin potansiyelini vurguluyor. Bu bitkilerin kuraklığa karşı dayanıklılığı artırabileceğini ve karbon yakalama kapasitelerini geliştirerek iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir rol oynayabileceğini savunuyorlar.
Ancak, eleştirmenler, bu argümanların sadece birer propaganda olduğunu ve genetik değişikliklerin beraberinde getirebileceği risklerin ciddi şekilde değerlendirilmesi gerektiğini dile getiriyorlar.
Biyoteknoloji firmaları, bu konuyu etkilemek için halkla ilişkiler stratejilerini kullanıyorlar. 2018 yılında Avrupa Mahkemesi'nin, yeni genetik tekniklerle üretilen bitkilerin diğer genetiği değiştirilmiş organizmalar gibi düzenlenmesi gerektiği yönündeki kararından sonra, bu firmalar, teknikleri daha kabul edilebilir hale getirmek için terimleri yeniden tanımlamaya başladılar. "Gen düzenleme" ve "hassas ıslah" gibi daha masum terimler kullanarak, teknolojiyi kamuoyuna daha çekici hale getirmeye çalıştılar.
Ancak, bu yaklaşımın gerçekten güvenlik ve etik meseleleri hakkında somut bir açıklama sunup sunmadığı konusunda hala endişeler var. Araştırmalar, yeni genetik tekniklerin bitkilerin özelliklerini kökten değiştirebileceğini ve istenmeyen değişikliklere yol açabileceğini gösteriyor.
En önemlisi, genetik olarak değiştirilmiş bitkilerin iklim krizine nihai bir çözüm sunup sunmadığı hala büyük bir soru işareti. Bazıları, bu bitkilerin daha fazla sorun yaratabileceğini, özellikle de bu teknolojiyi destekleyen büyük tarım ve kimya şirketlerinin kar etme amaçlı faaliyetlerini sürdürdüğünü iddia ediyorlar.
Sonuç olarak, genetik olarak değiştirilmiş bitkilerin geleceği konusundaki tartışmalar sürüyor ve bu tartışmalarda sağlık, çevre ve güvenlik gibi temel konular önemli bir rol oynamaya devam ediyor. Bu konuyu çözme çabaları, biyoteknoloji firmaları ve düzenleyici kurumlar arasında devam ediyor ve sonucu merakla bekleniyor.
phys.org