Son yıllarda iç ve dış piyasada ilgi görmeye başlayan çileğin, arz ve talebe göre üretim alanları çoğalarak çeşit zenginliği ve süreklilik açsından, alternatif bir ürün olarak üretim miktarı artıyor.
Türkiye'de çilek üretimi en çok Mersin Silifke'den sonra Aydın Sultanhisar'da yapılıyor. Yaklaşık 11 bin dekar alanda 53 bin ton çilek üretimiyle ve yetiştirilen ürünün kalitesiyle de haklı yerini koruyacak, hasattan sofraya kadar geçen zaman süresinde tazelik ve raf ömürünü korumasıyla kendini kanıtlamış olan, aroması ve üretim kalitesiyle de ilk sırada yer alan Sultanhisar çileğini konuşmak üzere Sultanhisar Ziraat Odası Başkanı Sayın Bilal Tarhan ile bir araya geldik.
Bilal Bey öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
1970 Sultanhisar doğumluyum. İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesinden mezunum. ADÜ Veteriner Fakültesi Besin Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim dalında Araştırma Görevlisi ve Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Doktora programında yer aldım. 2000 yılında üniversitedeki görevimden ayrıldım. Sultanhisar Kültür Sanat Derneği Başkanlığı, Sultanhisar TEMA Başkanlığı, Sultanhisar Toprak Sulama Yönetimi, Sultanhisar Kalkınma Kooperatifi Yönetimi, Güney Ege Organik Güvenilir Gıda Üreticileri Derneği Yönetiminde yer aldım. Sultanhisar Belediye Meclis üyeliği görevinde bulundum. 2011 yılından beri Sultanhisar Ziraat Odası Başkanlığı görevinde bulunmaktayım. 2015 Yılında tekrar Sultanhisar Ziraat Odası Başkanlığı görevine seçildim. Aynı zamanda TZOB Aydın İl Delegeliği ve TZOB eğitim ve çalışma komisyonu başkan yardımcılığı görevinde bulundum. Hayvancılık ve çiftçilikle uğraşmaktayım.
Son yıllarda Sultanhisar'da artan çilek üretimi hakkında bize bilgi verebilir misiniz? Ne kadarlık bir alanda ne kadar üretim yapılıyor? Üreticilerin büyük oranda çilek üretimine yönelmesindeki sebep nedir?
Sultanhisar'da 1970'li yıllarda başlayan çilek üretimi, her yıl artarak devam etmektedir. 2015 yılı itibariyle yaklaşık 11.500 dekar alanda çilek üretimi yapılmaktadır. Sultanhisar da 1 dekar alanda ki üretim ortalaması yaklaşık 4.6 kg dır. Sultanhisar' ın çilek rekoltesi 53 bin ton civarında olup, Silifke'den sonra üretim miktarı ile Türkiye ikincisidir. Sultanhisar'da çilek üretiminin büyük çoğunluğu yüksek tünellerde, çok az miktarda da açık alanda tarla üretimi ve deneme amaçlı olarak da topraksız tarımda yapılmaktadır.
Sultanhisar arazi varlığının küçük parsellerden oluşması, bu küçük parsellerde ancak çilek gibi fazla tonajlı ve ekonomik değeri yüksek bir ürün ile değerlendirilebilmesi en büyük etkendir. Sultanhisar'ın mikro klima iklimi ve toprak yapısının çilek üretimine uygun olması, ve bölge tarımının ve çiftçinin yıllardır meyveciliğe yatkın olması da tercih sebeplerinden biridir. Zamanında narenciliğin ön planda olduğu bu arazilerde, narenciye ürünün ekonomik olarak çiftçiye yetmemesi sonucu narenciye ağaçlarının sökülüp yerini çileğe bırakmasına yol açmıştır. Bununla birlikte küçük parsellerdeki çilek üretiminin aile çiftçiliğine de uygun olması ve gerek örtü altı desteği gerek fide desteği ile tarımsal olarak devletten desteklenmesi de önemli sebeptir.
Pamuk fiyatlarının sabit olmaması ve mısır üretimi gibi diğer tarla ürünlerinin değişken maliyet ve fiyatları da büyük arazilerde çilek üretimini teşvik etmiştir. Sonuç olarak çilek üretimi Sultanhisar tarımına hem küçük arazilerin değerlendirilmesini hem de büyük parçalı arazilerde standart çilek üretiminin yapılmasını sağlamıştır.
Yetiştirilen çileğin çeşidinden ziyade Sultanhisar çileği olarak adlandırılmasının sebebi nedir? Hangi çilek çeşitleri yetiştiriliyor?
