GELECEK NESİL DE TATİL YAPABİLSİN! EKOTURİZM

Sadece Türkiye'de değil yaptıkları çalışmalar ile isimlerini dünyada duyuran EKODOSD, şimdi de ekosistemi korumak ve eko turizmi canlandırmak adına projeler üretiyor.

 Bünyesinde zengin biyolojik çeşitlilik barındıran Kuşadası, birçok endemik türe ev sahipliği yapmaktadır. Kuşadası Tüllüşahı'nı korumak, eko turizmi canlandırmak için mücadele eden EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü ile gerçekleştirdiğimiz bu röportajda, eko turizm ve ekosistemi korumak adına merak ettiklerinize cevap bulmaya çalıştık.

-Öncelikle bizleri kırmayıp röportaj talebimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Emekli olduktan sonra, 2004 yılında kısa adı EKODOSD olan Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği'ni kurduk. Doğal hayat, çevre ve kültürün korunması gibi konularda çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Çalışma alanlarımız Kuşadası ve çevresi, Dilek Yarımadası-Büyük Menderes Deltası Milli Parkı, LATMOS(Beşparmak Dağları), Bafa ve Azap Gölleri, Büyük Menderes Nehri, otantik köyler, doğal ve kültür varlıklarının bulunduğu alanlardır.

-Eko turizm nedir ve canlandırmak için neler yapılmalıdır?

Ekoturizm, doğal bölgelere yapılan, doğal çevreyi korumayı, doğal çevre ile etkileşim içerisinde yaşayarak kendine has bir kültür yaratmış olan yöre insanını ve kültürünü tanımayı amaçlayan sorumlu bir seyahat olarak tarif edilmektedir. Ekoturizm Dünya da yaygın bir şekilde yapılmakta, ülkemizde ise yeni yeni gündeme gelmektedir. Özellikle kıyısal alanlarda bulunan turizm kentlerinde deniz-kum-güneş turizmi yoğunlaşmış durumdadır. Bu Kuşadası'nda da böyledir. Ancak günümüzde dünyadaki turist profili giderek değişmekte, turizm geleneksel destinasyonlardan uzaklaşarak, turistlerin farklı alanlara yöneldiği görülmektedir.  Eko turizm amaçlı seyahat edenlere bakıldığında, yüksek eğitimli, ortanın çok üzerinde geliri olan, doğal ve kültürel alanlara ilgi duyan, çevre bilinci yüksek kişilerden olduğu görülmektedir. Aydın bölgesi ekoturizm açısından çok zengin kaynaklara sahiptir. Ancak bu tam olarak değerlendirilememektedir. Mesela Kuş gözlemciliği dünyada çok yaygın olan ve gelir seviyesi yüksek turistlerin yaptığı bir ekoturizm faaliyetidir. Bizim çok önemli sulak alanlarımız var. Büyük Menderes Deltası, Bafa ve Azap gölleri gibi. Yaklaşık 257 kuş türümüz bulunmakta. Ancak kuş gözlem turizmi ne yazık ki çok az. Bunu mutlaka yaygınlaştırmak gerekli. Bu hem sulak alanlarımızın korunması sağlayacak hem de Aydın turizmine ekonomik olarak katkı yapacaktır. Avrupa'da en zengin bitki örtüsüne sahip bir ülkeyiz. Aydın bölgesi bu açıdan da çok zengin doğal değerlere sahiptir. Bölgemizde birçok endemik bitki türü bulunmaktadır. Kuşadası'n da bile 611 bitki türü tespit edilmiştir. Dilek Yarımadası - Büyük Menderes Deltası Milli Parkı, benzersiz bitki çeşitliliği nedeniyle Avrupa Konseyi tarafından "Flora Biogenetik Rezerv Alanı" olarak kabul edilmiştir. Botanik turizmimiz yok denecek kadar azdır. Bitkilerimizi tespit ederek mutlaka tanıtmalıyız. Bunları kitapçık haline getirip turizm fuarlarında dağıtmalıyız. Biz Kuşadası Belediyesi'nin katkılarıyla bir bitki kitabı hazırladık.

 

 

