Norveç bilim enstitüsü SINTEF'te araştırmacı bilim adamı olan Jorunn Skjermo, deniz yosunlarının karbon emme yeteneklerinin dikkate değer olduğunu belirtiyor ve bu süreçten nasıl en iyi şekilde yararlanabileceğimizi keşfetmemiz gerektiğini vurguluyor.

Skjermo, mevcut emisyon azaltma planlarının yetersiz kalabileceğine işaret ediyor ve iklim değişikliğiyle mücadele hedeflerimize ulaşmak için zamanın kıymetli olduğunu vurguluyor.

Deniz yosunlarından biyokömür elde etmek için başlayan süreç, makroalg fidelerinin karada ipler üzerinde yetiştirilmesiyle başlıyor. Bu aşama, Trondheim'daki SINTEF ve Hollanda'daki bir şirketin laboratuvarlarında gerçekleştirilecek ve farklı yaklaşımlar arasında karşılaştırma yapılacak. Sonbaharda ise halatlar, Norveç'in Trøndelag kıyısında yer alan Frohavet'teki bir yetiştirme tesisine kurulacak.

Deniz yosunları, kışın yavaş büyürken, ilerleyen aylarda hızlanan bir büyüme dönemi geçirir. Bu dönemde deniz yosunları atmosferden karbondioksit emerek yaz hasatı için hazır hale gelir.

Denizden yakalanan karbon, atmosferdeki karbondioksit konsantrasyonunu azaltmada havadan yakalamanın aynı etkiye sahip olduğunu gösteriyor.

Deniz yosunları hasat edildikten sonra, biyokömüre dönüştürülmek üzere kurutulur. Piroliz adı verilen bir işlemle, oksijensiz bir ortamda ısıtılarak karbonun moleküler yapısı değiştirilir ve stabil hale getirilir. Elde edilen biyokömür, mantar ve mikroorganizmaların bozulmasına karşı dirençli olduğu için uzun ömürlüdür.

Biyokömürün toprağa eklenmesiyle amaçlanan, toprağın su bağlama kapasitesini artırması ve gözenekliliğini iyileştirmesidir. Ayrıca, mikroorganizmaların faaliyetini destekler ve topraktaki besin maddelerinin tutulmasını sağlar.

Deniz yosunlarından karbon yakalama, iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir potansiyele sahip olabilir. Bu yenilikçi teknoloji, sürdürülebilir tarım uygulamalarıyla birleştirildiğinde, karbon emisyonlarını azaltmada ve toprak verimliliğini artırmada büyük bir rol oynayabilir.

Bu araştırma, deniz yosunlarının iklim kriziyle mücadelede nasıl kullanılabileceği konusunda önemli bir adım olabilir ve umut verici sonuçlar doğurabilir.