Yetkin, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından dün açıklanan dış ticaret verilerini değerlendirdi.

Geçen yıl iklim koşullarının olumsuzluğu ve ardı ardına gelen kuraklık, don, sel gibi doğal felaketler nedeniyle başta hububat ve meyve/sebzecilik olmak üzere tarım sektörünün bir çok dalında büyük rekolte kayıpları yaşandığına dikkati çeken Yetkin, bunun yanı sıra Türkiye'nin bulunduğu bölgedeki olumsuzlukların tarım ve gıda maddeleri ihracatına büyük darbe vurduğunu ifade etti.

Yetkin, sektörde üretim fiyatları ile girdi fiyatları arasındaki makasın üretici aleyhine açılmasının tarım sektöründe verimliliği olumsuz yönde etkilediğini belirterek, tüm bu olumsuz etkenlere rağmen 2014 yılında tarım ve gıda ürünleri ihracatının yüzde 6,1 oranında arttığına ve 18 milyar doların üzerine çıktığına dikkati çekti.

Aynı yıl genel ihracattaki artışın yüzde 3,9'da kalmasının, tarım sektörünün ekonominin diğer sektörleriyle kıyaslandığında 'en az yatırımla en çok kazandıran sektör' olduğunu bir kere daha kanıtladığını ifade eden Yetkin, şunları kaydetti:

"Bu sonuçta, üreticilerimizin emek ve sermayelerinden yaptıkları fedakarlık en büyük rolü oynamıştır. Ancak bu tabloya bakıp 'en kötü koşullarda bile bu kadar kazandırıyorsa, demek bu sektöre yatırım yapmaya gerek yok' diye düşünmek son derece yanlış olacaktır. İhracat rakamlarına bakıldığında gıda sektörü ihracatından sağlanan gelirin tarım ürünleri ihracatına göre daha yüksek olduğu görülmektedir. Ayrıca ithalat rakamları, 2 milyar 338 milyon doları aşan hububat ve 2 milyar 261 milyon dolarlık yağlı tohum, kaba yem ve meyve ithal ettiğimizi göstermektedir. Tarım ürünlerinin gıda ihracatının temelini oluşturduğu ithal edilen tarım ürünleriyle gerçekleştirilen gıda ihracatından sağlanan gelirin önemli bir bölümünün ithalata gittiği göz önüne alınırsa, tarım sektörünü geliştirecek önlemlerin alınmasının ne kadar büyük önem taşıdığı kolayca anlaşılabilir.

İhracatımızın yöneldiği ülkelere bakıldığında Rusya büyük önem kazanırken, Orta Doğu ülkelerine yapılan ihracatta düşüş olduğu görülmektedir. Bu durum, Orta Doğu ülkeleriyle ilişkilerimizin düzeltilmesinin ekonomik istikrarımız ve gıda, tarım sektörümüz açısından taşıdığı önemi göstermektedir."