Ekoturizm faaliyetlerinden biri olan Trekking için, birçok ülke doğal alanları içinde heyecanlı, maceralı yürüyüşlerin yapıldığı rotalar hazırlamaktadır. Aydın bölgesi trekking tutkunları için çok uygun koşullara sahiptir. Başta iklimsel koşulları mükemmeldir. Yılın 12 ayı trekking yapılabilecek parkurları bulunmaktadır.  Ancak bugüne kadar bir alt yapı çalışması yapılmamıştır. Kuşadası Belediyesi - EKODOSD işbirliğiyle, yaklaşık 70 km.lik bir parkur hazırladık. Bu parkurda uluslararası işaretlemeler ve bilgilendirme tabelaları olacak. Aydın'a bağlı tüm ilçelerde bunun yaygınlaşması lazım. Ancak tüm bunları yaparken, koruma-kullanma dengesine mutlaka dikkat edilmesi lazım. Doğal alanlarımız korunduğu müddetçe geleceğe taşınabilir. Costa Rica ekoturizm faaliyetlerinin en yoğun yapıldığı yerlerden biridir. Bu turizm şeklini yaparken ekosisteme zarar verilmemesi için her türlü önlemi almış ve kurallarını yaratmıştır.
Ekoturizmin canlandırılması için öncelikle bu konuyla ilgili kamu kurumları, yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri bir araya gelerek bir planlama yapması gerekir. Bölgemizde hangi tür ekoturizm faaliyetleri yapılabilir, ilçelerimizin, köylerimizin doğal ve kültürel varlıkların envanteri nedir, bunların tespit edilmesi gerekir.

-Ekoturizmin sürdürülebilir kalkınma aracı olarak görülmesinin sebebi nedir?

Ekoturizm  doğayı bozmayan ve daha çok korumacı bir anlayışla yapılan bir turizm şeklidir. Ziyaretçi sayısının düşük olması, yerel halkın sosyal ve ekonomik anlamda gelişmesini sağlaması, doğal alanların korunmasına yönelik sorumluk içinde olması nedeniyle sürdürülebilir bir kalkınma aracı olarak değerlendirilebilir.

-'Tüllüşahın stratejik koruma planı projesi' hakkında bilgi verebilir misiniz?

Kuşadası Tüllüşahı, adını Samson Dağları'nın antik ismi Mykale'den alarak, ilk defa Kuşadası'ndan toplanıp bilim dünyasına tanıtılan endemik bir bitkidir.Kuşadası Tüllüşahı  "Vahim Durumda" (CR) kategorisinde, yani çok yakın gelecekte yok olma riski altında bulunduğundan, DKMP Genel Müdürlüğü'nün Tür Koruma Eylem Planı listesindeki 16 tür arasına girmiştir. Bu konuda Doğa Koruma ve Milli Parklar, ADÜ Biyoloji Bölümü, Kuşadası Kaymakamlığı, Kuşadası Belediyesi, EKODOSD, Yaylaköy Muhtarlığı işbirliğiyle koruma, tanıtım ve izleme çalışmaları sürdürülmektedir.

 

- Yaylaköy halkıyla yapacağınız projelerden bahseder misiniz?

Kuşadası Belediyesi, Kuşadası Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi, Yaylaköy Muhtarlığı ve EKODOSD işbirliğiyle, Kuşadası Tüllüşahı'yla ilgili bir proje yapacağız. Projenin amacı endemik bir tür olan Tüllüşahın korunması ve turizme kazandırılarak, yöre insanlarına da katkı yapmasıdır. Öncelikle Yaylaköy okulundaki çocuklara ve kadınlara yönelik bir çalışma başlattık. Haziran ayında Kuşadası Belediyesi'nin destekleyeceği bir Tüllüşah festivali düşünülüyor. Yaylaköy kadınlarına, ana teması Tüllüşah olan hediyelik eşyaların yapımı konusunda kurs verilecek. Yaptıkları hediyelik eşyaları ve ürettikleri ürünleri kurulacak yerel pazarda satabilecekler. Uzmanlar tarafından ekoturizm konusunda bilgilendirme yapılacak. Çok az kalan bu bitkinin öncelikle Yaylaköy halkının tanıması ve korumasını istiyoruz. Tüllüşah sayesinde de ekoturizm faaliyetleriyle ekonomilerine katkı yapacaklarını ve daha korumacı yaklaşacaklarını düşünüyoruz.

-Eko köylerin kurulmasının doğaya ve insanlara ne gibi katkısı oluyor?

Kent hayatından bıkarak, kırsala dönen ve kırsalda yaşamakta olan insanların ortak girişimleriyle sürdürülebilirlik esaslarına göre hareket eden toplulukların kurduğu ekoköyler, dünyada yaklaşık 1000 kadar olduğu biliniyor. Ülkemizde yok denecek kadar az olan bu tür ekoköy kavramları yeni gelişmektedir. Aydın bölgesinde ilk ekoköy çalışması, Doğa Koruma ve Milli Park Genel Müdürlüğü tarafından Söke'ye bağlı milli park içinde bulunan Eskidoğanbey köyünde başlatıldı. DKMP'nin alt yapısını hazırlayacağı bu projeye, ADÜ. EKODOSD, Muhtarlıklar ve Su Ürünleri Kooperatifi de destek verecek. Projede, yöre halkına alternatif gelir olanakları yaratacak tabiata dayalı turizm ve ekoturizm faaliyetlerinin planlanması ve uygulanması amaçlanmaktadır.  İşbirliğiyle yapılacak bu çalışmalar yereli destekleyecek, bundan kazanım elde eden yöre insanları bölgelerindeki doğal ve kültürel zenginliklere daha da korumacı bir şekilde yaklaşacaktır. 

