Zeytinyağı üretiminde çevre için tehdit oluşturan pek çok zararlı kimyasal açığa çıkıyor ve bu atıkları saklamak için ise yüksek miktarlarda paralar harcanıyor.
Zeytinyağı üretiminde ortaya çıkan atıklar aslında yenilenebilir enerji olarak değerlendirilebilmektedir. Yaklaşık 15 yıl önce zeytin ağaçlarıyla kaplı olan Güney İspanya’nın Endülüs bölgesinde pirinadan elektrik enerjisi üretmeye başlayan bir firmadan sonra geçtiğimiz yıllarda eklenen yeni tesislerle bugün 130.000 eve pirinadan elektrik sağlanıyor. Artık İtalya, Yunanistan, Israil gibi ülkeler pirinadan elektrik üretiyorlar. Biyokütle olarak pirinanın tercih edilmesinin başlıca nedeni ise yandığında ulaştığı yüksek kalori değeri ve yanma işlemi sonundaki yok denecek kadar az olan kül miktarı. Zeytini olmayan Kuzey Avrupa Ülkeleri bile pirina ithal ederek pirinadan elektrik enerjisi üretme yoluna gitmişler. Örneğin; İngiltere, 2003 yılından bu yana elektrik üretimine ithal pirina ile katkıda bulunuyor.
Yakıt hücresi teknolojisi üzerinde çalışan bir İskandinav şirketi ise geçtiğimiz günlerde zeytinyağı üretiminde ortaya çıkan zehirli atıkları elektrik enerjisine dönüştüren yeni bir teknoloji geliştirdiklerini açıkladı.
Proje kapsamında zeytin ve zeytinyağı üretiminden çıkan atıkları elektrik enerjisine dönüştürmek için yeni teknolojilerle kapsamlı bir çalışma yapıldı ve bunun için de 3 parçaya ayrılan bir sistem geliştirildi. İlk adım olarak atıktan biyogaz elde edebilmek için anaerobik sindirim gerçekleştirmek, ikinci adım biyogazdan reformat hidrojen gazı elde etmek, son adım ise bu reformat gazdan yakıt hücresi sistemiyle elektrik üretmek şeklinde belirlendi.
Projede artık son aşamaya gelindiği açıklanırken geliştirilen bu yeni sistemle birlikte zehirli maddeler elektriğe ve ısı enerjisine dönüştürülecek. Açığa çıkan ısının da proje kapsamında zeytin değirmenleri tarafından kullanılması planlanıyor.
Ülkemizde ise pirina, yağı çıkarıldıktan sonra, yakıt olarak pazarlanıyor. Yakıt olarak işlenmiş pirinanın içindeki yağ oranı %1.5’u geçmemesi gerekiyor. Bazı Avrupa ülkelerinde ise bu oran %1 ile sınırlandırılmış durumdadır. Çünkü pirina da kömür gibi atmosferi kirleten bir yakıttır. Yağ oranı yükseldikçe çevreye daha fazla zarar veriyor. Yine de pirinayı yakıt olarak kullanmak yerine yeni geliştirilmiş çözüm ve sistemlerle elektrik enerjisi üretiminde kullanmak çevre için daha doğru bir seçim gibi görünüyor.
Türkiye’de rüzgardan elde edilebilecek temiz enerjiye kıyasla pirinadan elde edilebilecek temiz enerji potansiyeli az gibi görünse de bir atık olan pirinanın doğaya zarar vermeden enerji olarak geri dönüşümü bu tür projelerle sağlanmış olacaktır.
Hayal Senem Sayan