ORGANİK TARIM DESTEKLERİ DEVAM ETMELİ

Ekolojik Tarım Organizasyonu (ETO) Derneği, 2019 Tarımsal Destekleme Kararnamesi ile kapsamının daraltıldığı, miktarın azaltıldığı ve destek süresinin kısıtlandığı organik tarım desteklerinin zehirsiz ve sağlıklı bir çevrede yaşamak için desteklenmesi gerektiğini bildirdi.

Üreticilerin teşvik edilip daha fazla desteklenmesi gereken bir ortamda yaşanan bu gelişmeyi değerlendiren Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği Başkanı Prof. Dr. Uygun Aksoy desteğin önemini vurgulayarak, "Organik tarım, insan, hayvan ve çevre için önemlidir, sorumlu üretim ve tüketimi öngörür. Toplumda herkesin organik ürünlere erişebilmesi için uygun fiyatta organik ürünlerin piyasaya sunulması gerekiyor. Bunun için sadece birim alan veya ürün miktarının değil, araştırma-geliştirmeden girdi üretimine ve pazar geliştirmeye dek tüm sistemin desteklenmesi gerekir. Ülkemizde 2016 yılına kadar organik tarıma ilişkin bir ulusal strateji vardı. Bu tarihten sonra  ise strateji yenilenmedi, yürütülen faaliyetler ve verilen destekler kapsam ve miktar olarak gerçekçi olmaktan ve organik tarımın teşviki hedefinden uzaklaştı"  dedi.

RAKAMLAR ÜRETİCİYE NE SÖYLÜYOR?

ETO'nun yayınladığı basın bülteni şöyle devam etti: "Günümüzde 190 kadar ülkede organik üretim yapılıyor. Türkiye'nin de dahil olduğu bu ülkelerde ister gelişmiş isterse gelişmekte olsun sürdürülebilir bir dünya için organik tarım üreticileri destekleniyor. Örneğin Fransa 'Ambition Bio 2022' adı altındaki projesi ile 2018-2022 döneminde organik tarıma devlet bütçesinden 1.1 milyar Euro'luk destek sağlıyor. Moldova ise organik meyvecilik ve sebzecilikte hektar başına 115 Euro'ya çıkan 3 yıllık geçiş dönemi destekleri, organiğe geçmiş üreticiye ise elde edilen ürün toplamının  yüzde 20'si kadarı maddi destek sağlıyor ve devlet alımlarında öncelik veriyor. Tüm bu ülkelerde organik üreticiler tarım ve gıda üretimi yaparken doğayı da korudukları için onların toplum adına hizmet ürettikleri kabul ediliyor. Ülkemizde ise 2017 ve 2018'de organik teşvikinden faydalanan araziler bu yıl destekten faydalanamıyor, sağlanan maddi destekler düşürülüyor, bazı bitkisel ürünler ve arıcılık dışındaki tüm hayvansal ürünler tamamen destek dışında bırakılıyor. Bu yaklaşım ile daha çok desteklenmesi gereken organik tarım üreticileri adeta organik tarımı bırakmaya zorlanıyor."

ORGANİK TARIM  NEDEN DESTEKLENMELİ?

Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği Başkanı Prof. Dr. Uygun Aksoy organik tarım desteklerinin devamı konusunda ise şu görüşleri dile getirdi:

Organik üretim yapan işletmelerin çoğu küçük aile işletmeleridir ve organik tarım bu üreticilere katma değerli üretim ile önemli avantaj sağlar. Ayrıca üreticinin, çalışanların ve hayvanlarının sağlığı ve refahı korunur.

Organik üretimin tüm aşamalarının sadece parasal değil politika olarak ta desteklenmesi ve teşvik edilmesi önemlidir. Zira sağlık harcamalarını azaltacak önleyici tedbirler içerir. 

Organik üretim yapan işletmelerde sentetik girdi kullanılmadığı gibi çoğunlukla işletme içinden girdi sağlanır yani gübre ve pestisitler gibi çoğu ithal girdilere bağımlılığı en alt düzeydedir.

Organik tarımda tek yıllık üretimde 2 yıl, çok yıllıklarda 3 yıllık geçiş süreci vardır. Üretici ürününü organiğe geçtikten ancak 2 veya 3 yıl sonra pazara organik olarak sunabilir. Bu süreçte ortaya çıkan üretim ve pazar riskini küçük üreticinin üstelenmesi mümkün değildir.

Bitki türlerinin 1, 2 ve 3 gibi kategorilere ayrımında veya bazı türlerin kapsam dışında bırakılması, herhangi bir planlama veya stratejinin parçası değildir. Sertifikasyonu yapılan ürünler için birim alana destek miktarlarındaki azalma sisteme kayıtlı üreticilerin olumsuz yönde tepki vermesine neden olmuştur. Sisteme kayıtlı organik ürünler aynı yönetmelikler çerçevesinde sertifikalandırılmaktadır. Destek miktarı kategorilere ayrılmadan, sertifikasyonu yapılan ürüne uygulanabilmelidir.

Organik hayvancılığın en önemli katkısı, kafes tavukçuluğu, kapalı ortamda topraksız hayvancılık gibi hayvan refahı sorunları yaratan endüstriyel sistemlere yer vermeyip alternatif üretmesidir. Ülkemizde organik hayvansal üretim arıcılık dışında iç pazara yönelik gelişmiştir. En büyük katkısı birim alana hayvan sayısını sınırlayarak yaygın ve yoğun tek ürüne yönelik yem bitkisi üretimini sınırlamasıdır. Zaten yeni başlamakta olan organik hayvancılığın arıcılık dışında desteklememesi sektörün gelişimine ket vuracaktır.

Tarımsal üretimde sürdürülebilirliğin sağlanmasında temel unsur, bitkisel ve hayvansal üretimin birlikte yapılmasıdır. Organik tarımın bu entegrasyonu, baklagil yem bitkilerinin üretilmesi ve hayvan gübresi sağlamasıyla en etkin bir şekilde sağlamaktadır. Desteklemelerde birlikte üretimin teşvik edici uygulamalara da öncelik verilmelidir. Nitekim tüm çiftlikte bitkisel üretim ve hayvansal üretim birlikte düşünüldüğünde geçiş süreçleri çok yıllık yem bitkilerinde 24 aya düşmekte, geçiş süreci yemlerinin kullanımına da izin verilmektedir. Bu şekilde organik hayvansal ürünler çok kısa bir süreçte iç pazara daha fazla sunulabilecektir.

Desteklemeler için veri toplama sisteminin güncellenmesi ve verilerin işlemden geçirilerek raporlanması daha etkili destek programları için büyük önem taşımaktadır.

Organik tarım, ülkemizde sadece dış Pazara yönelik olarak düşünülmemelidir. İç pazarda sağlıklı ürün tüketimi ve toprak, su ve genetik kaynaklar gibi doğal varlıklarımızın korunması için daha da fazla önem taşımaktadır.

Organik tarım, insan, hayvan ve çevre için önemlidir, sorumlu üretim ve tüketimi öngörür. Toplumda herkesin organik ürünlere erişebilmesi için uygun fiyatta organik ürünlerin piyasaya sunulması, sadece birim alan veya ürün miktarının değil, araştırma-geliştirmeden girdi üretimine ve pazar kontrolüne dek tüm sistemin desteklenmesi gerekir.

 

Nihat Delibaşı
  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz
Henüz bir yorum yazýlmadý. Ýlk yazan siz olabilirsiniz.