Merhabalar, bende sizlerin firmamıza ve ürünlerimize olan ilginizden ötürü  teşekkür ederim. Ben,  KEÇİCİK SÜT ENDÜSTRİSİ Yönetim Kurulu Başkanı Metin SEÇİM.  İnşaat mühendisiyim,  uzun süre üst düzey yönetici olarak,  yurt dışında bulundum.  Ülkemize, daha önce hiç üretilmemiş ve tamamı yurt dışından gelen biberon mamalarına karşı yerli üretim ve tamamı ülkemizde üretilen yerli mamayı kazandırmak adına, 3 ortağımla beraber çalışmalara başladık. Benimle hemen hemen  aynı süreçte İsviçre'den dönen Engin Yiğit ve Türkmenistan'dan dönen Eser Mumcular ile bu girişimi başlattık. Fikir aşamasında; belirli bir iş zaman planı çerçevesinde Türkiye'de bir ilk olan ürünü üretmenin planlanmasının yapılmasından, satış, pazarlama ve ihracata uzanan yolda kısa ve uzun vadeli planlar oluşturduk. Uzun ve meşakkatli bir sürecin sonunda Baby Goat markasıyla keçi sütünden Türkiye'nin ilk ve tek bebek mamasını ürettik.

 

 

Firmamız KEÇİCİK Süt Endüstrisi, 2014 yılında Aydın ili, Koçarlı ilçesi Cincin köyünde faaliyetlerine başlamıştır. Sütlerin en kısa sürede üretime yönlendirilmesi adına, lokasyon olarak seçilen bu bölgede üretilen ürünler,  tüm dünyada tüketilmek üzere hazırlanmaktadır. İzmir ili Dikili ilçesinde bulunan, 80 bin m² alan üzerindeki kontrollü çiftliğimizde 2000 adet, özel şartlarla beslenen Saanen ırkı keçiden, sütlerimiz elde edilmektedir. Merkez yönetimimizi İstanbul ofisimizden yürütmekle beraber, ürünlerimize gelen yoğun ilgi ve ihracat kısmı ile 2. Fabrikamızın inşaatına da başlamış bulunmaktayız. Toplam yatırım maliyetimiz 20 milyon dolar olup, yeni bütçeleme ile yeni fabrikamızın inşaatına da başlamış bulunmaktayız. Koçarlı'da bulunan fabrikamız günde 10 ton süt işleme kapasitesinde. Yeni fabrikamız ile bu kapasiteyi 5 kat daha arttırmayı hedefliyoruz.

 

Türkiye'nin ilk ve tek bebek sütü markası olarak, geleceğimizin teminatı olan bebeklerimizi katkısız, şekersiz, içeriği kontrollü olan ürünlerle beslemeyi, yerli üretim mantığı ile beraberinde diğer sektörleri de destekleyici uygulamalar ile, marjinal fayda sağlamayı, üreticiden tüketiciye tüm üretim aşamalarında sektörel gelişime katkı sağlamayı hedefliyoruz.Amacımız, anne sütü eksikliğinde bebeklerin sağlıklı ve doğru besinlerle beslenmelerini sağlamaktır. Bu amaç doğrultusunda, ülkemizin cari açığı noktasında da bir ihracat kalemi oluşturarak, bu konuda önemli bir açığı kapatmak istiyoruz.

 

 

Dünyada, keçi sütünden bebek maması üreten firma sayısı çok az. Bebek ve devam sütü ürünlerimizin; keçi sütü girdisinden, son ürüne kadarki  bütün üretim aşamaları Türkiye'de gerçekleşmektedir. Müslüman, Türk ve helal ürün olmamız anlamında, Türkiye'nin ilk ve tek bebek sütü markasıyız.  Keçilerin yemlerinden, ürünlerin paketlenmesine kadar her noktasını, ayrı ayrı kontrol ediyoruz. Keçi sütünden mama üretebilmek için, kaliteli ürünlerin temelinde bilimsel çalışmaların olması gerektiği bilinci ile, Türkiye'nin seçkin üniversiteleri ile işbirliği içerisinde 5 yıl boyunca süren araştırmalarımızın neticesinde "Keçi Sütü Esaslı Bebek Maması Üretimi ve Bu Mamaların Bağırsak Hücreleri Üzerine Pozitif Etkisinin Araştırılması" konulu   Ar-Ge projemizi tamamlayarak formülizasyonumuzu oluşturduk.  

 

 

KEÇİCİK Süt Endüstrisi olarak amacımız;  anne sütü eksikliğinde veya yokluğunda, en değerlimiz olan bebeklerimizi anne sütüne en yakın sütle beslemektir. Araştırmalar sonucu, Keçi sütü anne sütüne en yakın sütlerden biri olarak gösteriliyor.  Süt proteinlerinden alfa-s1-kazein, alerjiye sebep olan önemli bir proteindir. Bu protein, keçi sütünde inek sütüne oranla çok daha azdır. Dolayısıyla; keçi sütü, inek sütünden çok daha az alerjendir. İnek sütüne alerjisi olan pek çok çocuk, keçi sütünü rahatlıkla tolere edebilir. Keçi sütünde bulunan yağ globülleri, inek sütüne göre, daha küçüktür. Dolayısıyla, sindirimi de daha kolaydır. Araştırılmış ve kanıtlanmış olan daha bir çok avantajından ötürü, bizler  keçi sütünü tercih ettik. 

