HER DERDE DEVA: KEÇİBOYNUZU

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Eti, keçiboynuzunun şifa deposu olduğunu söyledi. Eti, keçiboynuzunun zengin besin içeriği yanında yüksek düzeyde antioksidan madde içerdiğini, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi açısından büyük öneme sahip olduğunu anlattı.

Prof. Dr. Sinan Eti, keçiboynuzu yetiştiren ülkelerin toplam yıllık üretimlerinin 180 bin ton, Türkiye'nin üretiminin yıllık 15 bin ton olduğunu belirtti. Eti, besin değeri yüksek olan keçiboynuzunun çerez şeklinde tüketilebildiği gibi pekmez yapımında da yaygın kullanıldığını hatırlattı. Keçiboynuzunun aynı zamanda hayvan yemi olarak kullanılabildiğini söyledi. Prof. Dr. Eti, "Öğütülmüş keçiboynuzu meyvesinden elde edilen un kakao yerine içilebildiği gibi pasta ve keklerde yine kakao yerine kullanılabilir. Zengin besin içeriği yanında yüksek düzeyde antioksidan maddeler içeren keçiboynuzu, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi açısından büyük öneme sahiptir" şeklinde konuştu.

Keçiboynuzunun astım, alerjik bronşit ve nefes darlığına karşı etkili olduğu ve eczacılıkta öksürük şurubu yapımında kullanıldığını söyleyen Prof. Dr. Eti, ayrıca sindirimi düzenleyici ve bağırsakları rahatlatıcı özelliğinden ötürü bebek mamalarına da katıldığını ifade etti. Keçiboynuzu bitkisinin yüksek düzeyde kalsiyum içerdiği için çocukların kemik gelişiminde olumlu etkileri olduğunun bilindiğini hatırlatan Prof. Dr. Eti, "Yaşlılarda kemik erimesine karşı önemli katkıları var. Bunun yanında, akciğer kanserini önlemede ve iktidarsızlığa karşı da etkili olduğu ifade ediliyor" dedi.
Sağlık alanında etkileri kanıtlanan keçiboynuzu, gıda sanayisinde oldukça yaygın kullanılıyor. Keçiboynuzu tohumlarının endüstride meyvelerinden daha çok değer gördüğünü bildiren Prof. Dr.

Sinan Eti, şunları kaydetti: 

"Tohumlarından Tragasol adı verilen güçlü bir zamk elde ediliyor. Bu zamkın türevleri kıvam artırıcı, jelleştirici ve su bağlayıcı olarak birçok işlenmiş gıda maddesinde kullanılıyor. Endüstride 'Keçiboynuzu gamı', 'Keçiboynuzu zamkı' veya 'Keçiboynuzu sakızı' olarak da ifade edilen bu madde (E410); dondurma, yoğurt, puding, krema ve peynir gibi süt ürünleri yanında çikolata, şekerleme, jöle, bisküvi, ketçap, mayonez, salça ve sos, meyve konsantreleri ile işlenmiş et ürünleri, hazır yemekler ve konservelerde yaygın olarak kullanılıyor." 

Keçiboynuzu sakızının gıda endüstrisi dışında yaygın kullanım alanlarının bulunduğunu belirten Prof. Dr. Eti,"Krem, losyon ve diş macunu yapımında yoğunlaştırıcı olarak, ayrıca boya, matbaa mürekkebi üretiminde, kağıt üretiminde, pamuklu tekstil ürünlerinde kumaşlara eşit geçirgenlik ve düzgün yüzey elde etmek için ve petrol sondajlarında delme işlemini kolaylaştırmak amacıyla da keçiboynuzu kullanılıyor" diye konuştu.Prof. Dr. Sinan Eti, keçiboynuzu yetiştiren ülkelerin toplam yıllık üretimlerinin 180 bin ton, Türkiye'nin üretiminin yıllık 15 bin ton olduğunu belirtti. Eti, besin değeri yüksek olan keçiboynuzunun çerez şeklinde tüketilebildiği gibi pekmez yapımında da yaygın kullanıldığını hatırlattı. Keçiboynuzunun aynı zamanda hayvan yemi olarak kullanılabildiğini söyledi. Prof. Dr. Eti, "Öğütülmüş keçiboynuzu meyvesinden elde edilen un kakao yerine içilebildiği gibi pasta ve keklerde yine kakao yerine kullanılabilir. Zengin besin içeriği yanında yüksek düzeyde antioksidan maddeler içeren keçiboynuzu, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi açısından büyük öneme sahiptir" şeklinde konuştu.

Keçiboynuzunun astım, alerjik bronşit ve nefes darlığına karşı etkili olduğu ve eczacılıkta öksürük şurubu yapımında kullanıldığını söyleyen Prof. Dr. Eti, ayrıca sindirimi düzenleyici ve bağırsakları rahatlatıcı özelliğinden ötürü bebek mamalarına da katıldığını ifade etti. Keçiboynuzu bitkisinin yüksek düzeyde kalsiyum içerdiği için çocukların kemik gelişiminde olumlu etkileri olduğunun bilindiğini hatırlatan Prof. Dr. Eti, "Yaşlılarda kemik erimesine karşı önemli katkıları var. Bunun yanında, akciğer kanserini önlemede ve iktidarsızlığa karşı da etkili olduğu ifade ediliyor" dedi.
Sağlık alanında etkileri kanıtlanan keçiboynuzu, gıda sanayisinde oldukça yaygın kullanılıyor. Keçiboynuzu tohumlarının endüstride meyvelerinden daha çok değer gördüğünü bildiren Prof. Dr.

Sinan Eti, şunları kaydetti: 

"Tohumlarından Tragasol adı verilen güçlü bir zamk elde ediliyor. Bu zamkın türevleri kıvam artırıcı, jelleştirici ve su bağlayıcı olarak birçok işlenmiş gıda maddesinde kullanılıyor. Endüstride 'Keçiboynuzu gamı', 'Keçiboynuzu zamkı' veya 'Keçiboynuzu sakızı' olarak da ifade edilen bu madde (E410); dondurma, yoğurt, puding, krema ve peynir gibi süt ürünleri yanında çikolata, şekerleme, jöle, bisküvi, ketçap, mayonez, salça ve sos, meyve konsantreleri ile işlenmiş et ürünleri, hazır yemekler ve konservelerde yaygın olarak kullanılıyor." 

Keçiboynuzu sakızının gıda endüstrisi dışında yaygın kullanım alanlarının bulunduğunu belirten Prof. Dr. Eti,"Krem, losyon ve diş macunu yapımında yoğunlaştırıcı olarak, ayrıca boya, matbaa mürekkebi üretiminde, kağıt üretiminde, pamuklu tekstil ürünlerinde kumaşlara eşit geçirgenlik ve düzgün yüzey elde etmek için ve petrol sondajlarında delme işlemini kolaylaştırmak amacıyla da keçiboynuzu kullanılıyor" diye konuştu.

İHA
  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz
Henüz bir yorum yazýlmadý. Ýlk yazan siz olabilirsiniz.