Son zamlarla kuşbaşı et 42 lira, kıyma 40 lira oldu.
Hayvancılık sektöründe desteklerin ve yem üretiminin yetersizliğinin yanında üretim maliyetleri de bir hayli yüksek. En önemli sorun ise uzun vadeli hedef ve politikaların bulunmaması. Mevcut durum tespiti yapılamayan hayvancılıkta hâlâ 2001 yılına ait veriler kullanılıyor.
Kırmızı et fiyatları, 40 lirayı aşarak rekor kırdı. Son gelen zamlarla birlikte kuşbaşı 42 lira, kıyma 40 lira oldu. Kırmızı etteki bu artışın altında yanlış hayvancılık politikaları yatıyor. Türk halkı, bu yanlış politikalar yüzünden dünyanın en pahalı etini yemeye devam ediyor. Etteki mesele temel girdi maliyetlerinin yüksekliği olarak görülse de birçok yapısal problem, ucuzlamasını engelliyor. 10. Kalkınma Planı (2014-2018) Hayvancılık Özel İhtisas Komisyonu (ÖİK) raporu, pahalı etin sebepleri hakkında önemli tespitler içeriyor. Sektörde desteklerin ve kaba yem üretiminin yetersizliği ve üretim maliyetlerinin yüksekliği, örgütlenme ve koordinasyon yetersizliği, verim düşüklüğü, hayvan sağlığı, hayvan hareketlerinin kontrolü, hijyen ve kaliteye ilişkin meseleler, pazar ve pazarlama zorlukları, eğitim düzeyi, araştırmacı, yayıncı ve üretici arasındaki bilgi akışı yetersizliği gibi birçok problem sıralanabilir fakat en önemlisi, hayvancılık sektörüyle ilgili uzun vadeli hedef ve politikaların bulunmaması.
Bunun yanında hayvancılık verilerinin sağlıklı olmaması, çözüm üretilmesini engelliyor. Mevcut durumun tespitine imkân sağlayacak hayvancılık istatistiklerinin güvenilirliği de halen önemli bir sıkıntı. Türkiye, hâlâ 2001 yılına ait verilere dayalı tahminler üzerinden hayvancılık politikası yürütmeye çalışıyor. Verilerin toplanmasından istatistik haline getirilmesine kadar bütün aşamalarda çok fazla tahminden yararlanılıyor. Bu yüzden hayvancılık sektörüyle ilgili doğru ve yeterli bilgiye ulaşılamıyor. Özellikle hayvan sayıları, üretim miktarları, üretici fiyatları gibi bazı istatistikî verilerdeki keskin değişimler, politika geliştirilmesinin önündeki en büyük engel. Sektör açısından şap, kuduz, koyun keçi vebası (PPR), brusellozis gibi üretimi etkileyen hastalıklar da önemli bir tehdit. Ayrıca hayvan kimliklendirme sistemi ve hayvan hareketlerinin kontrolü konusunda da ciddi eksiklikler ve sıkıntılar yaşanıyor. Kırmızı etin önemli bir kısmı, sütçü veya kombine sürülerden elde ediliyor. Bu da süt hayvancılığındaki eksikliklerin ve sıkıntıların kırmızı et üretimine yansımasına sebep oluyor.
SIKINTILARI ÇÖZMEK YERİNE İTHALAT POLİTİKASI İZLENİYOR
Son yıllarda hayvancılıkta izlenen politika, daha çok ithalat odaklı. Özellikle kırmızı et fiyatının arttığı dönemlerde ithalat silahı çekiliyor ancak problemleri çözmek bir yana, krizi daha da derinleştiriyor. Hayvancılıkta bugüne kadar birçok destek paketi devreye sokulması ve bölge bazlı projeler uygulamaya konulmasına rağmen hayvancılıktaki meseleler bir türlü halledilemiyor. Kronikleşen problemlere kalıcı çözümler üretilmediği için kırmızı ette sık sık krizler yaşanıyor. Bakanlık da krizi ithalat yoluyla aşmaya çalışıyor. Artan kırmızı et fiyatını düşürmek için 2010 yılından itibaren yoğun ithalat yapıldı. 2010 Ağustos ayından bu yana 2,7 milyar dolarlık canlı hayvan, 900 bin dolarlık et ve et ürünleri olmak üzere toplam 3,6 milyar dolarlık ithalat yapıldı. Söz konusu dönemde karkas ve et fiyatları, düşmek bir yana artmaya devam etti. Son krizde de aynı yönteme başvurulması, ithalatın süreklilik kazanma eğilimini artırdı.
DESTEKLER HAYVANCILIĞA FAYDA SAĞLAMIYOR
Hayvancılığa verilen destekler, sektöre fayda sağlamıyor. 2008 yılında desteklemelerde oldukça kapsamlı bir değişikliğe gidilerek, hayvan başına ödenen doğrudan destek artırıldı. Hayvancılık desteklerinin, toplam tarım desteklerinin içindeki payı yüzde 5'ten 30'a çıkarıldı. Geçen yıl hayvancılığa yaklaşık 3 milyar lira destek verildi ancak bundan, pazarlama zincirinin uzun olmasından dolayı üretici kesimi pek faydalanamadı.
Politikalar tahminler üzerinden yürütülüyor
Hayvancılıktaki en önemli sıkıntıların başında istatistikî veriler geliyor. 2011 yılında yapılması gereken tarım sayımı hâlâ yapılamadı. AB ve BM tarafından her 10 yılda bir yapılması talep edilen sayım, üç yıl gecikmenin ardından geçen yıl ancak başlayabildi. Dolayısıyla hayvancılık politikaları, hâlâ 2001 sayımında elde edilen veriler üzerinden, tahmine dayalı bir şekilde yürütülüyor. Özellikle hayvan sayıları, üretim miktarları, üretici fiyatları gibi bazı istatistiklerde verilerdeki keskin değişimlerin sebeplerinin yeterince açıklanamaması, bu konudaki en büyük darboğaz.
Hayvancılık dışa bağımlı
Hayvancılıktaki en önemli sıkıntıların başında istatistikî veriler geliyor. 2011 yılında yapılması gereken tarım sayımı hâlâ yapılamadı. AB ve BM tarafından her 10 yılda bir yapılması talep edilen sayım, üç yıl gecikmenin ardından geçen yıl ancak başlayabildi. Dolayısıyla hayvancılık politikaları, hâlâ 2001 sayımında elde edilen veriler üzerinden, tahmine dayalı bir şekilde yürütülüyor. Özellikle hayvan sayıları, üretim miktarları, üretici fiyatları gibi bazı istatistiklerde verilerdeki keskin değişimlerin sebeplerinin yeterince açıklanamaması, bu konudaki en büyük darboğaz.
Zaman