Zengin mutfağı ve harika doğasıyla Bingöl'ün ele alındığı programda konuşan Çalbay, BİNTSO olarak yaptıkları çalışmalar ve kentin tanıtımına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Çalbay'ın programda yaptığı konuşmanın satırbaşları şöyle: "BİNTSO olarak birçok projemiz var. Bunların en başında bilgi işlemleri teknolojisi altyapısı projesi geliyor. Arşivimizi dijital ortama taşıdık. Bulut yöntemiyle bilgi güvenliğini sağladık. Online belge verme, borç verme gibi hizmetlerden üyelerimiz faydalanabilir. 2 proje geliştirdik. Birincisi kayıtlı istihdama yönelik. İkincisi de online web ortamında üyelerimize eğitimler vermeyi düşünüyoruz. Her biri 200 bin Euro'luk ciddi projeler. En önemli projelerimizden biri de belediyelerimiz ile birlikte kentsel dönüşüm projelerini başlattık. Bu projede ile ilimize ticari alanlar katmayı düşünüyoruz. Daha yaşanabilir binalar geliştirmek istiyoruz. Bu projemizin toplam bedeli de 400 milyon TL. 3 yıl sürmesi hedefleniyor ve ilimize ekonomik olarak ciddi destek sağlayacak.''
'Markalaşmaya çok önem veriyoruz'
Markalaşmaya çok önem veriyoruz. Markalaşmak demek zenginleşmek demektir bu nedenle değerlerimize sahip çıkmak istiyoruz. Kadayıf, kavurma ve kaymağın başvurusu yaptık. Bizden önce il tarım müdürlüğümüz bal için başvuruda bulunmuş. Kadayıf için başvurduğumuzda Diyarbakır da başvurdu. Aramızda tatlı bir rekabet de söz konusu oldu. Hatta bu polemik meclise kadar bile taşındı. Ulusal basına da yansıdı. Bakanlar da işin içine girdi. Türkiye'deki bütün kadayıfların üzerinde Diyarbakır kadayıfı yazar ama aslında hepsi Bingöllüdür. Ustaları da sahipleri de. O zamanki pazarlama stratejisi olarak Diyarbakır daha öne çıkmış tabii. Kavurma için de başvurduk. Gerekli tanıtımı yapamadık. Ama çok lezzetlidir kavurmamız. Bingöl, mera hayvancılığı için çok uygun bir yer. Etin lezzeti için önemli. Biz de o nedenle iddialıyız. Balımızı da çok önemsiyoruz. 3 bin çeşit çiçekle beslenen arıların 2 bin fit yükseklikte yaptıkları balın tadına doyum olmaz.
Bunda da çok iddialıyız. Ama biz bunları tanıtamıyoruz. Bunu duyurup, pazarlama stratejisi geliştirmemiz lazım. Bununla ilgili çalışmalar yapacağız. Kaymağımız çok lezzetli. Hayvan sayımızın bu konuda yeterli olması lazım. Bunların dışında çok güzel yemeklerimiz de var. Mastua, sorin ve zervet dediğimiz böreklerimiz var. Onların da markalaşmasını düşünüyoruz. Bingöl'ümüzün hiçbir markası yok. Bunları yapmak istiyoruz. Bir de yüzen adamız var. Merkeze 25 km uzaklıkta gerçekten bir doğa harikası. Bunun için UNESCO'ya başvurmak gerekiyor. Korunuyor şu an ama turizm potansiyeli açısından değerlendirmek gerekiyor. Adanın üzerinde duruyorsunuz kendi kendine geziyor. Yaz aylarında suyun berraklığı ile birlikte daha güzel.
'Güneş paneli üretiyoruz'
3 yıldır organize sanayi bölgesi yöneticiliği yapıyorum. OSB'nin 2008'de tahsisi yapıldı. 72 hektar üzerine ilk yapıldığında 37 parselden oluşuyordu şu an 47 parsele çıktı. 21 firma şu an üretim yapıyor. Genelde gıda üzerine. Mobilya, plastik, çivi ve tekstil üretimi de yapılıyor. Toplamda 600 istihdam sağlıyor. Çağrı merkezimiz bittiğinde 900 kişiye daha istihdam sağlanacak. Stratejik plan temelinde şu an gündem de güneş paneli üretimi var. 65 milyon dolarlık bir yatırım ve 600 kişilik bir istihdam ve toplamda 1.500 kişiye iş sağlanacak bir plan. Çok fazla güneş alan bir bölgede. Yenilenebilir enerjiyi çok önemsiyorum. Cari açığı düşürmek için bu önemli bir fırsat. Almanya bu konuda çok iyi bir noktada. Almanya sürdürülebilir enerjide yüzde 25, biz ise yüzde 1. Bu konuda çok çalışmalar yapmamız lazım. Devletimizin de bunu teşvik programına alıp desteklemesi lazım. Organize bölgemiz dışında tekstil kentimiz de bitmek üzere. 800 ila 1600 metrekare büyüklüğünde atölyeler olacak. Bine yakında istihdam yaratılacak.