 

 

Ürün bazında aynı sektörde Türkiye menşeili bir rakibimiz bulunmamaktadır. Diğer bebek sütü markalarının tamamı, yurt dışından ithal edilmekte ve dünyada olduğu gibi Türkiye'de de pazar hakimi, Yahudi asıllı firmalardır.

 

Türkmenistan, Ukrayna ile ihracatlara başlamış olup;  Katar, Suudi Arabistan, Kuveyt, BAE ve Yemen ülkeleri için de distribütörlük anlaşmalarımızı imzalamış bulunmaktayız. Şu an dünyanın en büyük pazarlarından biri olan Çin pazarı ile görüşmelerimizi sona getirmiş olup, ülkeler arası ilk kez gerçekleştirilecek bu ihracat kalemi için de bakanlık nezdinde hazırlıklara başlanmış bulunmaktadır.

 

 

Kesinlikle öyle. Aylık 200 bin kutu mama üretim kapasitemiz bulunmaktadır. Yeni tesisimiz ile beraber bu kapasiteyi aylık 2 milyon kutuya taşımak hedeflenmektedir. Pazardaki hızlı büyümeye rağmen, Türkiye'de yıllık bebek başına düşen " bebek maması " tüketimi; yaklaşık 24 kg iken, Avrupa'da bu değer, 180 kg civarlarındadır. Tüketim az olduğundan, üretici başka sektörlere yöneliyor ve dışa bağımlı olarak devam ediyoruz. Bu konuda ailelerin de bilinçli olması çok önemlidir. Anne sütü eksikliğinde ve ya yokluğunda katkısız, şekersiz, sağlıklı ve doğru besinlerle bebeklerini beslemelidirler. Bu sebeple firmamız dışa bağımlılık noktasında önemli bir girişimde bulunarak, dışa bağımlılığı kaldırarak; sektörel anlamda da ürünü destekleyici diğer hammaddeler açısından da farklı sektörlerin desteklenmesi açısından bir katma değer oluşturmaktadır. 

 

 

3 çeşit bebek maması formülümüz bulunmaktadır.

0-6 ay arası bebeklerimiz için,  Bebek Sütü 1

6-12 ay arası bebeklerimiz için, Devam Sütü 2

 

1-3 yaş arasındaki çocuklarımız  için,  Devam Sütü 3   ürünlerimizi ürettik. 

 

Ürünlerimizin içeriği yaş gruplarındaki besin ve enerji ihtiyacına göre belirlenmiştir.

 

 

Üretim alanı olarak,  Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na bağlı bulunmaktayız. Türk Gıda Kodeksi kalite standartları çerçevesinde dünya ölçeğinde bir marka oluşturduk. Dünya standartlarında inşa edilen üretim tesislerimiz ile ürünlerimizi ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi, ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi, Helal Gıda ve  İyi Tarım Uygulamaları sertifikaları ile tescillendirdik. Bu anlamda da her yıl tescillendirilen firmalar tarafından denetlenmekteyiz. Özellikle dünya pazarında stratejik bir yere sahip olan bebek mamaları, ihracat noktasında çok ciddi yönetmeliklere tabi bulunmaktadırlar. Firmamız ihracat yaptığı ülkelerde bu kapsamlı yönetmeliklere uygun ürün üretmekle, zaten dünya standardında üretim kalitesini de ispatlamaktadır.

 

 

2 senelik zaman zarfında yurt içi piyasasında olmamıza rağmen, ülkemizin her noktasında ürünlerimize ulaşılabilmektedir. Türkiye'deki tüm ecza depoları, anne bebek mağazaları ve seçkin internet siteleri üzerinden, ürünlerimizin satışları gerçekleştirilmektedir. Mümessil ekibimiz;  doktor, hastane, yeni doğan üniteleri gibi geniş bir çalışma portföyü ile ürünlerimizin tanıtımlarını yapmaktadır. Amacımız, bebeklerimizin doğru beslenebilmeleri için ürünlerimizin tanıtımını yapabilmektir. Halkımızda yerli ürünlere karşı, özel bir ilgi oluşmuş durumda. Bu da ürünlerimizin tercih edilebilirliğini elbette arttırıyor. Bu kısa zaman içinde pastadan %10 bir paya sahibiz. Hedefimiz ilk 5 yıl içinde çeyrek kısımlık bir satış ivmesi ile satışlarımız arttırmaktır. 

 

Yüzyılı aşkın bir süredir yurt dışında mama üreten ve ülkemizde de ürünlerini pazarlayan firmalar bulunmaktadır. Bizler,  bu firmalara her noktada birer rakip olarak belirmekteyiz. Lakin, ürünümüzün kalitesi ve yerli üretim olması, bizlere bu rekabette çok önemli bir avantaj yaratmaktadır.

 

 

Şunu belirtmek isterim ki, daha az mama tüketimi ne yazık ki bebeklerin anne sütüyle daha fazla beslenmesi anlamına gelmiyor. Bilinç ve eğitim durumu eksikliğinden kaynaklanan nedenlerle,  anne sütünün yeterli gelmediği dönemlerde mama yerine, evde hazırlanan daha basit yöntemlerle bebekler beslenmeye çalışılıyor. Bu da bebeklerimizin bedensel ve zihinsel gelişimini etkiliyor.

Bu anlamda,  Sağlık Bakanlığı ve ilgili birçok kuruma , maddi durumu elverişli olmayan  veya yeterince bu konuda bilinçlenmemiş ailelere yönelik çalışmalar  yapılması konusunda  başvuruda bulunduk,  bu konunun da  yakın takipçisi olacağız.

 

Röportaj: Berk Sohtorik