-Gittiğiniz yerlerde eko turizmi nasıl karşılıyorlar, insanlar bu konularda yeteri kadar bilinçli mi?

Ekoturizm henüz yeni bir kavram olduğu için yereldeki insanlar bunun pek farkında değiller. Ancak biz 15 yıldır bu konuda Aydın'ın köylerinde bunu pratik olarak gerçekleştirmekteyiz. Yapmış olduğumuz etkinliklerde, köy evlerinde yemekler hazırlatarak, ürettikleri ürünlerden satın alarak yerele ekonomik olarak destek olmaktayız. Hatta bazı köylere geleneksel olarak her yıl gitmekteyiz. Köylüler de bunu bildiklerinden, bize özel köy pazarı kurarak ürünlerini satıyorlar. Köylerine gelmekte ki amacımızın sahip oldukları doğal ve kültürel zenginlikler olduğunu, bunları korudukları sürece her zaman geleceğimizi ve katkı yapacağımızı belirtiyoruz.

 

-Eko turizmi yaymak ve halkı bilinçlendirmek için neler yapıyorsunuz, devletin buna ne gibi destekleri oluyor?

Bizim sivil toplum örgütü olarak yapabileceklerimiz kısıtlı olsa da otantik tüm köylerde bilinçlendirme çalışmaları yapıyoruz. Burada ilgili kamu kurumları ve yerel yönetimlere önemli görev düşüyor. Orman ve Su İşleri Bakanlığı, doğa turizminin geliştirilmesi gayesiyle doğa turizmine konu olabilecek seçkin özellikli sahaların etkin yönetimi ve izlenmesi bilincinden hareketle "Doğa Turizmi Master (Gelişme) Planı" çalışmalarını başlatmıştı. Bunun sürdürülmesi gerekir. Aydın Büyükşehir Belediyesi'nin bu konuda bazı çalışmaları oldu. Bizim de desteklediğimiz Serçin Köyü, Azap Gölü ve Karakaya'da ekoturizmle ilgili çalışmalar yapılıyor.
Ekoturizm faaliyetleri geliştirilirse, yoksulluk ve işsizlik nedeniyle kırsaldan kente olan göçlerin azalması sağlanacaktır. İlgili kamu kurumlarının, yerel yönetimlerin, sivil toplum örgütlerinin işbirliğiyle bu çalışmaların planlı olarak yapılması gerekir.

 

-EKODOSD olarak önem verdiğiniz çalışmalar nelerdir?

Şu anda Kuşadası'nın içinde bulunan ve zengin bitki topluluklarını barındıran alanların korunması, Milli Parkın sınırlarının Kurşunlu Manastırı'nı da içine alacak şekilde genişletilmesi, Latmos(Beşparmak) Dağları'na bir koruma statüsü verilmesi, Bafa ve Azap göllerindeki çevresel sorunların giderilmesi, nesli tehlike altında bulunan hayvan ve kuş türleriyle ilgili koruma çalışmalarına ve doğal ve kültürel zenginliklerimizin tanıtılmasına önem vermekteyiz. 

-Çarşamba Söyleşileri, Kuş Gözlemciliği, Doğa Yürüyüşleri gibi birçok etkinliğiniz ile aktif bir derneksiniz. Üyelerinizin dışında katılımlar ve tepkiler nasıl oluyor?

Etkinliklerimizi genellikle üyelerimizle yapmaktayız. Çarşamba söyleşilerimize dışarıdan da katılımlar olmaktadır. Bu konuda olumlu tepkiler almaktayız. Birçok okulda, üniversite de ve kuruluşlarda sunumlar gerçekleştirmekteyiz.

-EKODOSD'a nasıl üye olunur?

Ekodosd'a üye olmak için, üyelik formunun doldurularak, 2 fotoğraf, hüviyet fotokopisi ve yıllık 70.00 TL. üyelik aidatının yatırılması gerekiyor.

-Son olarak tarim.com.tr okurlarına söylemek istedikleriniz nelerdir?

Büyük bir hız ve hırsla doğal ve kültürel zenginliklerimiz yitiriliyor. Bu konuda herkesin duyarlılık göstermesi, bilinç yaratması, bu değerlere sahip çıkması çok önemlidir. Bizler sorumluluk bilinciyle sahip çıkabilirsek, gelecek nesiller bu zenginlikleri görebilecektir. Özellikle çocuklarını doğaya götürsünler. Bunun ne kadar önemli olduğunu o çocuklar büyüyünce anlaşılacaktır.

Röportaj:Uğur Eser

  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz
Henüz bir yorum yazýlmadý. Ýlk yazan siz olabilirsiniz.