AB ile ABD, dünya ticaretinin üçte birini ve küresel gayri safi yurtiçi hasılanın neredeyse yarısını kapsayacak Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) müzakerelerinin geride kalan 11 turunda, sınırlı bir ilerleme kaydetti. Müzakerelerde tarafları en çok zorlayacak konuların başında ise gıda ve tarımsal üretimdeki farklılıklar geliyor.

AB Komisyonu’nun ev sahipliğinde yapılan AB Tarımı’nın Geleceği Konferansı’nda konuşan ABD Tarım Bakanı Tom Vilsack, genetiği değiştirilmiş ürünler ve besicilikte hormon kullanımı gibi konularda ülkesi ile AB arasındaki arasındaki farklılıkların serbest ticaret anlaşmasını bozabileceğini söyledi.

Söz konusu alanlarda zor bir müzakere olacağını, konuların ciddiyetinin farkında olduklarını belirten Vilsack, çözüm için ele alınması gereken üç konuyu, “AB’nin ABD sığır eti ve genetiği değiştirilmiş organizmalar ihracatına itirazı ve ABD’nin AB coğrafi işaret sistemlerine veya menşe adı korumasına itirazı” olarak sıraladı. Vilsack, çözümündeki güçlük nedeniyle bu zor konuların üzerine gidilmezse TTIP anlaşmasının gerçekleşmeyeceğini düşündüğünü ifade etti.

ABD’ye göre, genetiği değiştirilmiş ürünlerden elde edilen ürünlerin güvenli olduğu bilimsel olarak gösterildi, ancak Avrupa’nın genelinde bu iddialara şüpheli bir yaklaşım var.

Şampanya ve Parma domuz budu gibi 1.000’den fazla ürünün listelendiği coğrafi işaretler (GI’ler) ise AB, çiftlik ve ticaret politikası için büyük önem taşıyor. ABD ise belirli bir ismi yalnızca belirli bölgede üretilen ürünlerin taşıyabilmesini sağlayan coğrafi işaret düzenlemesini, korumacılığa benzetiyor.

Hogan, TTIP Konusunda İyimser

Vilsack’ın açıklamalarına karşılık, AB Komisyonu’nun Tarım ve Kırsal Kalkınmadan Sorumlu Üyesi Phil Hogan, müzakerelerde ilerleme kaydedildiğini, her iki taraf için de adil olan bir anlaşma yapılması gerektiğini söyledi. Konferanstaki konuşmasında, sıkı hijyen engelleriyle karşılaşan AB süt ürünleri ve coğrafi göstergelerin korunmasının önemine dikkat çeken Hogan, Avrupa tarım sektörünün desteğini alacak dengeli bir sonuç elde edilebileceğine ikna olduğunu, ancak bu dengeyi yakalamak ve çiftçi gruplarının, üye ülkelerin ve Avrupa Parlamentosu’nun desteğini almak için Avrupa’nın da bazı kazanımlar elde etmesi gerektiğini söyledi. Hogan ayrıca, 2016’da tüm bunları yapmanın mümkün olduğunu, ancak meseleleri görüşmeye şimdiden başlamaları gerektiğini sözlerine ekledi.

“AB Ortak Tarım Politikasının (CAP) ekonomik, sosyal ve çevresel meselelere sağladığı destek, bu politikanın sadece çiftçilere değil, tüm AB halkına faydalı olduğunu göstermiştir” diyerek, iklim değişikliğini azaltma ve CAP’ın faaliyete geçirilmesindeki çabalarından dolayı çiftçileri de tebrik eden Hogan, CAP’ın AB bütçesinden tamamen entegre edilmiş olan ve buradan karşılanan tek program olduğunu hatırlattı. Hogan, AB’nin CAP ile birlikte Avrupa ekonomisi ve toplumu için stratejik öneme sahip kilit bir sektörü desteklediğini ve bu sayede tarım sektörünün daha inovatif ve rekabetçi hale geldiğini belirtti.