Toplantının açılış konuşmasını yapan Bakan Mehdi Eker, tarımın sunduğu pek çok potansiyelden yeterince faydalanılmadığına, özel sektörün çalışmalarda yer alması gerektiğini düştüklerini ifade ederek, "Bu nedenle de bu toplantıya özel sektörü de davet ettik. Özel sektörler arasında ve kamu özel işbirliklerinin D8 platformunda tarım ve gıda güvenliğinin iyileştirilmesinde elbette ki olumlu katkısı olacaktır" dedi.

Bakan Eker her yıl dünyada 1 milyar 300 milyon ton gıdanın israf edildiğine dikkat çekerek şunları söyledi:

"Gıda israfı ve kayıplarının en aza indirgenmesi hususu da hepimiz için son derece önemli bir konudur. Dünyada yılda 1 milyar 300 milyon ton gıda israf edilmektedir. Bu gıdayla halen dünya da açlık çeken 1 milyar insanın karnının doyması pekala mümkün. Gıda üretimi kadar belki ondan daha önemli gıda alanındaki israf ile müdahale çok daha önemli, çok daha pratik sonuç elde edilebilecek bir meseledir. Genel güvenlik ve refahın sağlanmasında temel unsur sayılan gıda güvenliği sorunu hepimizin ortak sorunudur. Bu konuda çözüm önerileri oluşturmak için D8 ülkeleri olarak bitlikte hareket edilmesi gerekir."

"SON DERECE DE HAYATİ"

Bakan Eker, "Suriye'de, Filistin'de ve Irak'ta yaşanan insanlık dramları ülkelerimiz arasında yakınlaşma ve iş birliği konusunu hayati kılmaktadır. D8 toplantısı bu anlamda daha da önem kazanmaktadır. Tarım ve gıda güvenliği konusu gerek dolaylı, gerekse de doğrudan sadece İslam dünyasında değil, bütün dünyada yaşanan siyasi ve sosyal sorunları etkilemektedir" ifadelerini kullanarak sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tarım, su ve enerji konuları 21'inci yüzyılı bütünü ile etkileyecek meselelerdir. Suyun yüzde 75'inin tarım için kullanıldığını dikkate aldığımızda mücadele alanı ikiye düşecektir. Tarım ve tarım ile ilişkili olarak gıda ve enerji konusu insanların gündemini 21'inci yüzyılda çok önemli bir şekilde etkileyecektir. Bizim gıda güvenliği meselemiz hem küresel güvenlik, barış açısından hem de kaynakların doğru kullanılması açısından son derece de hayatidir."

Eker, açlığı tecrübe edecek noktaya gelmemenin önemli olduğunu ifade ederek, "Gıda öyle bir meseledir ki var olduğu sürece karnınız acıktığında eğer elinizin erişebileceği bir yerde gıda var ise insanlar onu önemsememekte. Gıdaya ihtiyaç hissedildiğinde ona erişmek zor ise o zaman esas felaket olmakta ve o zaman insanlar fırın önlerinde birbirinin gözlerini çıkarabilmektedir. Böyle bir duruma düşmeden bunun önemini kavramak, ehemmiyetini idrak etmek ve ciddi çalışmalar yapmak, açlığı tecrübe edecek noktaya gelmemek önemli. Önceden gıdanın yeterli olduğu dönemde de bunu düşünmek, buna tedbir almak, adımlar atmak önemli" diye konuştu.

"MANDA ETİ"

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, toplantının ardında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Eker, piyasaya kaçak et sürüldüğü iddialarıyla ilgili sorulan bir soruya, "Gümrükte yakalanmış. O da piyasa için değil antrepolarda başka ülkelere ihraç etmek üzere getirilmiş, depoda tutulmuş, depo hırsızlığı olmuş... Manda eti" dedi.

Etlerin sağlı zararı olup olmadığı yönünde ki soruya ise Bakan Eker şöyle yanıt verdi:

"Sağlık ve hijyenle ilgili bir problem çıkmadı. Gümrükte depoda bulunan bir ürünü, biri depoyu açıyor, hırsızlık yapıyor. Hadise bu. Türkiye'nin içine ithal edilmek üzere gelmiş sağlıksız bir şey değil. İthalat normal şekillerde denetleniyor. Kontrol ediliyor. Gerek hijyenik açıdan, gerekse inanç ve kültür değerleri açısında" yanıtını verdi.