Namık Kemal Üniversitesi Gıda Mühendisliği Fakültesi Öğretim Üyesi aynı zamanda Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Yılmaz, angus ithalatının kısa vadede bir çözüm olabileceğini, ancak uzun vadede farklı çözümler bulunması gerektiğini ifade etti.
Son dönemlerde artan et fiyatlarına karşılık belirli bir ölçüde canlı hayvan ithalatının tekrar gündeme geldiğini belirten Prof. Dr. İsmail Yılmaz, angus ithalatının, kısa süre içerisinde fiyatların düşürülmesinde etkili bir yöntem olabileceğini, ancak uzun vadede çok fazla bir fayda getirmeyeceğine dikkat çekti.
Et fiyatlarına belirli bir sınır getirilmesi açısından, en kısa vadeli çözümün angus ithalatı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yılmaz, "Şimdilik tek etkili olabilecek çözüm, angus ithalatı, ancak uzun vadede farklı çözümlere yönelmemiz gerektiğini düşünüyorum" dedi.
İthal edilecek olan angusların da kontrollerinin iyi yapılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Yılmaz, ithalatı yapacak olan kişilerin de, bunu sektöre direkt olarak yansıtmaları ve fiyatların belli bir şekilde aşağı düşürmesi gerektiğini söyledi.
Prof Dr. Yılmaz şu ifadeleri kaydetti:
"Bizde kebap kültürü çok fazla olduğundan dolayı küçükbaş hayvancılık tercih edilmeli, ediliyor da. Ancak sektörden yavaş yavaş küçükbaş hayvancılığın çekilmesinden dolayı kırmızı etteki açığın da büyümeye başladığını söyleyebilirim. Et tabi ki insan beslenmesi açısından kaçınılmaz, olmazsa olmazlardan bir tanesi. Özellikle protein içeriği ve yağ içeriği bakımından insan beslenmesinde ve mineral maddeler açısından gerçekten vazgeçilmez gıda maddelerinin başında geliyor. Tabi toplumun protein ihtiyacı da, belli ölçüde karşılanması gerekiyor. Ama bu fiyatlarla ne ölçüde karşılanıyor o da bir soru işareti. Alternatif olarak şu anda gündemde kırmızı et fiyatlarının çok yüksek olmasından dolayı alternatif kaynak olarak kanatlı et görülebilir. Kanatlı et de protein açığını kapatmada etkili bir et türü olabilir. Uzun vadede kırmızı etin mutlaka beslenme kültürümüzde çok fazla yeri olmasından dolayı mutlaka bunun alt yapısının oluşturularak tüketicilere daha sağlıklı, daha yüksek oranlarda kırmızı et tüketiminin sağlanması gerekiyor."
Zamanında bazı yanlışlar yapıldığını ileri süren Prof. Dr. Yılmaz, "Burada yetiştiricilik konusunda yapılan yanlışlıklar da oldu zamanında. Çünkü yapılan desteklemeler var halen de devam eden. Tabi zamanında bütün iş adamları hayvancılığa yöneldi. Ama aldıkları destekleri hayvancılığa pek kullanmadılar. Değişik iş kollarında kullanmaya çalıştılar. Bundan dolayı da hayvancılık sayısındaki artış belirli bir limitte kaldı. O da yıllarca bizim bu sorunla karşı karşıya kalmamıza zemin hazırladı. Bunun mutlaka ileri vadede çözülmesi için hayvancılığın desteklenmeye devam edilmesi özellikle köylerde bu hayvancılığı yapan küçük işletmelerin kontrol altında tutulması, onların hayvanlarının elden çıkmamasının sağlanması ve üreticilerin de bu anlamda bakıldığı zaman desteklenmesi gerektiğini belirtmekte yarar var" ifadelerini kullandı.
Kesilecek olan hayvanların en az 200 kilo üzerinde olması gerektiğini belirten Prof. Dr. Yılmaz, insanların hayvan yetiştiriciliğine yönelmesi ve yatırımların bu yönde artırılması gerektiğini belirtti.
Yapılan istatistiklere göre, önümüzdeki yıllarda 300-350 bin ton civarında kırmızı et açığının olacağını belirten Prof. Dr. Yılmaz, "300 -350 bin ton civarında kırmızı et açığı söz konusu. Bunu da kısa vadede kapatmak mümkün değil diye düşünüyorum" dedi.
Prof. Dr. Yılmaz, besin bileşimi açısından bakıldığında hindi etinin, kırmızı ete alternatif olabileceğini ancak beslenme kültürü açısından, hindinin tam olarak kırmızı eti karşılamadığını söyledi.
Hindinin iyi bir alternatif olduğunu belirten Prof. Dr. Yılmaz, "Alternatif midir? Evet alternatiftir. Kanatlı etin son yıllarda ülkemizde bir yükseliş trendi var. Bunun temel sebeplerinden bir tanesi de ekonomik nedenlerden dolayıdır. Ama bizde yerleşmiş olan beslenme kültürümüzde özellikle kebap kültürünün olması, kırmızı ete dayalı bir beslenme tarzını benimsediğimizi söyleyebilirim" ifadelerini kaydetti.
İHA