Türkiye'nin ihracatta dünya lideri olduğu ve yıllık ortalama 450-500 milyon dolar döviz geliri elde ettiği çekirdeksiz kuru üzümde erken hasadın verim ve kaliteyi düşürdüğü bu nedenle hasadın zamanında yapılması gerektiği dile getirildi.
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Altındişli, "Türkiye'nin bu nedenle uğradığı zarar yıllık 100 milyon lirayı buluyor" dedi.
Alaşehir Ticaret Borsası ev sahipliğinde, üretici ve diğer paydaşlara yönelik "Kurutmalık ve Sofralık Üzümde Yaşanan İhracat Problemleri" isimli toplantıda konuşan Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Altındişli, kalite ve verim konusunda bilgi verdi. Altındişli, "Yapılan kuru üzüm analiz sonuçlarına göre, üzümlerin olması gereken şeker değerine ulaşmadan erken hasat edildiği, ayrıca kuru üzüm yetiştiriciliğinde de aşırı hormon kullanımının yaygınlaştığı görülüyor. Bu sebeplerden dolayı kuru üzüm verim ve kalite kayıplarına uğruyor. Türkiye'nin bu nedenle uğradığı zarar yıllık 100 milyon lirayı buluyor. Bir diğer önemli konu ise kuru üzüm ve sofralık üzüm üretimi baştan ayrılmalı ve ona göre süreçler takip edilmeli" diye konuştu.
"Rusya ile krizin çözülmesi hayati öneme sahip"
Alaşehir Ticaret Borsası Meclis Başkanı Yılmaz Yıldırım, kuru üzümün fındıktan sonra en önemli ihracat ürünü olduğunu, Rusya ile ülkemiz arasında yaşanan gerginliğin sofralık üzüm ve kuru üzüm ihracatımızı olumsuz etkilediğini ve önümüzdeki dönemde çözülmesinin üreticilerce de beklendiğini, geçen yıl Chlorpyrifos da problem yaşadıklarını ama hep birlikte hareket ederek bu sonunu def etmeyi başardıklarını söyledi.
Hedef 450 Milyon Dolarlık Bir İhracat Geliri
Çekirdeksiz kuru üzümdeki kalıntı ve kalite sorunlarını hep birlikte masaya yatırmak üzere bir araya geldiklerini belirten Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Nejat Almış ise, sektörün tüm paydaşlarının ürünün yüzde 85'ini ithal eden Avrupa Birliği'nin taleplerine göre hareket etmesinin zorunlu olduğunu kaydetti. Ülkemizde üretilen 300 bin ton çekirdeksiz kuru üzümün yüzde 85-90'ının ihraç edildiğine işaret eden Almış, "İhraç ettiğimiz 250 bin ton civarı çekirdeksiz kuru üzümün yüzde 80-85 gibi çok önemli bir kısmını Avrupa Birliği ülkelerine ihraç ederek ülkemize döviz kazandırmaktayız. Çekirdeksiz kuru üzüm ihracatımız, bir önceki sezonla kıyaslandığında, bugün itibariyle miktar bazında yüzde 40 artışla 185 bin tona, ihracat gelirimizin ise yüzde 4'lük artışla 285 milyon dolara geldi. Sezon sonunda 280 bin tonluk ihracata karşılık 450 milyon dolarlık bir ihracat gelirine ulaşmayı hedefliyoruz" ifadelerini kullandı.
"Kuru üzümde iç tüketimi artırmalıyız"
Kuru üzümde iç tüketimin de artırılmasının çok önemli olduğunu belirten Almış şöyle devam etti: "İhracatımızın sürdürülebilir bir şekilde devam etmesi çok büyük önem taşımakta, Chlorpyrifos konusunda sürece geç müdahil olmamız sonucunda ülkemizin en azından 100 milyon dolar ihracat gelirinden oldu. Geçtiğimiz yıl, tüm paydaşlarla birlikte yapılan girişimler ve toplantılar sonucunda söz konusu etkili maddeyi içeren zirai ilaçlar Tarım Bakanlığımızca yasaklandı, üreticilerce ve bayilerce bağda kullanılmaması yönündeki girişimler ve çalışmalar da başarı ile sonuçlandı. Ancak, bu başarının bu yıl da artarak devam etmesi ihracatımızın devamı açısından son derece önem arz ediyor."
