SEBZE VE MEYVEDE VURGUNU BİTİRECEK 3 TEKLİF

Sebze ve meyve fiyatlarındaki vurgun 4 koldan sürerken, çarpık yapının önüne geçmek için şu 3 öneri öne çıkıyor.

Sebze ve meyve fiyatlarındaki vurgun 4 koldan sürüyor. Piyasada üreticinin değil komisyoncuların dediği oluyor. Çiftçi ürettiği ürünü 100 metre ilerdeki kapalı pazara sokamayınca piyasa dışı oyuncular fiyatı istediği gibi belirliyor. Bu çarpık yapının önüne geçmek için şu 3 öneri öne çıkıyor:   

Türkiye'deki tarladan mutfaklara uzanan zincirde fahiş fiyat farkı devam ediyor. Hem üreticinin hem tüketicinin şikâyetçi olduğu var sistemde kazanan bir bir kesim mevcut o da aradaki komisyoncular. Ürünü tarladan yok pahasına üreticinin elinden alan ve market ile yazara ulaştırana kadar fiyatını 4-5 kata çıkaran komisyoncular, adil ve makul bir fiyat politikasının oluşmasına imkân vermiyor.

Piyasayı regüle edecek bir sistem olmayınca, komisyoncu; üretici ile tüketici fiyatları arasında uçuruma her defasında diğer bir gerekçe uyduruyor. Yeni Şafak'ın geçtiğimiz günlerde yaptığı tam sayfalık bir çalışmayla dikkat çektiği vurgun çarkının kırılması için neler yapılması gerektiğini sorduk.

KONTROL ÜRETİCİNİN ELİNDE DEĞİL

Mevcut tabloda üreticinin değil komisyoncuların dediği oluyor. Çiftçi ürettiği ürünü 100 metre ilerdeki kapalı pazara sokamayınca piyasa dışı oyuncular fiyatı istediği gibi belirliyor. Sektördeki en büyük eksikliklerden biri de soğuk hava depoları. Bolluk olduğu dönemde ürünlerin saklanacağı; azaldığı dönemlerde ise piyasaya sürüleceği bir mekanizma yok. Üreticinin birlik olamaması çiftçinin en büyük dezavantajı olarak öne çıkıyor. Üreticinin bu yüzden kazancı çok kısıtlı kalıyor. Elindeki üretim gücünü de başkalarına vermek zorunda kalıyor.
 
ÇİFTÇİNİN PAZARA GİRİŞİ YASAK

Borçlarını kapatmak için derhal mahsul satmak zorunda kalan üretici; birlik olamadığı için zaten istediği fiyata satış yapamıyor. Zincirin ikinci halkasında ürünün kontrolü artık üreticiden çıkıp komisyoncuların eline geçiyor. Çünkü çiftçi pazara bile ulaşamıyor. Üretici, bilhassa siyah yolu ile seyahat edenlerin tercih ettiği yol kenarlarını konuk tutuyor. Çiftçinin korumasız olması kontrolü sektör dışındaki oyunculara bırakıyor. Bu çarpık yapılaşmanın önüne geçmek için şu 3 teklif öne çıkıyor:

ÜRETİCİYİ KORUYACAK BİRLİKLER KURULMALI

Piyasanın üreticinin elinde olmamasının önündeki en mühim problem; çiftçilerin birlik olamaması olarak gösteriliyor. Ziraat Odaları Birliği; üreticiyi iyi koruyamadığı için çiftçinin emeğine kıymet biçmek 3-5 tüccarın insafına kalıyor. Kooperatifleşmenin yeterli ve etkin bir düzeye ulaşamaması da bu problemin bir parçası olarak gösteriliyor. Fransa'daki bir kooperatifin ürettiği yekün değerin 1 tirilyon 821 milyar dolara ulaşması; bu müessesenin ne kadar mühim olduğunun aleni bir göstergesi olarak karşımızda duruyor. Türkiye'de de çiftçi kooperatiflerinin güçlendirilmesiyle, ziraat üreticisinin korunabileceği konuşuluyor.

ÇİFTÇİLERİN PAZARA GİRMESİ SAĞLANMALI

En büyük problemlerden biri de üreticinin kapalı pazara girememesi. Yerel yönetimlerin; pazar yerlerinin yönetimini pazarcı esnafına bırakması üreticinin önündeki en büyük problem. Çiftçi tarlasında 100 metre ilerde de olsa semt veya kapalı pazara giremiyor. Bu engeli ortadan kaldıracak yasal düzenleme talep ediliyor.

TARIM HAVZALARINA SOĞUK HAVA DEPOSU

Üreticinin birlik olmaması beraberinde çiftçinin daha fazla yalnız kalmasına yol açıyor. Çiftçi ürettiğini derhal satmak zorunda kalınca; sofradan tarlaya uzanan çarkta en büyük kazanç, tedarikçilerin cebinde kalıyor. Bu çarkı kırmak için Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) ile Et ve Süt Kurumu (ESK) gibi devlet eliyle geliştirilecek bir projeyle soğuk hava depolarının kurulması öneriliyor. Ürünün bol olduğu dönemde soğuk hava depolarında stok yapacak; az olduğu dönemde ise piyasaya sürecek bir yapının önemine dikkat çekiliyor. Bu yolda sebze/meyve üreticilerinden alınacak gereksinim fazlası ürünler, gereksinim olduğu vakit piyasaya sürülerek piyasanın devlet eliyle regüle edilebileceği konuşuluyor.

