TGDF`DEN ET FİYATLARI İÇİN VERGİ İNDİRİMİ ÖNERİSİ GELDİ

Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu Başkanı Şemsi Kopuz, etteki vergi oranının indirilmesi gerektiğini vurguladı.

Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu (TGDF) Başkanı Şemsi Kopuz, sektörün geçen yılını değerlendirirken 2016 yılına ilişkin öngörülerini düzenlenen basın toplantısında aktardı.

Toplantıda öncelikle 2015 yılı verilerini paylaşan Kopuz, Türkiye'nin 2015 yılı genel ihracatının yüzde 7'sinin gıda ve içecek sektöründen geldiğini, 2015 yılında sektörün ihracatı 10 milyar 227 milyon dolar olarak gerçekleştiğini vurgulayarak "Gıda ve içecekte 2015 yılı ithalatı ise 5 milyar 133 milyon dolar olarak gerçekleşti. Gıda ve içecek sanayi ithalatı, Türkiye toplam ithalatından yüzde 2 pay aldı. Bir önceki yılla karşılaştırıldığında gıda sektörü ihracatında yaklaşık 1 milyar dolarlık bir düşüş yaşadıklarını dile getiren Şemsi Kopuz, aynı şekilde ithalatta da 500 milyon dolarlık bir daralma söz konusudur" dedi.

"ETİN FİYATI 6 LİRA AŞAĞI ÇEKİLEBİLİR"
Kırmızı et fiyatları ile ilgili konuşmasında fiyatların 6 lira aşağı çekilebileceğini belirten Kopuz, "bugün karkas et ithalatı gerçekleştirdiğimiz Letonya gibi çeşitli ülkelerden et tedarik edilerek, Bosna Hersek üzerinden ithalat yapılmaktadır. Ayrıca sadece karkas et olarak yapılan ithalat; sektörün deri, sakatat gibi ihtiyaçlarına cevap verememekte, mağduriyetlere yol açmaktadır. Bu anlamda yapılacaksa canlı hayvan ithalatı hem ihtiyaca yönelik olması açısından hem de helal kesim hassasiyeti açısından daha kıymetlidir. Kamuya bu konuda çağrıda bulunursak, ette KDV oranının ve besilik canlı hayvan ithalatında alınan yüzde 15 verginin yüzde 1'e düşürülmesinin, başta tüketici ihtiyacını karşılayabilmek adına elzem olduğunu vurgulayabiliriz. Temel beslenme ihtiyacımız olan etin fiyatını böylelikle 6 lira aşağı çekebiliriz. Piyasa böylece regüle olmuş olur".

"SEKTÖRÜN GSYİH PAYI 360 MİLYARI BULUR"
Sektörün dış ticaret karşılama oranı 2015 yılında da yaklaşık yüzde 200 oranındaki seviyesini koruduğunu belirten Kopuz,"Sektörün GSYİH içindeki payı 2014 yılında 330 milyar TL iken, bu rakam 2015 yılı ilk 3 çeyreğinde 270 milyar TL civarına ulaşmış durumda. Resmi rakamlar henüz açıklanmadı ama 2015 yılı için sektörün GSYİH içindeki payının yaklaşık 360 milyar TL'ye ulaşmasını bekliyoruz. 440 binin üzerinde çalışanıyla Türkiye'nin 2'nci büyük endüstrisi olan gıda içecek sektörü yerini korumaktadır" şeklinde konuştu.

Son dönemde uçak krizi dolayısıyla Türkiye'den bazı tarım ve gıda ürünleri ithalatına ambargo koyan Rusya'da ise yaptırımlar ve petrol fiyatlarındaki dalgalanmalar neticesinde 2015 yılı ekonomisinde yüzde 3,5 oranında bir daralma meydana geldiğini vurgulayan Kopuz, "Bizim Rusya ile gıda sektörü olarak ticaret hacmimiz 750 milyon doları ihracat, 1 milyar doları ithalat olmak üzere 1 milyar 750 milyon dolar seviyesinde idi. Rusya sektörümüz açısından ihracat yaptığımız ilk 10 ülkeden biri değildir. Ancak son 3 yıla bakacak olursak tarımsal ürünlerde ağırlıklı buğday olmak üzere ithalat yaptığımız ülkeler sıralamasında ilk sıradadır" ifadelerini kullandı.

Yeni pazarlara yönelik bir değerlendirme yapan Şemsi Kopuz; "Genele bakacak olursak 2016 yılında Türkiye ekonomisinde, dolar, kur, enflasyon, faiz gibi enstrümanların alacağı pozisyonlar da dahil olmak üzere küresel petrol fiyatları, yakın bölgemizdeki ve ihraç pazarlarındaki gelişmelerin önemli etkisi devam edecek. Tüm bunların yanı sıra; Kuzey Afrika ekonomik ve sosyal dinamizmiyle ihracat artışı öngördüğümüz pazarlar arasında. Bu bölgelerde orta sınıfın dikkat çekici bir biçimde büyüdüğünü görüyoruz. Yine Güney Amerika, Çin, Hint Pazarı ihracat potansiyelimizin artacağını öngördüğümüz pazarlar arasında. 2016 yılında, geçen yıl yaşadığımız olumsuzluklara rağmen sektör olarak yüzde 5 civarında bir büyüme beklentisi içinde olduğumuzu ifade edebilirim" dedi.

Gıda ve tarım ürünleri fiyatlarındaki artışlarda, üretim maliyetlerinin gözden uzak tutulmaması gerekliliğine dikkat çeken Şemsi Kopuz, "Alınan ve alınması gereken tedbirlerle birlikte, aynı zamanda enerji, mazot, yem, gübre gibi girdi maliyetlerinin yüksekliğine yönelik çalışmalar yapılmalı, maliyetlerin düşürülmesi için çözüm üretilmeli, istikrar sağlayacak fiyat politikası hayata geçirilmelidir" şeklinde konuştu.

Başkan Kopuz, "Genel olarak hayvancılık (et ve süt sektörleri) için ilk yapılması gerekenlerin milli envanterin hiçbir şüpheye yer bırakmayacak doğrulukta ve detayda olmasını sağlamak olduğunu belirterek, "Bugün kamu otoritesi dahil herkes, kayıt dışı üretim ve ticaretin varlığının farkında ancak boyutu konusunda herkesin ayrı bir tahmini var. Ölçemediğimiz bir şeyi iyileştiremeyeceğimiz kuralı da geçerliliğini koruyor. Envanterimizi bilirsek kırmızı et arzı ile ilgili projeksiyon yapabilir ve aynı şekilde talep projeksiyonu ile çakıştırarak arz açığı olan aylar için proaktif olarak besi danası ithalatı yoluna gidebiliriz. Bu rakamlar sektör oyuncularına açık olursa herkes ona göre pozisyon alır, sistemin regüle hale gelmesi daha kolay olur. Milli potansiyelimizin tamamı kullanılmadan ithalat, hele hele et ithalatı düşünülmemeli; sadece geçici bir tedbir olarak uygulanmalıdır" dedi.

İHA
  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz
Henüz bir yorum yazýlmadý. Ýlk yazan siz olabilirsiniz.