Bifenthrin Limitleri Düşürüldü
Türkiye'nin çekirdeksiz kuru üzümde ihracatında dünya lideri olduğunu hatırlatan Nejat Almış, üreticilerce tercih edilen bağda salkım güvesine karşı önerilen bifenthrin etkili maddeli preparatların Avrupa Birliği üzüm maksimum kalıntı limitini 0.2 ppm'den 0.01 ppm'e düşürme kararı aldığı belirtti. Yeni limitlerin 23 Ağustos tarihinde yürürlüğe gireceği bilgisini veren Almış, üzüm üreticilerince bifenthrin aktif maddesinin zirai mücadelede tercih edilmemesi gerektiğini belirterek, şöyle konuştu: "Tarım Bakanlığınca yasaklanması yönünde girişimlerde bulunuluyor. Salkım güvesi ile mücadelede zirai ilaçlara alternatif biyoteknik mücadele metotları mümkün. Biyoteknik metotların kullanımı Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yüzde 50-60 oranında destekleniyor. Üreticileri biyoteknik mücadele tekniklerini kullanmaya çağırıyoruz."
"İşimiz daha çok"
Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, İzmir Ticaret Borsası, Manisa Ticaret Borsası, Alaşehir Ticaret Borsası ve Salihli Ticaret Borsası işbirliğinde numune alarak analizler yaptıklarını ifade eden Almış şunları söyledi:
"Son 7 yılda olumlu yönde ilerleme kat edilse de işimiz daha çok. Çekirdeksiz kuru üzümümüzün değerini bulması için sektörün tüm paydaşlarıyla birlikte çalışmalarımızı devam ettirmeliyiz."
"Yurtdışı imajımızı güçlendirmeliyiz"
Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Denetim Kurulu Üyesi Şemsettin Özgür, sektörün tüm paydaşlarının birlikte çalışarak Türk üzümünün yurt dışı imajının güçlendirilmesi gerektiğini dile getirdi. Özgür, "Rakip ülkelere kaptırılan pazarların geri kazanılması için hep birlikte özenli çalışarak, kullanılan pestisitleri en asgari düzeyde tutarak mücadeleye devam etmemiz gerekiyor" dedi.
"Kuru üzüm çuval ipliğine kurban edilmesin"
İhracatçıların kalite yönünden en büyük sorunlarından bir diğerinin ise çuval ipi sıkıntısı olduğunu söyleyen Şemsettin Özgür, sorunun çözümü için yol haritasını ise şöyle özetledi:
"Kasa öncelikli olmakla birlikte eski, yıpranmış ve gübre çuvalı gibi bulaşık çuvallar kesinlikle kullanılmamalı, kaliteli temiz çuvalların tercih edilmesi hayati öneme sahip. Bu konuların çözümü için hep birlikte daha özenli davranarak sektörümüzün önünü açmalıyız."
"Tüm paydaşlar aynı gemide"
Alaşehir İlçe Tarım Müdürü Tarık Memiş, çekirdeksiz üzümde üretici, aracı-tüccar, ihracatçı ve Bakanlık olarak tüm paydaşların aynı gemide olduğunu, ürettiğimiz ve ihracat ettiğimiz ürünlerin güvenli olması, ihracatımızın sürdürülebilir olmasının çok önemli olduğu, zirai mücadelede dozunda ve doğru ilaçları kullanmanın yanı sıra bakanlığımızca da desteklenen biyoteknik ve biyolojik mücadele yöntemlerinin de öne çıkarılarak arttırılması gerektiği, Bakanlık olarak Alaşehir bölgesinde 2015 yılında 160 adet, 2016 yılında 450 adet hasat öncesi örnek alınarak analiz edildiğini, 2017 yılında da 750 adet örnek almayı planladıklarını belirtti.
Alaşehir Ticaret Borsası ev sahipliğindeki, "Sofralık ve Kurutmalık Üzümde Yaşanan Kalıntı ve İhracat Problemleri" isimli toplantıya; Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, Manisa Gıda Tarım ve Hayvancılık Alaşehir İlçe Müdürlüğü, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Altındişli, Bornova Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü, İzmir Ticaret Borsası, Alaşehir Ticaret Borsası, Manisa Ticaret Borsası, Salihli Ticaret Borsası, Ziraat Odaları, Tariş Üzüm Birliği ve Kuru Üzüm İhracatçıları, üreticiler, tüccarlar, zirai ilaç firmaları ve ilaç bayileri katıldı.
İHA