Son 30 yılda orman alanını yüzde 6, orman servetini ise yüzde 40 artırmayı başaran Türkiye, Çin ve Hindistan'ın ardından dünyada en fazla ağaçlandırma yapan üçüncü ülke oldu.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, çölleşme ve erozyonla mücadele konusunda Bakanlığın yaptığı çalışmalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'de çölleşme ve erozyonla mücadele çalışmaları kapsamında 2011-2018 yıllarında 327 uygulama projesi yapıldığını ifade eden Pakdemirli, bunların genel olarak yukarı havza sel kontrolü, baraj havzalarında yeşil kuşak ağaçlandırma, çığ kontrol, heyelan tehlike haritaları, entegre havza rehabilitasyon, taş kaya yuvarlanması ile genel toprak muhafaza, ağaçlandırma ve yaban hayatı koridoru projeleri olduğunu söyledi.
BU YIL İÇİNDE 55 UYGULAMA PROJESİ
Pakdemirli, bu yıl içerisinde yine söz konusu alanlarda 55 uygulama projesi hayata geçireceklerine işaret ederek, "Dünyada orman alanlarındaki azalma geçtiğimiz 10 yıl içinde yıllık ortalama 5. 2 milyon hektar olurken, Türkiye son 10 yılda yaptığı ağaçlandırma, erozyon kontrolü ve rehabilitasyon çalışmaları ile orman varlığını artıran ülkeler arasında üst sıralarda yer almıştır. Türkiye, son 30 yılda orman alanını yüzde 6, orman servetini ise yüzde 40 artırmayı başarmıştır. 2030 yılına kadar orman varlığını ülke yüzölçümüne oranını yüzde 30 düzeyine ulaştırmayı hedefliyoruz" diye konuştu.
EROZYONLA ETKİN MÜCADELE
Pakdemirli, Türkiye'nin, Çin ve Hindistan'dan sonra dünyada en fazla ağaçlandırma yapan üçüncü ülke olduğunu vurgulayarak, "Tüm bu faaliyetlerimize bağlı olarak 1970'li yıllarda Türkiye'de erozyonla taşınan toprak miktarı yılda 500 milyon ton iken yapılan ağaçlandırma ve erozyon kontrolü çalışmaları, baraj havzalarının ağaçlandırılması, meraların iyileştirilmesi, aşırı otlatmanın önüne geçilmesi, zirai alanlarda gelişmiş sulama teknolojilerinin uygulanması neticesinde bu rakam 2018 yılı itibarıyla 154 milyon tona indirilmiştir. 2023 hedefi olarak bu miktarın, Bakanlığımızca geliştirilen erozyon tahmin ve bilgi sistemi sonuçlarına bağlı olarak tarım, orman ve mera alanlarında alınacak tedbirlerle 130 milyon tona indirilmesi hedefleniyor" diye konuştu. Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesindeki Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğünün çölleşme ve erozyonun takip edilmesi konularında izleme sistemleri oluşturduğuna işaret eden Pakdemirli, yüksek riskli bölgelerin Konya/Karapınar, Iğdır/Aralık, Şanlıurfa/Ceylanpınar ve Tuz Gölü havzası, orta-yüksek riskli bölgelerin ise Konya/Ereğli, Karaman bölgesi, Şanlıurfa, Mardin, Batman hattı ile Eskişehir çevresinden oluştuğu bilgisini verdi.
FIRAT DİCLE HAVZASINDA SU EROZYONU
Bunun yanında, Türkiye Su Erozyonu Modeli ve İzleme Sistemi (DEMİS) ile Ulusal Dinamik Rüzgar Erozyonu Modeli ve İzleme Sistemi'nin (UDREMİS) geliştirildiğine işaret eden Pakdemirli, su erozyonu modeliyle yapılan izleme çalışmalarıyla Türkiye'de her yıl maksimum 642 milyon ton toprağın su erozyonu sonucu harekete geçtiğinin belirlendiği anlattı. Pakdemirli, ortalama hektarda 8. 24 ton toprağın her yıl su erozyonu sonucu yer değiştirdiğini belirterek, bu miktarın Türkiye'nin yüzölçümünün yüzde 60. 28'sinde çok hafif, yüzde 19. 13'ünde hafif, yüzde 7. 93'ünde orta, yüzde 5. 97'sinde şiddetli ve yüzde 6. 7'sinde çok şiddetli erozyon olarak dağılım gösterdiğine dikkati çekti. Pakdemirli, "Halen aktif ve daha önceki yıllarda aktif olarak kullanılan 300 istasyon verisinin ölçüm değerlerinin analiz edilmesiyle 154 milyon ton toprağın akarsularımız tarafından taşındığı belirlenmiştir. Bu da hektarda yılda yaklaşık 2 ton toprağın akarsular tarafından taşınması anlamına gelmektedir. Su erozyonu ile taşınan toprak miktarı en fazla Fırat-Dicle havzasıdır. Ülkemizde rüzgar erozyonuna en fazla maruz kalan alanlar ise Konya'nın Karapınar ile Iğdır'ın Aralık ilçeleridir" dedi. (AA)