Aydın'ın ilçeleri içinde Sultanhisar, meyvecilik tecrübesi ve iklim, toprak kalitesi ile ayrılmaktadır. Türkiye de 63 ilde az ya da çok çilek üretiminin yapıldığı düşünülürse bizi ayıran en büyük özellik; aynı çilek fidesi herhangi bir yerde dikilmiş olsa bile Sultanhisar da yetişen çilek daha aromatik, daha albenili ama en önemlisi yola dayanıklı bir ürün olmasıdır. ADÜ Ziraat Fakültesi ve Sultanhisar MYO'da yıllardır akademik çalışmalarını saha da çilek üzerine sürdürmesi, bilimsel çalışmalarını çiftçi ile paylaşması, çilek çiftçisinin yeni çilek cinslerini takip etmesi ve yeniliğe açık olması, her türlü tarım fuarında küçük ya da büyük çilek üreticisinin ziyaret etmesi, bir yerde cesur olmasını sağlamıştır. Kontrollü tarım ve iyi tarım uygulamalarında Aydın'ın çiftçi sayısı bakımından çilek üretiminde Türkiye birincisi olması, bilinçli bir çiftçi kitlesi oluşturmuştur. Sonuç olarak hem iklimsel özellikler hem de çiftçi refleksi resmi olarak coğrafi işaret almamış olan Sultanhisar çileğinin market ve pazarlarda bir marka olmasına yol açmıştır.
Çilek üretiminde yaklaşık her üç dört yılda bir dikilen fide çeşitleri değişkenlik gösterse de son yıllarda özellikle Rubigen, Fortuna, Festival ve son 2 yıldır Sabrina cinsleri tercih edilmeye başlanmıştır. Tercih sebeplerinde verim ve dayanıklılık ön planda olsa da devletin sertifikalı fide desteği de önemli bir yer tutar.
Üretimin ve verimin bu denli artmasındaki sebep üretim miktarındaki artış mıdır? Yoksa üretim alanları arttı diyebilir miyiz?
Sultanhisar'da üretim ve verimin her yıl artarak devam etmesi geçmiş yıllara göre fide seçiminden dolayı tonajın artması ama en büyük sebep her yıl ekili alanların artış göstermesidir. Öyle ki 2011 yılında yaklaşık 8 bin dekar arazide çilek üretimi yapılırken 2016 yılında 12 bine yaklaşmaktadır. Hatta Sultanhisarlı çiftçiler sadece ilçe içindeki arazilerde değil komşu ilçelerde de arazi kiralayarak ya da satın alarak çilek üretimi yapmaya başlamıştır. Diğer ilçedeki çiftçilerinde çilek üretimine yönelmesine neden olmuştur. Aydın olarak çilek üretimine baktığımızda yaklaşık 15 bin dekar arazide ve 65 bin tona yakın çilek üretimi yapılmaktadır.
Pazar çeşitleri ve kalite standartlarının arttırılmasına yönelik çalışmalar var mı? Yüksek kalite için neler yapılabilir ?
Bölgemizde Yüksek Tünel üretim şekli ile yetiştirilen çilek eğer üretim şeklini değiştirirse örneğin yüksek sera seçimi hem birimde alınan çilek tonajını arttıracak hem de yılın bir döneminde gerçekleşen hasat zamanını diğer aylara da yaymış olacaktır. Gerçi erkenci fideler ile bölge çiftçisi üretimi kasım ayından haziran sonuna kadar üretmeyi başarmıştır.
Üretim şekli ve tekniğinin değişmesi, çoğunlukla yaklaşık 2 ay süren hasat zamanının ekim ayından itibaren temmuza kadar devam etmesi, pazarda sürekliliği sağlayacağı gibi erkenciliği de getirecektir. Bu da ekonomik olarak üreticiye yansıyacaktır. Bununla birlikte çilek yetiştiriciliğinde çalışan tarım işçisinin eğitilmesi, soğuk zincirin korunabilmesi, toplanan çileğin hızlı bir şekilde soğuk hava depolarına yerleştirilmesi gibi durumlar kaliteyi arttıran özelliklerdir.
Çiftçilerimizin genel olarak çilek üretiminde bir sıkıntı yaşıyor mu? Fiyatlardan memnun mu?
Çilek üretiminde artık tecrübe kazanan çiftçimiz, eğer iklim şartlarında ani bir negatif değişiklik olmazsa, fideden kaynaklanan kalite düşürücü ve hastalıklara açık bir durumla karşılaşmazsa üretim periyodu olarak baktığımızda sorun yaşamıyor. Ancak bütün tarım ürünlerinde olduğu gibi üretici ve tüketici arasında birçok kişinin olması, üreticiye verilen fiyat ile pazara çıkan ürün fiyatı arasında ciddi fark olması çilek içinde geçerli bir sorun. Türkiye ikincisi çilek üretimine sahip olan Sultanhisar da hala daha, üreticinin yanında yer alacak bir birlik, kooperatif olmaması çiftçiyi sadece tüccarın dinamiklerine bırakması hep bir sorundur. Entegre tarım üretiminin bir an önce yaygınlaşması, Pazar kaygısı yaşamayı ya da fiyat dengesizliğinin ortadan kalkmasına yardımcı olacaktır.
