Gaziantep Sebze Hali'nden günlük olarak alınan biber, patlıcan ve kabaklar, mahalle aralarında ev kadınları ve genç kızlar tarafından tohumlarından temizlendikten sonra, kentteki kıraç ve güneşi bol gören dağlık kesimlere taşınıyor. Burada 50'şerli olarak iplere dizilen sebzeler, özel olarak hazırlanmış sırıklara bağlanarak, güneş altında kurumaya bırakılıyor. 

Kıraç arazileri rengarenk bir renk cümbüşüne bürüyen kurutmalıklar, fotoğraf sanatçılarının da ilgisini çekiyor. 

Hazırladıkları kurutmalıkları sebzesine göre 3 gün ila 15 gün arasında değişen sürede kurutarak satışa hazır hale getiren girişimcilerin en büyük kabusu ise yaz yağmuru. 

Hava sıcaklıklarının bunaltıcı hale geldiği günleri 'bereketli dönem' diye nitelendiren kurutmacılar, askıdaki sebzelerin suya değmesi halinde bozulacağını bildikleri için 'yaz yağmuru gelmesin' diye dua ediyor. 

'Kısmet diyerek sebzeleri askılara alıyoruz' 

Gaziantep'teki kurutmacılardan Necati Karakuş, baba mesleği olan kurutmacılığı 40 yıldır yaptığını söyledi. 

Halden sebzeleri aldıktan sonra daha önceden anlaşmalı oldukları kadınlara götürdüklerini anlatan Karakuş, 'Kadınlarımız, sebzeleri tohumlarından ayıklıyor. Onlar da böylelikle aile bütçesine katkı sağlıyor.' dedi. 

Herkesin bereket diye sevindiği yaz yağmurunun kendileri için kabus olduğunu vurgulayan Karakuş, şöyle devam etti: 

'Yaz yağmuru Allah'ın hikmetidir. Ne zaman yağacağını bilemezsin. Şansımıza, kısmet diyerek sebzeleri askıya alıyoruz ve kurutmaya başlıyoruz. Yağmur yağarsa hepsi zarar, kurursa da para kazanırız. Mesela geçen hafta yağan yağmur, sadece benim 60-70 bin lira zararıma neden oldu. Ama bu da kısmet. Yapacak bir şey yok. Rızkımız bu kadarmış.' 

Dal olarak satılan kurutmalıkların her birinde 50 sebzenin bulunduğunu ifade eden Karakuş, 'Eğer kuruma döneminde yağmur olmazsa her dalda 3 ila 5 firemiz olur. Ama yağmur olursa 50 sebzeden sadece 3-5 tanesi kullanılabiliyor. Diğer ürünler ise çöpe gidiyor.' diye konuştu.