Türkiye'de coğrafi işaret alarak koruma altına alınan Manisa sultani çekirdeksiz üzümünün, Avrupa Birliği'nden de coğrafi işaret alması için çalışma başlatıldı.
Manisa Ticaret Borsası ve Geleneksel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Derneği (GÜCİSDER) "Manisa'nın Geleceği Sultani Çekirdeksiz Üzümü ve Coğrafi İşaretle Güçlendirilmesi Çalıştayı" düzenledi. Çalıştayda üreticiler ile sektör temsilcileri, Manisa'nın çekirdeksiz üzümüne Avrupa Birliği Coğrafi İşareti alma konusunda yol haritası belirledi.
GÜCİSDER Yönetim Kurulu Başkanı Huriye Kayabaşı Özener, coğrafi işaret konusunda ve Avrupa Birliği'nden tescil alabilmek için yapılacak başvuruda üreticileri ve sektör temsilcilerini bilinçlendirmek, üzerlerine düşen görevleri hatırlatmak için bu çalıştayı düzenlediklerini söyledi. Özener, Manisa'nın üzümünü Türk Patent ve Marka Kurumu'ndan alınan coğrafi işaretle yerelde koruma altına aldıklarını ancak bunun yanında Avrupa Birliği'nden alınacak coğrafi işaretle yereldeki korumayı uluslararası boyuta taşımak istediklerini belirterek, "Bu ürünleri biz koruyamıyorsak, bize ait olan bir ürünün başkasının almasına kapı açmış olacağız" dedi.
KATMA DEĞERE İŞARET ETTİ
Manisa Ticaret Borsası Başkanı Sadık Özkasap da üzümün "dökme ihracattan" öte markalı ve ambalajlı şekilde ihraç edilmesinin sağladığı katma değere işaret ederek, "Türkiye'de yüzde 90'dan fazlası Manisa'da üretilen, yüzde 85'i yine Manisa'daki işletmelerden ihraç edilen, dünyada eşi benzeri olmayan kalitede değerli bir ürünü, Avrupa Birliği Komisyonundan da tescil alarak daha iyi yerlere getirmeyi amaçlıyoruz" diye konuştu. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi ve GÜCİSDER Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bülent Gülçubuk ise yurt içinde coğrafi işaret almış Manisa sultani çekirdeksiz üzümünün Avrupa Birliği tarafından da coğrafi işaretle tescillenmesi çalışmalarını başlattıklarını dile getirdi. Avrupa Birliği'ne yönelik coğrafi işaret alınmasının, sultani çekirdeksiz üzümüne katma değer kazandıracağının altını çizen Gülçabuk, şunları kaydetti: "Bu durum ürünü Avrupa Birliği ve dünya genelinde daha fazla tanınır kılacak. Katma değerin artması demek aynı zamanda hem Manisa'ya, hem ekonomimize, aynı zamanda çiftçinin gelirine daha fazla katkıda bulunması demek. Özellikle coğrafi işaret ürünlerdeki beklentimiz buradan elde edilen katma değeri bir yandan kırsal kalkınmaya, diğer yandan da birinci üreticiyi yani üzüm üreticisinin de cebine daha fazla girdi girmesini sağlamak. Bunun farklı yolları var, markalaşma var, paketleme var. Daha da önemlisi mutlaka üreticinin örgütlenmesini, kooperatifleşmesini öngörüyoruz ki bizzat son tüketicinin cebine giren paradan daha fazla üreticinin pay almasını sağlanabilir."