Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik , lisanslı depoculuk ile ilgili yapılmış olan tertip etmenin çok mühim olduğunu belirterek, 'Bu konuda Toprak Ürünleri Bürosu (TMO) önemli bir rakip olduğu için lisanslı depoculuğun gelişmesi birçok olası olmadı.
Biz hemen bu sahadan çıkmayı tahmin ediyoruz . İşin deposuyla değil, piyasanın regülasyonu ile meşgul olacağız" diye konuştu .
Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) tarafından düzenlenen 15. Milli Tarım ve Gıda Kongresi'nde konuşan Çelik , dünya nüfusunun süratle çoğalarak 7 milyara eriştiğini , senede 1 ,3 milyar ton gıdanın israf edildiğini, 500 milyon insanın obez, 1 ,5 milyar insanın kilolu , 800 milyon insanın ise aç olduğunu ifade etti .
Bakan Çelik , bir tarafta sona ermek tükenmek bilmeyen ihtiraslar, bir tarafta ise erişilmeye çalışılan ihtiyaçların kapıştığını ifade ederek , her meydanda meydana gelen adaletsizliğin gıdaya ulaşım ile ilgili da kendisini gösterdiğini, bunun neticesinde de toplumsal çalkantıların yaşandığını altını çizdi .
Dünyadaki hastalıkların yüzde 15'inin eksik beslenmeden kaynaklandığının her gün Çelik , göçlerin temelinde de kıtlık, açlık ve kuraklığın olduğuna dikkati çekti.
Çelik, savaşların da ağır ağır gıda temelli olmaya başlayacağını müdafaa ederek , bu tablo karşısında gıda ve tarımın ehemmiyetinin artmasının kaçınılmaz olduğunu , ananesel tarım anlayışından çıkmak gerektiğini duyurdu .
Türkiye'de tahmini 24 milyon hektar tarım alanı, 3 milyon çiftçi, 14,6 milyon hektar mera arazisi, 1 milyon hektar su alanı bulunduğunu, bu potansiyelin tarım ve hayvancılık tarafından çok mühim olduğunu dile getiren Çelik , " Bunun Gibi bir potansiyele sahibiz diye har vurup harman savurma, sorumsuz bir davranış içerisinde olma lüksümüz yok. Bu imkanlarda, bu nimetlerde gelecek nesillerin de hakkı var" diye söyledi .
Çelik, Bakanlık olarak gelecek nesilleri de dikkate alarak arazilerin, özellikle de meraların korunması ile ilgili bütün sivil toplum örgütleri ile işbirliği içerisinde olma zorunluluklarının bulunduğunu belirterek , "Bir karış toprağın bile betonlaşmaması ile ilgili büyük bir direnç, büyük bir dayanışmayı beraber sergilememiz gerekiyor. Bu anlamda kimse bizden popülist bir yaklaşım içerisinde olmamızı beklemesin" diye konuştu .
- " Zirai destekler 14 milyar liraya çıkıyor"
Türkiye'nin son 13 senede tarım, hayvancılık ve gıda kapsamında çok önemli gelişme kaydettiğinin her gün Çelik , bitkisel ve hayvansal üretimin 130 milyon tona eriştiğini , Zirai GSYH'nın 2014 yılında 125 milyar liraya eriştiğini , Avrupa'da tarım ekonomisinde birinci, yeryüzünde 7'inci sıraya gelindiğini ifade etti .
Kırdan kente göçle başlayan toplumsal hareketliliğin tarım ve hayvancılığa olumlu olmayan etkisinin engellenmesi gerektiği belirten Çelik , çiftçiliğin kısa vadeli giriş çıkış yapılmış olan bir alan olarak veya vasıf gerektirmeyen bir meslek olarak görülmesinin çok yanlış olduğunu ifade etti.
Çiftçiliğin en kıymetli, en mühim meslek olduğunu belirten Çelik , çiftçilerin refah düzeyini artırmak için çalıştıklarını, buna zirai destekler verildiğini, 2015 yılında 10 milyar liralık zirai destek sağlandığını kaydetti.
Bu sene ise 11,6 milyar lira zirai destek verileceğini, bu rakamın gübre ve yemdeki KDV indirimi desteği ile 14 milyar liraya eriştiğini belirten Çelik , zirai desteklerin geri dönüşümünün daha rasyonel olması için yenilemeler yapacaklarını duyurdu .
Çiftçilerin yüzde 5'inin, desteklerin yüzde 46'sını aldığını dile getiren Çelik , bu oranın doğru bir oran olmadığını, bunların geniş çiftçi tabanının lehine olacak şekilde yeniden ele alınması gerektiğini duyurdu .