1 Üretici pazar gitsin

Üreticinin pazarlara ve hallere girmesinin önü açılmalı. Üretimden direk vatandaşa ulaşacak yeni bir mekanizmaya gereksinim mevcut. Üretici 100 metre ilersindeki pazara dahi giremiyor.

2 kuvvetli birlikler gerekiyor

Güçlü üretici birliklerinin kurulması hayati ehemmiyet taşıyor. Piyasada oyun kurucu üretici hiçbir vakit olamıyor. Üretici ile tüketici arasındaki komisyoncu sayısı azaltılmalı.

3 Devlet regülasyonu şart

Bakanlık hububat ile et ve süt ürünlerinde olduğu gibi sebze meyve piyasasında da müdahil olmalı. Her bölgede soğuk hava depoları kurulmalı mahsul alımı ve sürümü yapmalı.
 
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Yeni Şafak'ın "Sebze ve meyvedeki vurgun" haberi üzerine kendisine yöneltilen sorulara yanıt verdi. Fahiş fiyatlara dur demek için çalışma yapma konusunu gündeme aldıklarını belirten Bakan Faruk Çelik konuya ilişkin şunları söyledi; "Gıda fiyatlarının enflasyona yansıması konusu hükümetimizin gündeminde. Öncelikle bakanlık bünyesinde yaşanan sorunlar ki sadece fiyat artışı değil, bazı ürünlerde düşüşte mevcut ihracattan kaynaklanan, bölgede yaşanan sıcak gelişmelerden ötürü sıkıntı mevcut. Bu inişli çıkışlı durumun stabil hale gelmesi konusunda ve genelde enflasyona besin ürünlerinin menfi etkisi yönünde gene alınması gereken önlemlerle ilgili önümüzdeki günlerde toplantılarımızı gerçekleştireceğiz. Ürünün çıkışıyla ürünün raftaki satışı arasındaki farklılık bence ana problemlerden bir tanesi, bu konu da gündemimizde olacak."

Meyve sebze fiyatları enflasyonu tırmandırdı

Türkiye'de enflasyonun bir türlü hedeflenen seviyeye çekilmemesinde besin fiyatlarının büyük etkisi mevcut. Merkez Bankası'nın da yüksek enflasyona gerekçe gösterdiği işlenmemiş (hububat-sebze-meyve) fiyatlarındaki yıllık artış dikkat çekiyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2015 seneyi enflasyonu yüzde 8,81 olurken, besin ve alkolsüz içecekler grubundaki yıllık enflasyon yüzde 10,87'ye yükseldi. Tarım ürünleri üretici fiyat endeksi ise geçen sene yüzde 14 arttı. Bu vaziyet; sebze meyvenin ağırlıkla yer aldığı enflasyon sepetinin yüzde 8,8 oranında pahalanmasında sebze meyve fiyatlarının yüksek payı olduğunu gösteriyor.

Lojistik maliyeti 30-60 kuruş

Antalya Büyükşehir Belediyesi Toptancı Haller Şube Müdürü Dilaver Demir: "Antalya bölgesinde 250 bin üretici mevcut. Antalya'daki çıkış fiyatı 70 kuruş olan marulun İstanbul'da 2.5 liraya satılması mantıklı değil. Antalya ile İstanbul arasındaki lojistik maliyeti kilogram başına 30 ile 60 kuruş arası. Eğer mahsul bol ve çoksa 30 kuruştur. Zor bulunuyorsa 60 kuruşu geçmez. Yalnız Antalya ile İstanbul'daki fiyatları kıyaslarken ürünün çeşitliliğini dikkate almak gerekiyor. Biberin 7-8 çeşidi mevcut'' diye konuştu.

Fırsatçılar kârla piyasaya çıkıyor

Tüketicinin çok pahalı fiyata mahsul aldığını belirten Mersin Akdeniz Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Gökçel, üreticiden tüketiciye aracısız bir sistemin kurulmasını istedi. Tarladan bedavaya bile alınacak bir ürünün İstanbul'da fahiş fiyatlardan satıldığını belirten Gökçel ''Bu durumu ortadan kaldırmak lazım. Üretici ve tüketiciyi buluşturacak bin zincir oluşturulmalı. Üretici birlikleri kalkınma kooperatifleri güçlendirilerek direk tüketiciye satış yapabilmeli" dedi.

Hal kanunu etkili olmalı

TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Sözcüsü Mehmet Erdem: Tarım komisyonu olarak Meclis Başkanlığı'nda gelen kanunları için toplanıyoruz. Şu günlerde bu konuda komisyona gelen bir çalışma yok. Şunu söyleyebiliriz çıkartılan durum kanunundaki değişiklik ile mühim bir sürece girildi. Türkiye de büyük miktarlarda sebze ve meyvenin ağırbaşlı oranlarda malın zayi olması problemi da bulunuyor. Hal kanunun etkili işlemesi sektör açısından çok mühim.

Regülasyona acil gereksinim var

Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı İbrahim Yetkin: "Bu işin çözümü için piyasayı dengeleyecek bir kuruma ihtiyacı mevcut. Örneğin ET ve Süt Kurumu, TMO gibi. Başka bir türlü bu işin çözülmesi olası değil. Türkiye'nin meyve sebzede yıllık 50 milyon tonluk üretim mevcut. Yani ihtiyacı olanın fazlası mevcut. Ama ürünün az ve çok olduğu dönemler mevcut. Bu dönemlerde piyasanın kontrolü tamamen hususi sektörün insafında. Dolayısıyla bunun regüle edecek bir yapıya gereksinim mevcut"

Haber 7
  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz
Henüz bir yorum yazýlmadý. Ýlk yazan siz olabilirsiniz.