Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü görevlileri İzmir'de Gülbahçe- Karaburun karayolu üzerinde 1 saatte cansız 26 kuş bulunurken karayollarındaki hızla giden araçların tehdit olduğunu gözler önüne serdi. Bilim insanları, Hatay'ıda leylek ve şahin, atmaca, kartal gibi yırtıcı kuşları avlamanın, bazı hastalıklara iyi geldiği inancıyla gelenek olarak sürdürüldüğünü hatırlattı.
Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Ornitolog Prof.Dr. Ali Erdoğan, kuşları olumsuz etkileyen temel nedenlerin başında habitat kaybı gelmesine rağmen, karayollarında taşıt çarpması sonucu telef olan kuş sayısının da azımsanmayacağını belirtti.
Bunun nedenini kuşların beslenme ya da yer değiştirmek için karayolları üzerinde uçmaları olarak açıklayan Prof.Dr. Erdoğan, araçların çarparak ölümlerine neden olduğu kuşların kırlangıç, serçe, kızıl gerdan, kara tavuk, karga gibi ötücü kuş türleri; şahin, atmaca gibi yırtıcı kuşlar ve baykuşlar olduğunu ifade etti. Prof.Dr. Erdoğan ev kedileri ve özellikle sokak hayvanlarının da kuş ölümlerinin önemli sebeplerinden olduğunu söyledi.
ALTI TÜRE AİT 26 KUŞ
Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü ekibinin, geçen hafta İzmir'deki çalışmalarında Urla ilçesi Gülbahçe-Karaburun karayolu üzerinde yaptığı gözlemde araç çarpması sonucu ölen 6 türe ait 26 kuşa rastladığına dikkat çeken Prof.Dr. Erdoğan, şöyle dedi:
"Ekibimiz bu karayolunda 1 saat içinde 26 ölü kuş tespit etti. Bunlardan 18'i kızıl gerdan, 3'ü maskeli ötleğen, 1'i kara kızıl kuyruk, 1'i dağ bülbülü, 1'i kukumav, 1'i saka ve biri de tanımlanamayacak kadar hasar gören bir kuştu. Bu kuşlardan saka ve kukumav yıl boyunca bölgede gözlenen yerli türler; kızıl gerdan, ötleğen, kızıl kuyruk ve dağ bülbülü ise kış ziyaretçisi olan kuşlar."
Ölü kuşların bulunduğu bölgenin yoğun maki bitki örtüsüyle kaplı olduğuna dikkat çeken Prof.Dr. Erdoğan, "Sahil boyunca devam eden Gülbahçe-Sarpıncık yolu, iklim koşulları nedeniyle kış döneminde sayıları artan bu kuşlar için dinlenme, barınma ve geçiş alanıdır" dedi.
YÜKSEK GERİLİM HATLARI VE BİNALAR ÖNEMLİ TEHDİT
Kuş ölümlerinin başlıca nedeninin doğal habitatların tarım alanına çevrilmesi, madenlerin açılması, karayolu ve yüksek gerilim hatları ve binalar olduğunu kaydeden Prof.Dr. Erdoğan, şöyle dedi:
"Yüksek gerilim ve enerji iletişim hatları, fark edilebilirliklerinin düşük olması nedeniyle kuşlar için 'çarpma' riski taşıyan yapıların başında geliyor. Bu hatlar özellikle leylek, pelikan, yırtıcı, balıkçıl, ördek ve kazların ölüm nedenlerinden biri. Binalar, iletişim kuleleri ve çeşitli yapılara çarparak ölmesi, insan kaynaklı kuş ölümlerinin önemli nedenlerinden biri. Genellikle besin ararken veya göç ederken bu tip yapılara çarparak ölen kuş sayısı hayli fazla. Özellikle dış cephesi cam kaplı binalar kuşlar için tehdit oluşturuyor. Cama çarparak ölen kuşların başında da ötücü kuşlar geliyor."
Karayolları, avcılık, kimyasallar gibi etkenlerin neden olduğu kuş ölümleri ile rüzgar türbinlerinin neden olduğu kuş ölümleri karşılaştırıldığında rüzgar türbinlerinden kaynaklanan kuş ölümlerinin sanıldığı kadar çok olmadığına dikkat çeken Prof.Dr. Erdoğan, şöyle devam etti:
"Rüzgar türbinleri (RES) aslında bulunduğu bölgenin doğal hayatının sigortası konumunda. Çünkü başka yapılaşma olmuyor. Her ne kadar az da olsa habitat kaybı yaşanmakla birlikte, başka yapılaşma olmadığı için insan faaliyeti yoğunluğu azalmakta ve av baskısından kurtulan hayvan türleri daha kolay çoğalmaktadır. Gözlemlerimizde bu şekilde avcılardan kaçarak rüzgar enerji santrami sahalarında toplanan çok sayıda kuş gördük. Avcılar bu sahalara giremedikleri için keklik gibi av baskısı yüksek kuşların yanı sıra, tavşan, tilki ve geyik gibi memeli türleri de gördük."
ONLARCA KUŞ VURULUYOR
Kaçak avcılığın da kuş ölümlerinde çok etken olduğuna dikkat çeken Prof.Dr. Erdoğan, Hatay'ı örnek vererek, şu bilgileri verdi:
"Almanya'da verici takılan kuşların Samandağ bölgesinde kaybolması üzerine Hatay bölgesinde yaptığımız incelemede, köylülerin şahin, kartal, atmaca, yılan kartalı gibi yırtıcı kuşları bazı hastalıklara iyi geldiğine inanarak vurdukları ve yedikleri tespit edildi. Bu tür avlanmanın bazı köylerde gelenekselleştiğini saptadık. Doğa Koruma ve Milli Parklar Hatay İl Şube Müdürlüğü'nün bu tür avcılarla yoğun mücadele ettiği, çok sayıda tutanak tutularak buna bağlı suç zaptı düzenlenerek cezai işlem uyguladığı biliniyor. Samandağ ilçesine bağlı bazı köylerde yaşayanlar, özellikle avcılar, göçmen kuşların geçtiği dar boğazları ve geçiş dönemlerini çok iyi biliyor. Orada pusuya yatarak onlarca kuşu vuruyorlar. Hatay Samandağ'da çok ilginç bir avlanma geleneği var. Leylek ve yırtıcı kuşları avlamak o insanların yaşam şekli olmuş. Sorunun çözümü için eğitim, bilinçlendirme ve sanıldığı gibi hastalıklara iyi gelmediği konusunda bilgilendirilmeleri önem taşıyor."
Cumhuriyet