Özdemir yaptığı açıklamada, "aile çiftçiliği"nin daha çok küçük işletmeler şeklinde, aile bireylerinin çalışabildiği, yeterli gelir elde edebildiği çiftçilik ya da işletme biçimi şeklinde tanımlanabileceğini söyledi.

Türkiye'nin modele yabancı olmadığını ancak bazı eksiklikler bulunduğuna dikkati çeken Özdemir, bu modelde kadınların rolünün çok önem taşıdığını dile getirdi.
 
"Kadınlar, kentteki gibi kırsal alanda da ailenin geleceğine yön veren, ailedeki temel işlevleri, görevleri yerine getiren kişiler olması nedeniyle son derece önemli" diyen Özdemir, Türkiye'deki tarım işletmelerinin yüzde 95'inin küçük olduğunu vurguladı.

Özdemir, şöyle konuştu:

"Ülkemizde yeterince küçük işletme var ama yeterli gelir elde edemiyorlar. Aslında bizde mevcut yapı, aile çiftçiliği açısından son derece uygun ancak o ailenin yeterince gelir elde edebileceği imkanları yok. Onun için ülke olarak aile çiftçiliğinde bir şeyler yapmak istiyorsak, yeterli gelir elde edebilmelerini sağlamamız lazım. Bunun için de önce kadını kırsal alanda oturmaya ikna etmemiz ve kırsal örgütleri etkinleştirmemiz lazım. Kente gidince kadın daha rahat edeceğini düşünüyor. Kırsal alanda emeğinin karşılığını alamıyor. O nedenle de kadınlara yönelik, aile çiftçiliği açısından olaya baktığımızda, onların yeterli gelir elde edebileceği imkanları oluşturabilmemiz lazım.

Bunun için de belki genel anlamda alınan önlemler arasında, mirasın parçalanmasını, belli miktarın altına düşmesini engelleyen yeni yasa çıkarıldı ancak bu, yeterli değil. Bunun başka politikalarla da desteklenmesi gerekiyor."

"Çiftçi kooperatiflerinde kadınlar daha etkin rol almalı"

Tarım sektöründeki genel sorunun üreticilerin yeterli kazanç sağlayamaması olduğuna işaret eden Özdemir, sorunun çözümü için örgütlenmenin ve kooperatifçiliğin yaygınlaştırılması gerektiğini aktardı.

Özdemir, tarım kooperatiflerinde kadınların daha etkin rol almaları gerektiğini vurgulayarak, şunları söyledi:

"Kırsal alanda ailenin yeterli gelir elde edebileceği büyüklüğü sağlayamıyorsak, o zaman birlikte bütün köyde ya da kırsal alanda bazı şeyleri değerlendireceğiz. Aslında tarımın genel sorununu çözmüş olacağız bu şekilde de. Tarımın genel sorunu nedir? Üretici, üretiyor ama yeterli kazanç elde edemiyor. Tüketiciye çok yüksek fiyatla geliyor ürünler. O nedenle aradaki fiyat farkını önlemek açısından örgütlenmeye yönelmek gerekiyor. Ülkede yeterli örgütlenme var, kırsal alanda yeterli örgüt var ama yeterli etkinlikte çalışamıyor. İşte burada kooperatiflerde kadınların daha etkin rol almasını öneriyorum. Yani aile çiftçiliği açısından çözümü oluşturabilmek için."

Aile çiftçiliği modeliyle kırsal alandaki kadınların örgüt ve kooperatiflerde aktif çalışarak sosyalleşeceklerini belirten Özdemir, sözlerini şöyle tamamladı:

"Türkiye genelinde olduğu gibi kırsal alanda da aynı şekilde nüfusun yarısı kadın. Sorunu birebir yaşayan kadınlar kırsal alanda, niye kırsal alandan göç ediliyor? Kadınlar, kırsal alanda yeterli sosyal yaşamı bulamıyor, belki ekonomik açıdan yeterli kazancı elde edemiyor, o nedenle şehre göçmek ya da şehirde yeni iş olanakları yaratmak istiyorlar. Aile çiftçiliği modeliyle kadınları kırsal alandaki örgütler, kooperatifler, birliklerde daha etkin hale getirirsek, kadın bakış açısını da kırsal alandaki örgütlere kazandırmış oluruz. O nedenle önce eğitim ve planlı yapılanmayla bu örgütlerde kadınların aktifliğini arttırmak gerekiyor.

Öncelikle bu örgütlere kadınları alabilmek için eğitim gerekiyor, eğitimden sonra da daha aktif yer almalarını sağlamak... Bu konuda yürüttüğümüz çalışmalarda, yaptığımız araştırmalarda da kadınlar karar verici konumda olmadıkları için sıkıntılara ya da sorunlara çözüm oluşturamadıklarını söylüyorlar."