Çevre Mühendisleri Odası,İğneada'da yapılacak olan nükleer santral ile ilgili bir risk haritası yayınladı.
Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) geniş kapsamlı bir çalışma yaparak İğneada’da yapılmak istenen nükleer santralin patlaması hâlinde İstanbul dahil pek çok kentin nasıl ve ne derecede etkileneceğine dair bir rapor hazırladı.
Kırklareli İğneada`da yapılması planlanan nükleer santralde herhangi bir kaza olması durumunda İstanbul ve Trakya`nın tamamı ile Kuzey Ege`nin büyük bir risk altında olacağı ayrıca Marmara, Batı Karadeniz, Kıyı Ege ve Kıyı Akdeniz bölgelerininde oluşacak radyasyon bulutundan etkileneceği belirtildi.
Japonya`da, 11 Mart 2011 tarihinde meydana gelen deprem ve sonrasındaki tsunami felaketinin ardından Fukuşima nükleer santralindeki radyoaktif sızıntının etkilerinin halen devam ettiği raporda belirtilirken bölgede son yapılan değerlendirmelere göre, santralin güvenli bir şekilde faaliyetlerini durdurması için en az 30 yıla ihtiyaç olduğu ve kapatma işleminin maliyetinin en az 19 milyar dolar olacağı da raporda yer verilen bilgiler arasında.
26 Nisan 1986 yılında meydana gelen Çernobil kazasına da değinilen araştırmada Çernobil`den yayılan radyasyonun Avrupa`nın büyük bölümünü etkilediği,ülkemizi ise yaklaşık 8 gün sonra ciddi oranda etkilediğinede değinildi.

Son günlerde sıkça tartışılan İğneada'nın lokasyon itibariyle 20 milyon kişinin yaşadığı ve nüfus yoğunluğunun en yüksek olduğu bölgede bulunması nedeniyle en riskli alanlardan birisi kabul edilen raporda ayrıca, İğneada'nın dünyanın en önemli 3 longoz ormanlarından biri olduğu ve 2007 yılında Milli Park olarak tescillenmesininde önemli bir değer olduğuna değinildi. İğneada'daki Longoz ormanlarının ise nadir görülen kuşları, balıkları, bitkileri barındırırken ayrıca çeşitli uluslararası sözleşmeler ile korunan türleri de ekosisteminde barındırdığı kaydedildi.
Yayınlanan raporda sonuç olarak İğneada`da meydana gelecek bir radyoaktif sızıntının, İstanbul`un yanı sıra nüfus yoğunluğunun fazla olduğu Türkiye`nin batı bölgelerini büyük oranda etkileyeceği belirtilmiştir. Tarım alanlarının ve zeytinliklerin önemli ölçüde zarar göreceği de tespit edilirken yetkililerin ve STK'ların bu konuda daha kapsamlı çalışmalarda bulunarak sonuçlarını kamuoyuyla paylaşmaları istenmiştir.
Hayal Senem Sayan
Kaynak : Çevre Mühendisleri Odası