Pazarlama olanakları nedir? Hastalıklarla mücadele konusu çiftçimizin başlı başına bir sorunu mudur?
Kontrollü ve iyi tarım uygulamasının nerdeyse çilek üretiminde %90 civarında olması, ihracat ürünü olan çileğin her aşamada kalıtım analizi yapılması, büyük bir çoğunlukla Ziraat Mühendisleriyle beraber çalışılması yapılan üretimin kalitesini arttırmaktadır. Ancak topraktan kaynaklanan ph, tuz oranı, kullanılan suyun kalitesi temizliği, fidelerin sağlıklı olmaması hep bir sorun olarak kalacaktır. Fidelerin bir sonraki yıla sağlıklı ve derecesi değişmeyen soğuk hava depolarında saklanması, dikime başlamadan üretim yapılacak arazinin toprak analizi, su analizi çözüme yardımcı olacaktır.
Bu yılki çilek üreticileri adına genel olarak bize bir sektör değerlendirmesinde bulunabilir misiniz?
2015 - 2016 üretim yılına baktığımızda rekolte açısından herhangi bir sorun yaşanmamıştır. Hatta artan bir üretim ile karşılaştık. Ürünün kalitesinde, aromasında, lezzetinde de bir sorun yaşamadık. Ama fırsatçı, kötü niyetli tüccarların ucuza ürün alıp anlaşma yaptığı firma, market, pazarlara yüksek fiyatla vererek daha fazla kazanma hırsını gördük.
Çilek üretiminde Türkiye, Amerika'dan sonra 376 bin tonla dünya ikincisi bir üretime sahiptir. Üretilen bu çileğinde yaklaşık 17 bin tonu ihraç edilmektedir. İhracatta en büyük pay da yaklaşık 13 bin tonla Rusya'dır. Yaklaşık 360 bin tonu iç pazarda tüketilmektedir. Çünkü çilek hasat edildiği tarih bakımından rakipsiz bir üründür. Sadece taze olarak tüketilmeyen çilek, gıda sanayinde de oldukça kullanılan bir üründür. Çilek dondurma, meyve suyu, meyveli süt, pasta - bisküvi, kuru gıda, reçel gibi pek çok alanda da değerlendirilmektedir.
Rusya ambargosunun bahane edilerek çileğin üretici bazında fiyatının düşürülmeye çalışılması ancak hırs ve ahlaksızlıkla tarif edilebilir. Çünkü sadece 13 bin ton ihracatınızın olduğu bir pazarın kapanması demek bütün bir çilek üretiminin fiyat kaderini etkileyemez. Diğer ihracat yapılan ülkelerle ihracatın devam etmesi, yeni ülkelerin eklenmesi ve yine artık ürüne alışmış bir iç pazar ve gıda sanayiside oluşmuş bir ürün olan çileğin değerinin korunması gerekirdi.
Bu fırsatçı tüccar politikasının yanı sıra bu sene bütün ürünlerde iklim olarak ılıman geçirilmesi yaklaşık 15 günlük bir erkenciliğe sebep oldu. Çileğin her seneki hasat tarihine alışık olan ihracatçı firmaların başlangıçta ürünün erken gelmesi ile bu bölgeye gecikmesi de bir sıkıntı yaşattı. Ama sonuçda baktığımızda tarlada toplanmayan bir çilek, depoda satılamayan bir çilek, tırda boşaltılmayıp satılmıyor diye geri dönen bir çilek olmadı. Artan dikim alanları ve çilek verimin yüksekliği ve bu sene erken hasat tarihi, alışık olunan Pazar için fazla gelince beklenenin altında bir fiyat ile karşılaşıldı. Yine bu sene çilek cinsleri arasındaki fiyat farkı da önemliydi.
Çileğin dış ticareti hakkında bize neler söyleyeceksiniz?
Kalite korunduğu sürece, ve istikrarlı bir pazar bulunup üründe süreklilik sağlandığı zaman iç ya da dış pazarda bir sorun yaşanacağına inanmıyorum. Yine de Sultanhisar'da yetişen çileğin ihracat kalitesinin yüksek olması her zaman için ihracat pazarlarının bulunmasını gerektirmektedir.
Röportaj: Tuğba Gülsever