Birleşik Krallık'ta tarım arazilerinde kullanılan azotlu gübrelerin üçte birinden fazlası atmosfere karışarak amonyak emisyonlarına yol açıyor. Yapılan yeni bir araştırmaya göre, özellikle inhibe edilmemiş üre gübreleri, amonyak emisyonları için en büyük suçlulardan biri olarak öne çıkıyor. Bu gübrelerden bazıları, atmosfere salınan gübrenin %77'si gibi yüksek oranlarda amonyak gazı olarak havaya karışabiliyor.
Birmingham Üniversitesi tarafından Environmental Chemistry dergisinde yayınlanan çalışmada, araştırmacılar farklı sentetik azotlu gübrelerin neden olduğu amonyak emisyonlarını inceledi. Özellikle mahsul verimini artırmak için kullanılan inhibe edilmemiş üre gübreleri, amonyak emisyonları için en büyük sorunlardan biri olarak belirlendi. Bu emisyonlar, genellikle tarımdan kaynaklanan amonyak emisyon envanterini tahmin etmek için kullanılan %8'lik mevcut maksimum emisyon faktörünü aşmaktadır.
Verilere göre, üre içermeyen sentetik gübrelerin %34'ü de emisyon eşiklerini aşıyor ve Birleşik Krallık'taki tarımın yıllık amonyak emisyonlarının büyük bir bölümü, yani yaklaşık %85'i bu tür gübrelerden kaynaklanıyor.
Birmingham Üniversitesi'nden Profesör Sami Ullah, amonyak emisyonlarının tarımsal ekosistemlerde ciddi ekolojik ve insan sağlığı sorunlarına yol açtığını belirtiyor. Amonyak emisyonlarının azaltılması, Birleşik Krallık Hükümeti'nin belirlediği hedeflere ulaşmak için büyük bir meydan okuma teşkil ediyor. 1980'den bu yana sadece %14'lük bir azaltım sağlanabildiği için 2020 amonyak emisyon azaltım hedefine ulaşılamamıştır.
Araştırmada, farklı gübre türleri, arazi kullanımı ve toprak özelliklerine göre sentetik azotlu gübrelerden kaynaklanan amonyak emisyonları incelenmiştir. Üreaz ve nitrifikasyon inhibitörleri gibi gübrelere eklenen kimyasallar, emisyonları %70 ila %74,5 oranında önemli ölçüde azaltmaktadır.
Araştırmacılar, yüksek besin kullanım verimliliğine sahip ürün türlerinin seçilmesi, toprakların gübreleme öncesinde test edilmesi ve hatta verimlilik, sürdürülebilir üretim ve hava kalitesinin korunması için yeni nano-gübre teknolojilerinin ekonomik fizibilitesinin değerlendirilmesi gibi bir dizi müdahaleye ihtiyaç olduğunu vurgulamaktadır. Bu tür çalışmalar, amonyak emisyonlarının azaltılmasında büyük öneme sahiptir ve çevre ve hava kalitesinin korunmasına yönelik adımların atılmasını sağlayabilir. Tarımsal emisyonların kontrol altına alınması, ekolojik dengeyi korumak ve insan sağlığını korumak için önemli bir adım olarak görülmektedir
phys.org