2013 yılından bu yana Kırşehir'de alternatif tarla bitkileri üreten Kappadokia Tohum, misyonunu 'gerçek tohumlardan gerçek gıdalara' olarak tanımlayan bir tarım firması olarak yetiştirdiği ürünlerle fark yaratmaya devam ediyor.
Alternatif tarla bitkileri tarımıyla henüz yeni tanışmayan başlayan ülkemizde kısa zamanda büyük yol alarak yetiştirdiği hububat, yem ve endüstri bitkileri tohumlukları ve ürünlerinin üretimlerini büyük bir özenle gerçekleştirmeye devam eden Kappadokia Tohum ile yaptığımız röportajı sizlere sunuyoruz.
KappadokiaTohum'un kuruluş öyküsünü bizlerle paylaşırmısınız?
Kappadokia Tohum, 2013 yılında ülkemizde alternatif tarla bitkilerini üretmek amacı ile kurulmuştur. Bununla ilgili, yurtdışında ve ülkemizde bulunan enstitü ve üniversiteler ile ortak çalışmalar yürütmektedir. Misyonumuz, gerçek tohumlardan, gerçek gıdalaradır.
Alternatif tarla bitkileri ve tohumculuk ile ilgili çalışmalarınız nelerdir ? Ürün üretim yerleriniz hakkında da bizleri bilgilendirir misiniz? Kaç kişilik bir ekibiniz var?
Kappadokia tohum olarak mucize tahıl teff, kinoa (quinoa), amaranth, hardal, sorgum, lupin, maş fasulyesi, chia, camelina sativa (ketencik), çörek otu, siyah mercimek, siyah nohut, darı, antik tahıllar, çavdar, baklagil, hububat, yem ve endüstri bitkileri tohumlukları ve ürünlerinin üretimlerini gerçekleştirmekteyiz. Üretimlerimiz ağırlıklı olarak İç Anadolu bölgesindedir. Şuan 7 kişilik bir ekiple yola devam etmekteyiz.
Ülkemizde son zamanlarda daha çok duyulan alternatif tarla bitkilerinden olan Kinoa bitkisinin yetiştirme koşulları ve kullanım alanları nelerdir?
Kinoa müthiş bir adaptasyon kabiliyetine sahiptir. Kinoa özellikle kuraklık, tuzluluk, yüksek taban suyu gibi olumsuz tarımsal şartlara dayanıklılık göstermekte ve bu şartlarda rahatlıkla tarımı yapılabilmektedir. Ülkemizde tarımı yeni başlamıştır. Ülkemiz çiftçileri için, tarımsal kazanç olarak da diğer tahıllara göre yeni ve mükemmel bir alternatiftir.
Dağ yamaçlarında ve ovalarda verim çok değişmiyor. Bu bitki her türlü toprağa uyum sağlamasıyla ünlü. Sahil bölgelerinden başlayarak, 4000 metre yüksekliklerde yetişen çeşitleri mevcuttur. Kinoa, birçoğumuz için pek de tanıdık bir isim değil. Oysa ilk olarak 5 bin yıl önce Güney Amerika'da İnkalar tarafından yetiştirildiği belirtilen bu tahıl türü dünyanın çeşitli yerlerinde sofralarda yerlerini alıyor. Kinoa, tahıl olarak pirinç ve buğday nasıl kullanılıyorsa aynı şekilde kullanılmaktadır. Kinoa unu, ekmeği, makarnası, köftesi ve bisküvisi yapılabildiği gibi tane olarak da kullanılmaktadır.
Alternatif enerji bitkisi olarak adlandırdığınız CamelinaSativa (KETENCİK) hakkında bilgi verir misiniz?
