TÜRKİYE`DE TARIMIN TEMEL SORUNLARI KALICI MI?

Türkiye'de tarımın temel sorunlarını raporuna yansıtan TARMAKBİR, girdi maliyetlerindeki yüksekliği, verim ve kalite düşüklüğü ile su kaynaklarının etkin kullanılmamasını başlıca problemler arasında gösteriyor.

Türk Tarım Alet ve Makinaları İmalatçıları Birliği’nin (TARMAKBİR) hazırladığı sektör raporu, Türkiye’de tarımın geleceği açısından önemli notlara sahip.

Raporda yer alan küresel tarım trendlerine bir önceki analizde değinmiştik.

Bugün de raporun bir diğer kısmına yani Türkiye’nin içinde bulunduğu mevcut tarım tablosuna, sorun ve çözüm yollarına değineceğiz.

TARMAKBİR, raporunda Türkiye’de tarımın temel sorunlarını tek tek sıralıyor.

Bu sorunların başında da maliyet artırıcı unsurların çözümlenememesi gösteriliyor.

Girdi maliyetlerinin (Elektrik, mazot, gübre, ilaç) dünya fiyatlarının üzerinde seyretmesi ve piyasa manipülasyonlarının sektöre büyük zarar verdiği belirtilen raporda, çözüm önerileri ise şöyle özetleniyor: “Tarımsal aracılara akreditasyon sistemi getirilmeli, tarımsal üretim için kullanılan mazotta Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) kaldırılmalı, tarımsal üretimde yenilenebilir enerjinin kullanımı teşvik edilmeli, tarımda kullanılan elektrik bedeli hasat sonunda ödenmelidir.”

- Tarımsal üretimde verim ve kalite düşük -

Diğer bir temel sorun olarak tarımsal üretimde verim ve kalitenin düşük olmasının dikkat çekildiği raporda, bu duruma gerekçe olarak toprak ve iklim şartlarına uygun tür ve çeşit seçiminde, uygun tedbirlerin (gübreleme, sulama vb) kullanılmaması gösteriliyor.

Arıtma tesisi bulunmayan sanayi kuruluşlarının toprağı ve yer altı sularını kirletmesi ve bu durumun tarımsal üretimde verim ve kalite kaybına sebep olması ise bir başka temel sorun olarak öne çıkıyor.

Söz konusu sorunlara çözüm olarak ise artan nüfus ve beslenme zorunluluğu dikkate alınarak yeni tarımsal üretim teknolojilerinin geliştirilmesi gerektiği, bu amaçla da  TÜBİTAK tarafından Tarımsal Ar-Ge başlığı altında özel bir destek programının geliştirilmesi üzerinde duruluyor.

Çevre sorununa karşı ise tesisleşme ile atık yönetimi birlikte düşünülerek teşvik verilmesi gerektiği, kamu kuruluşlarının bu konuda koordinasyon içinde çalışarak özellikle küçük ölçekli tarıma dayalı işletmelerin çevre korumaya yönelik faaliyetlerinde ekonomik analizlerin iyi yapılması gerektiği vurgulanıyor.

- Sulanabilen arazi miktarı az ve mevcut su kaynakları etkin kullanılmıyor -

Sulanabilen arazi miktarındaki azlık nedeniyle Türkiye’nin özellikle yağlı tohumlu bitkilerde ithalata mahkum olduğu vurgulanan raporda, suyun etkin kullanılamaması nedeniyle gereksiz su sarfiyatı ve üretimin artırılamaması bir başka temel sorun olarak gösteriliyor.

Sulanabilen arazi miktarının artırılması gerektiği belirtilen çözüm önerisinde, “Başta damlama sulama sistemi olmak üzere yeni sistemler uygulanarak suyun etkin kullanımı sağlanmalı, bu tür projelere verilen destekler artırılmalı. Gübrenin etkin yapılabilmesi ve işgücü maliyetinin azaltılması amacıyla basınçlı sulama sistemi ile birlikte kullanımı yaygınlaştırılmalı” ifadelerine yer veriliyor.

- Çiftçi eğitimi ve uygulamaları yetersiz –

Yeni teknolojiler, üretim ve pazarlama sistemleri, teşvikler ile mevzuat konusunda üreticilerin bilinçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekilen raporda, genç nüfusun tarımsal üretime özendirilmesi ve teşvik edilmesine ihtiyaç duyulduğu ifade ediliyor.

- Türkiye tarımında gelecek senaryoları –

Türkiye tarımının gelecek senaryolarına da yer verilen raporda çok küçük aile işletmelerinin yerini orta ve büyük işletmelerin alacağı öngörülüyor.

Tarımın her geçen gün daha fazla sayıda profesyonel işletme tarafından yapıldığı belirtilen raporda, rekabetçi olamayan küçük işletmelerin sektörü terk etmesi sonucunda sektör dışında kalacak çiftçiler için Polonya modelinde olduğu gibi hayat idamesinin sağlanması üzerine bir geçim modelinin belirlenmesi gerektiği üzerinde duruluyor.

Belirli ürünlerde uzmanlaşmış, yüksek üretim teknolojileriyle geniş alanlarda rekabetçi üretim yapan işletmelerin varlıklarını diğerlerinin aleyhine büyüterek yaygınlaşacağı belirtilen raporda, profesyonel hayvancılık işletmelerinin de sayısının artacağına dikkat çekiliyor. Bu da kaba yem üretimi ve buna bağlı olarak kaba yem üretim teknolojilerinin önem kazanacağı anlamına geliyor.

Gelecekte küçük ve orta ölçekli işletmelerin sebze ve meyve üretimi tarafında yoğunlaşacağı kaydedilen raporda, bu alanda ihracatın da artacağı, rekabetin gelişmesi ile birlikte bu üretime özgü özel traktör/makine talebinin ortaya çıkacağı belirtiliyor.

Raporda, ortalama arazi büyüklüklerinin artması ile Türkiye’de tarımın giderek daha büyük kapasiteye sahip makinalarla yapılması öngörülüyor.

Aslında raporda yer alan bu tablo, ortaya yeni çıkmış değil.

Bir bakıma tarımın kronikleşen sorunları ve beraberinde izlenen sürecin öncü göstergeleri.

O yüzden burada önemli olan sorunların tespiti kadar çözüme yönelik ne kadar adım atıldığı ya da atılacağı.

BloombergHT
  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz
Henüz bir yorum yazýlmadý. Ýlk yazan siz olabilirsiniz.