Gıda ve tarımda geleneksel üretim yöntemleri yavaş yavaş yerini yapay zeka, otomasyon ve teknolojiye dayalı uygulamalara bırakırken, üniversite öğrencileri bu alanda birbiri ardına dikkat çekici projeler geliştirdi.
Gıda ve tarımda geleneksel üretim yöntemleri yavaş yavaş yerini yapay zeka, otomasyon ve teknolojiye dayalı uygulamalara bırakırken, üniversite öğrencileri bu alanda birbiri ardına dikkat çekici projeler geliştirdi.
Çeşitli üniversitelerden öğrenciler, TÜBİTAK'ın Bilim İnsanı Destek Programları Başkanlığı (BİDEB) bünyesinde düzenlenen Üniversite Öğrencileri Araştırma Proje Yarışması'na savunma, uzay ve havacılık, akıllı şehirler ve ulaşım, bilgi ve iletişim teknolojileri, eğitim, enerji ve çevre, gıda ve tarım, makine imalatı ve otomotiv, sağlıkla sosyal yenilikçilik ve girişimcilik kategorilerinde çalışmalarıyla katıldı.
Bölge yarışmalarında derece alan ve son olarak 17-22 Eylül'de gerçekleştirilen TEKNOFEST İstanbul Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali'nde görücüye çıkarılan projeler, ziyaretçilerden yoğun ilgi gördü. Bu projeler arasında özellikle yapay zeka ve otomasyon gibi teknolojilerden faydalanılarak gıda ve tarım alanında geliştirilen uygulamalar dikkati çekti.
SİLOLARA AKILLI SENSÖRLER
Bu kapsamdaki "Buğday Ambarı Otomasyonu Projesi" çiftçilerin tahıllarını kendileri depolayarak, ilk elden satış yapabilmelerine imkan sağlamayı hedefliyor. Projeyle silolardaki ürünler haşerelenme ve küflenme gibi olumsuzluklara karşı korunuyor. Buğdayın uygun şartlarda muhafaza edilmesine imkan tanıyan proje kapsamında, silodaki sensörlerle nem ve sıcaklık değerleri ölçülüyor. Depoların içinde belirlenen değerlerin dışına çıkıldığında devreye giren "karıştırma çubuğu ve fan sistemi", ürün için gerekli koşulların tekrar oluşmasına olanak veriyor.
Uygun nem ve sıcaklık değeri sağlanamadığında haşerelenme ve küflenme başlangıcı görülürse "helezon" sayesinde buğdaylar yedek siloya taşınıyor. Taşınma esnasında fan yardımıyla küflü buğdaylar temizlerden ayrılıyor. Böylelikle küfün tüm depoya yayılmasının önüne geçilerek, ürünün kalitesi korunuyor.
ERKEK CİVCİVLER İÇİN YAPAY ZEKA LI KORUMA
Yapay zeka destekli "Karşılaştırmalı Metotla Yumurta Şeklinden Cinsiyet Ayrımı Projesi", yumurtacılık sektöründe yeni bir dönemi başlatacak. Halen sektörde yumurtadan çıkan civcivler seçilerek erkek olanlar itlaf ediliyor. Yılda yaklaşık 8 milyar erkek civciv itlafının önüne geçmek üzere üniversite öğrencilerince tasarlanan projeyle yumurtanın şeklinden cinsiyet belirlenebiliyor. Böylelikle dişi civciv içeren yumurtalar kuluçkaya sürülürken, erkek civciv içerenlerin yumurta olarak tüketilmesine imkan sağlanıyor.
Proje, etik olmayan yollarla hayvanların imha edilmesini engellerken, endüstrideki kar kaybının önlenmesini de hedefliyor.
ATIK SUYU SULAMA SUYUNA DÖNÜŞÜYOR
Temiz su kaynaklarına alternatif oluşturmak için geliştirilen bir başka projeyle de atık sular, "mikroalg" olarak adlandırılan fotosentetik canlılar sayesinde temizleniyor ve tekrar tarımsal sulamada kullanılabilecek hale getiriliyor. Bu sayede azot ve fosfor açısından zengin hale gelen sular, gübre görevi de görerek bitkinin gelişmesine katkı sağlıyor. Böylece bitkinin hem kök sistemi hem de yaprakları daha dayanıklı hale geliyor. Proje, sentetik gübrenin çevreye olan zararını da ortadan kaldırmayı amaçlıyor.
MALİYETİ DÜŞÜK GLUTENSİZ ÜRÜRNLER
Gıda mühendisliği öğrencileri de çölyak hastalarının beklentilerine yanıt verecek bir proje üretti. Bu kapsamda, ekmek, kek ve bisküvi gibi ürünlerde "glüten" yerine "keten tohumu unu" kıvam verici olarak kullanılıyor. Böylece, hem ürünlerin maliyeti düşürülürken hem de çölyak hastalarının glütensiz ürün ihtiyacı daha ucuza giderilmiş oluyor. Halen glüten içermeyen ürünlerde kullanılan kıvam vericilerden çoğu ithal ediliyor. Projeyle bu konudaki dışa bağımlılığın azaltılması ve ürün çeşitliliğinin sağlanması hedefleniyor.