Brassicaceae familyasına ait olan ketencik bitkisinin; C.sativa, C. laxa, C. rumelica, C. microcarpa, C.hispida ve C. anomala türleri yaygın olarak bilinmektedir. Bu türler içerisinde ekonomik önemi olan tek tür Camelina sativa'dır. Yazlık ve tek yıllık bir yağ bitkisi olan Ketencik (Camelina sativa (L.) Crantz) bitkisi yazlık olmakla birlikte sert kışlara dayanıklı tipleri de olan bir kültür bitkisidir. Kültürü yapılan ketencik çeşitleri bir yıllık olup yabanı formlar genel olarak çok yıllıktır. Bitki boyu 117 genel olarak 25-100 cm arasında değişir. Bitki habitusu tek gövde şeklinde büyür. Gövde yuvarlak olup, üzeri tüylü ve genellikle aşağıdan dallanır. Yapraklar mızrak biçiminde, 5-8 cm uzunluğunda ve kenarları düzdür. Çiçek; 4 adet yeşil renkte çanak yaprak, 4 adet sarı ya da sarımsı beyaz renkte taç yaprak, 6 adet erkek organ ve bir adet dişi organdan oluşur. Ketencik bitkisi kendine döllenen bir bitkidir. Meyve, kapsül biçiminde olup, 0.7-2.5 mm çapında, portakal renginden kahverengine kadar değişen renktedir. Kapsül 8-16 tohum ihtiva eder. Tohumun uzunluğu genişliğine göre daha fazla olup, şekil olarak buğday tohumunu andıran ardır. Kültürü yapılan çeşitlerin tohum rengi koyu sarıdan açık kahverengine kadar değişir ve parlaktır. Tohumun 1000 tane ağırlığı 0.8-1.8 gram arasında değişir. Bitki diğer yağ bitkilerine kıyasla çok daha yetersiz durumlardaki toprak ve kurak iklim koşullarında daha yüksek verim verme özelliğine sahiptir.
Ayrıca vejetasyon süresinin kısa olması ve birçok hastalık ve zararlılara karşı bitkinin üretmiş olduğu belirli fitokimyasal maddeler nedeniyle doğal dayanıklılığa sahip olması nedeniyle son zamanlarda Almanya ve Kanada başta olmak üzere dikkatleri üzerine çekmiş ve bitkiyle ilgili agronomik ve ıslah çalışmaları yoğun bir şekilde başlamıştır.
Ketencik Bitkisinin Özellikleri :
Yemeklik yağların besleyiciliğini arttıran ve aynı zamanda raf ömrünü de uzatan tokoferoller bakımından zengin olan ketencik yağında 700 mg/kg tokoferol bulunduğu bildirilmektedir. Bunun yanı sıra ketencik yağının önemli bir özelliği de içerisinde bulunan linolenik asit oranının (%38) yüksek olmasıdır. Linolenik asit Omega-3 yağ asitlerinden birisi olup, bu yağ asidi sadece balık yağı ve ketende bulunan kaliteli bir yağ asididir. Bu nedenle Omega-3 yağ asidi bakımından zengin yemeklik yağ talebini karşılama bakımından ketencik önemli bir yağ bitkisi olma potansiyeline sahiptir. Ketencik bitkisinin yumurta ve et tavuklarının beslenmesinde kullanılması ile üretilen et ve yumurtalarda Omega-3 yağ asidinin yüksek olmasını sağlamakta ve insan sağlığı açısından daha sağlıklı et ve yumurta üretimine yardımcı olmaktadır. Ketencik unu biyolojik değer olarak soya unu ile benzerlik gösterir ve % 45-47 ham protein ve %10-11 lif içermektedir. Bitki aynı zamanda önemli bir biyodizel kaynağıdır. Ketencik yağının metil esterinin yüksek iyot değerine sahip olması yağın bozulmadan daha uzun süre sanayide makine yağlamada kullanılmasına imkan tanımaktadır.
Özellikle kuru tarım alanlarında verimi arttıran en önemli faktörlerden birisi üretimi yapılacak olan bitki için en uygun ekim zamanını belirleyerek belirlenen bu zamanda ekimi yapmaktır. Kuru tarım alanlarında özellikle yazlık ekimlerde ekimin erken yapılması yüksek verim açısından büyük önem taşımaktadır. Ketencik bitkisinde en uygun ekim zamanını belirlemek için yürütülen çalışmalarda ilkbaharda yapılan ilk ekimden en fazla tohum verimini aldıklarını bildirmişlerdir.
