GELECEĞİN TARIMINI YOK ETMEDEN

Kuraklık ve iklim değişikliklerine karşı alınacak tedbirlerin başındaki önceliğimiz ülke su kaynaklarını, göllerini, akarsularını, sulak alanlarını korumak olmalı ve birinci sınıf tarım arazilerine de bir tek çivi bile çaktırmamalıyız.

Orman köylerini, kırsal alandaki köyleri boşaltarak çevreyi koruyamayız. Tarımdaki sürdürülebilir bir kalkınma, memleket ekonomik hayatına geçirilemediği takdirde, bu gün kentlere olan göç devam edip gider. Büyükşehirlerin varoşları işsizler ordusuyla dolar. Kırlar, tarım alanları, tarlalar, bağlar, bahçeler boşalır. Tarımdan kaçış sürer, ekilmeyen topraklar, üretilmeyen mahsuller çoğalır, dış ülkelere olan bağımlılık da daha da artar!

 

AVRUPALI ÇİFTÇİLER KADAR PAY ALMALI

Geleceğin tarımını yok etmeden, sürdürebilir olmalıyız. Pazarlama konusunda maalesef Türk çiftçisi çok zayıf kalmakta. Bu günkü şartlarda aracılar, üretenlerden daha çok kâr ediyor. Bunun için hal sistemi dışında alternatif satış imkânlarını geliştirmeliyiz. Kooperatifler ve yeni köylü satış örgütleri kurulmasına olanak sağlanmalı. Şu anda yurdumuzdaki çiftçi yetiştirdiği ürünün satış fiyatının %30’nu alabilirken, bu oran Avrupalı meslektaşlarının cebine %70 oranı olarak girmekte.

 

 AB ÇİFTÇİLERİ KADAR PAY ALMALIYIZ 

AB’de tarım nüfusu az olmasına rağmen siyasette ve sosyal hayatta örgütlü oldukları için çok etkindir. AB’de çiftçi ne derse, o olur. Avrupa’da çiftçilerin bankaları, araştırma enistitüleri, üniversiteleri bulunuyor. Bizde de çiftçiyi, köylüyü, üreteni bu seviye ye taşıyabilmek için ekonomik olarak zenginleştirecek, pazarlama sıkıntısına çözüm getirecek, üretimden Avrupalı çiftçiler kadar bir payı alabilecek olanakları ortaya koymalıyız.

 

 TARIM ÜST KURULU OLUŞTURULMALI

Örneğin: Butik manavlar ile üretim alanlarına yakın yerlerde çiftçilere her türlü ürünlerini direkt satış yapmalarına imkân vermeli. Kooperatif ve birliklerine tüketici kentlerde, şehirlerde pazarda aracıları ortadan kaldıran üretici, tüketici buluşmasına fırsat sağlayan modeller yaratılmalı. Çiftçi temsilcilerinden bir tarım üst kurulu oluşturulmalı, ülke ihtiyacına ve dünya pazarlarının talebi olan üretim çeşitliliği önceden belirlenerek, üreticinin rast gele ekim yapması, her dönem bir yöne yönelmesi önlenmeli. Ürün çeşidinde denge sağlanmalı, piyasada arz fazlalığından fiyat düşüklüğü yaşanmamalı. Çünkü üreticinin hak ettiğini alamadığı bir ortamda “Sürdürülebilir Bir Tarım”ın gerçekleştirilmesi mümkün değildir.

Üretici Gazetesi

PROF. DR. HASAN VURAL

» Tüm Yazıları
  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz
Henüz bir yorum yazýlmadý. Ýlk yazan siz olabilirsiniz.