İhracatımız yıllık ortalama 10 milyon dolar civarında. Bu yeterli değil hatta çok az. İhracatımız daha çok gıda sektörü temelli ve daha çok komşu ülkelere yapılıyor. Komşu ülkelerle yaşadığımız sıkıntılar nedeniyle de düştü. Bunun üzerine dış ticaret bilimi kurduk. Dış ülkelere işadamlarımızla ticari geziler planladık. Geçen yıl Almanya, İngiltere ve Suudi Arabistan'a geziler yaptık ve bunun meyvelerini de aldık. Bu yıl da geziler planlıyoruz. Uzakdoğu'ya da açılmak istiyoruz. Biz yatırımcılarımızın yanınızdayız. Yeterli personelimiz var.
'Gönül köprüsü'
Tarım ve hayvancılıkta çok iyiydik ancak şimdi istenilen seviyelerde değiliz. Bununla ilgili çalışmalar yapacağız. Kanatlı hayvan tesisi üzerine çalışıyoruz. 30 tesise ulaşmayı planlıyoruz. Madencilik alanında da yeterli değiliz. Turizm alanında çalıştay yapmayı düşünüp potansiyeli ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Afyon ile 'gönül köprüsü' projemiz var ve bunu çok önemsiyoruz. Bir işadamı arkadaşımız 'biz batıya gittiğimizde bizi yeteri kadar anlamıyorlar' dedi. Bunun üzerine Batı illerinde bir kardeş oda düşündük. Kiminle olsun dedik. Afyon olsun dedik. Bizim için rol modeldiler. Benziyorduk. Afyon ile görüşüldü. Olumlu geçti. 'Gönül Köprüsü' kuralım dedik. Önyargılarını kırmak istedik. 70 -80 işadamı ile gidip orada protokol imzalayacağız. Sonra onları buraya davet etmek istiyoruz. Doğu ve Batı'daki bütün odaların bunu yapması gerek.
Çözüm sürecinde çok talep oldu. 6. bölge teşvik yasasından faydalanıyoruz ancak çok şanslı değiliz. Mardin, Urfa, Diyarbakır, Van bu illerle rekabetimiz zor oluyordu. Pazar ulaşım sıkıntısı var. Teşvik yasasından faydalanması için işadamlarımızı harekete geçirdik. Çok avantajlarımız var. Huzur kentidir Bingöl. Gelsinler incelesinler. İstanbul'a 1,5 saattir. Bunlar avantaj. Karayolu ulaşımı önemli. Lojistik açısından önemli bir yerdeyiz. Havalimanımız var çok modern. 3-4 yıldızlı güzel otellerimiz var. Turizm altyapımız var. Yatırımcılarımız bu konuda etkin adımlar attı. Tabiatımız ve misafirperverliğimiz önemli bunun yanında yatırımcılarımız ve siyasilerimiz yanımızda. Biz de yardıma hazırız. Ancak eleman sıkıntımız var. Tekstil üzerinde meslek okullarında tekstil bölümü açtırmak istiyoruz. Tekstil atölyesi açmayı düşünüyoruz. Yatırımların meyvesini almak için bu gerek.
'Zengin mutfağı ve gölleriyle güneşin doğuşuna şahitlik yapıyor'
Doğa harikası yüzen adaları, bin derde deva yayla balı, müzik, tiyatro ve folklörü harmanlayan kartal oyunu, eşi benzeri olmayan dokuma halıları, birçok hastalığa şifa olan kaplıcaları ve kendine has zengin mutfağıyla güneşin doğuşuna şahitlik edilen, ab-ı hayatın vatanı Bingöl. Tarihi MÖ 2000 yıllarına dayanan Bingöl'ün bilinen en eski adı Cebelcür'dür. Daha sonraları akan temiz su anlamına gelen Pakçur ismiyle anılmaya başlayan il, birçok kaynakta göller bölgesi yani 'mingöl' olarak karşımıza çıkar. Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan il, Pakçur beylerinden Süleyman Bey'in Osmanlı egemenliğini kabul etmesiyle birlikte Osmanlı Devleri topraklarına katıldı. Anadolu'da düşman istilası görmeyen illerimizden biri olan Bingöl, 1926 yılında Elazığ, 1929'da Muş'a bağlandı, 1936'da çıkarılan kanunla da il statüsüne kavuşturuldu.
Sanayisi daha çok tarım ve hayvancılığa dayalı olan demiryolu, havayolu ve karayolu ile ulaşım sağlanabilen Bingöl, kültür turizminin yanı sıra kış turizmiyle de her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlar. Ticareti büyük ölçüde hayvansal ürünler, şekerpancarı, ceviz ve birçok tarımsal ürüne dayanan ilde üretilen ürünler hem iç hem de dış pazarda kendisine önemli ölçüde yer bulur. Bingöl'de bulunan sanayi işletmelerinin yüzde 36'sı gıda ürünleri imalatı, yüzde 17'si de diğer madencilik ve taş ocakları. 331 işyerli 3 adet küçük sanayi sitesi bulunan ilde, 70 hektar büyüklüğünde bir adet organize sanayi bölgesi bulunur. Kalkınma Bakanlığı'nın yayınladığı, illerin ve bölgelerin sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasında 72. sırada olan il, 6. kademe gelişmiş iller sıralamasında ise 6. sırada yer alır.
Bingölün Sesi