Ketencik Bitkisi Yağ Oranı :
Ketencik tohumunun yağ oranını belirlemek üzere birçok çalışma yürütülmüş olup, genelde bitkinin yazlık çeşitlerinde % 42 dolayında yağ bulunmuşken, kışlık çeşitlerde ise bu oran biraz daha yüksek olup % 45'lere ulaşmaktadır. Yapılan diğer bir çalışmada yağ oranının % 25-48 arasında değiştiği bildirilmektedir. Bitkinin sahip olduğu yüksek adaptasyon kabiliyetine bağlı olarak değişik çevrelerde yetiştirilebilmekte ve buna bağlı olarak da yağ oranında, büyük bir varyasyon görülebilmektedir. Ayrıca yazlık ve kışlık olarak da yetiştirilebilmesi yağ oranındaki varyasyonun önemli bir nedeni olmaktadır. Yağlı tohumlardan elde edilen bitkisel yağlar farklı amaçlarla kullanılmaktadır. Bitkisel yağlardan insan beslenmesinde faydalanıldığı gibi farmakolojide, endüstride ve biyoyakıt olarak da faydalanılmaktadır. Bir bitkisel yağın hangi amaçlarla kullanılacağını belirleyen en önemli faktör ise yağ asitleri kompozisyon durumudur. Örneğin, erusik asit oranı yüksek yağlar yemeklik olarak tercih edilmezken sanayide çok farklı amaçlarla başarılı bir şekilde kullanılmaktadır. Diğer taraftan linolenik asit oranı çok yüksek yağlar oksidasyon stabilitesinin düşüklüğü nedeniyle yaygın olarak yemeklik yağ kullanımında tercih edilmezken, iyi tutuşup yanması nedeniyle biyoyakıt olarak kullanımında tercih edilmektedir. Ketencik bitkisinin yağ asitleri kompozisyonu üzerinde yapılan araştırmalar, % 15.0-20.0 oleik asit, % 18.0-25.0 linoleik asit, % 27.0-35.0 linolenik asit, % 12.0-15.0 ekosenoik asit ve % 0.0-4.0 erusik asit bulunduğu bildirilmektedir. Ketencik bitkisi genel anlamda tanelerindeki yağda % 12 dolayında doymuş yağ asidine sahip iken, % 88 dolayında da doymamış yağ asidine sahip bir bitkidir.
Ülkemizde ürettiğiniz alternatif tarla bitkilerini tanıtma ve pazarlamada ne gibi sorunlar yaşıyorsunuz? Alternatif tarla bitkileri üreticilerine verilen desteklemeler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Alternatif tarla bitkileri ülkemizde henüz yeni olduğu için, çiftçilerimiz de yeni yeni tanımaktadır. Diğer yandan, çiftçilerimiz geleneksel ürünlerden yeterli kazanç elde edememekte ve alternatif ürünlere yönelmektedirler. Alternatif tarla bitkileri üretiminde en büyük sorun şuanda ki ürün destekleme sistemidir. Destekleme belli ürünlere verildiği için, diğer bir değişle alan bazlı olmadığından, doğal olarak çiftçilerimiz de desteklemesi olan ürünlere ağırlıklı olarak yönelmektedirler. Bu ürün bazlı destekleme sistemi ülkemize dünyada hızla yaygınlaşan yeni ve alternatif ürünlerin girmesinde ve yaygınlaşmasında çok büyük engel oluşturmaktadır. Bu ürünler, yurt dışında borsası oluşmuş ürünler olduğundan pazarlama sorunu kesinlikle bulunmamaktadır. Kaldı ki yurt içinde de büyük gıda markaları portföylerine eklemeye başlamışlardır.
Uzun ve kısa vadede tarımsal üretimdeki hedefleriniz nelerdir? Yeni tohum çeşitleri ve yeni tarla bitkileri alanındaki ileriye dönük projeleriniz nelerdir?
Firmamızın ülkemiz için en önemli gördüğü ürün amarant'dır. Bununla ilgili çalışmalarımız yoğun olarak sürmekte olup tahıl, yağlık ve yemlik amarant çeşitlerinin tesciline başlamaktayız. Tahıl olarak amarant içerdiği anti-kanserojen skualen, çok yüksek ve dengeli aminoasit içeriğiyle mucize bir tahıldır. Dünyada özellikle batı ülkelerinde, amarant üretim birlikleri yıllar önce oluşturulmuş ve hızla yaygınlaşmaktadır. Örnek vermek gerekirse, amarant ekmeği çok değerli bir ekmektir. Batı ülkelerinde günden güne tüketimi çok hızlı artmaktadır.