Çelik, lisanslı depoculuk düzenlemesinin mühim bir düzenleme olduğunun altını çizerek, şöyle konuştu:
"Yıllar bir önce lisanslı depoculuk ile ilgili yaptığımız düzenleme çok mühim ama bu konuyla alakalı da TMO önemli bir rakip olduğu için lisanslı depoculuğun gelişmesi birçok olası olmadı. Biz hemen bu sahadan çıkmayı tahmin ediyoruz . İşin deposuyla değil, piyasanın regülasyonu ile meşgul olacağız. Alacağımız ürünü alacağız, bunun depolama işlemlerini lisanslı depoculuğun yapması gerekiyor. Çiftçi istediği zaman istediği kadar ürününü lisanslı depodan piyasa şartları ne zaman uygunsa o zaman satma imkanını elde edecek. Bu dönem içerisinde yoğun bir şekilde borsalarla, sivil kuruluşlarla çalışmalarımızı sürdürüyoruz, lisanslı depoculuğa hızlı bir geçişi sağlayacağız."
"Spekülatörlere vesile vermeyeceğiz"
Bakan Çelik , hayvancılıkta ölçek büyütme ile ilgili çalışmaların devam ettiğine işaret ederek, "Et ithal etmeyelim, et ithal etmeyecek bir noktada olmamız gerekiyor" diye konuştu .
Bununla ilgili atılması gereken adımların atıldığının her gün Çelik , şunları kaydetti:
"Biz 'et ithal etmeyelim' dediğimiz an bir başka dalga ortaya çıkıyor. 'Biz hemen mevcut et fiyatlarını yükseltelim' diyorlar. Spekülatörlere kesinlikle vesile vermeyeceğiz. Şu anda 30 bin ton eti sabahleyin kapıya getirme imkanımız var. Getiririz sat bakalım ne satacaksın. Ondan bir sonra da üreticiyi mağdur etme gibi bir tablo oluşuyor. Biz üreticiyi mağdur etmek istemiyoruz. Piyasa koşulları ne ise üretici için maliyet ne ise o maliyetin altında değil, üreticinin de kazandığı bir piyasanın oluşması için gayret gösterirken, spekülatörlerin ortada bir neden yokken et fiyatlarını yükseltmeye kalkmaları kabul edilebilir bir birşey değildir. Orta vadede yaptığımız çalışmalar var. Başka Bir Deyişle bizzat kırmızı et imkanlarını daha da geliştiren, 1 milyon tonun çok çok üzerine çıkaracak imkanlar üzerinde çalışırken öte yandan da bu spekülatörlere karşı her zaman elimizin güçlü olduğunu ve her zaman müdahale imkanımız olduğunu bilmelerini istiyorum. Piyasayı bu anlamda meşgul etmesinler. Bu temel gıda üzerinde oynamasınlar diye ikaz ediyorum."
Çelik, 2015 yılında 735 bin denetim gerçekleştirildiğini belirterek , 65 milyon lira idari para cezası uygulandığını, 92 firma ile ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu, son 4 yıl içerisinde sağlığa zararlı gıda üreten, taklit ve tağşiş yapan 418 firmanın 818 ürününün kamuoyuna ifşa edildiğini duyurdu .
-"Ayıptır, isminizin başındaki titre ayıptır"
Basında gıda tüketimine yönelik hatalı ve yönlendirici açıklamalar yapan bir takım bireyler olduğunu belirten Çelik , şu değerlendirmelerde bulundu:
"Hiçbir bilimsel veriye dayanmadan vatandaşları tedirgin eden söylemlerde bulunan 'reyting gıdacılar' var. Sabahleyin tam kahvaltı saatinde başlıyorlar, 'Onu yiyin, bunu yemeyin, süt içmeyin' diyorlar. Yazıktır, ayıptır, isminizin başındaki titre ayıptır. Sorumlu bütün bilim adamlarına sesleniyorum, 'Narenciye, meyve sebze yemeyin' diye bir birşey olur mu? 'Et ekmek yemeyin, zehirlidir' diyorlar. 'Sen daha mı çok yasak getireceksin, ben daha mı çok yasak getireceğim' diye bir yarış haline girmişler. Bir bilim adamı çıkıp der ki, 'Şu üründen şu kadar tüketmeniz yararlı olur, şöyle bir rahatsızlığınız varsa bu ürünleri değil, bu ürünleri tüketseniz iyi olur' der. Et de süt de ekmek de meyve, sebze de faydalıdır. Bu sorumsuzluklara karşı sorumlu bilim adamlarını da göreve davet ediyorum. Çıkınız siz de doğruları konuşunuz. Bazıları kimin adına, ne adına konuşuyor? Yasakçılardan bahsediyorum hangi menfaat üzerine bunları konuşuyorlar? Caddede, sokakta sütü kapınıza getiren adam kaç saat bir sonra sütü kapınıza getirdi, hangi mikroorganizmalar içerisinde oluştu? O çok ileri teknolojiden oluşan süt sanayiyi reddediyorsunuz, bir sonra kapınızda ne olduğu belli olmayan süt ile 'evde yoğurt yapın' diyorsunuz. Bu ne kadar sakat bir yaklaşım."
Haber Port