Zirai ilaç kalıntısı olan yaş meyve ve sebzenin iç piyasaya sürüldüğü iddialarına tepki gösteren üretici ve ihracatçılar, oranların AB standartlarının altında olduğunu belirterek, "Üretici bilinçlendi. Artık 20 yıl önceki 'şapkalı çiftçi' yok" dedi
İhraç edilen yaş meyve sebzede yoğun denetim yapılırken iç piyasaya sürülen ürünlerde denetim yapılmadığı ve ilaç kalıntısı ürünlerin satışa sunulduğu iddialarına yönelik hem Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Antalya İl Müdürlüğü, hem de üretici ve ihracatçı birlikleri tepki göstererek, iddiaların doğru olmadığını ileri sürdüler. Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği (BAİB) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Satıcı, “Zirai ilaç kalıntı oranı AB standartlarının altına indirildi” açıklamasını yaparken Antalya Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp, “Üreticimiz bilinçlendi. Artık 20 yıl önceki ‘şapkalı çiftçi’ yok” dedi.
Gıda güvenliği ve kalitesine yönelik bakanlığın Antalya İl Müdürlüğü tarafından yürütülen denetim ve kontrollerde, birincil üretim dahil, gıda zincirinin tüm aşamalarında, izleme, izlenebilirlik, gözetim, denetim ve HACCP tetkiki gibi farklı hizmet ve tekniklerinin tümünü içerdiği belirtilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi: “2002’li yıllarda taze meyve ve sebze ihracatımızı olumsuz yönde etkileyen ve iç tüketimde de tereddütlere neden olan pestisit kalıntısı oranı, son 10 yılda yürütülen kapsamlı eğitim ve denetim çalışmalarıyla yüzde 1’lerin altına düşülerek iç ve dış pazara sunduğumuz ürünlerde gıda güvenliği ve güvenilirliği sağlanmıştır.”
Türkiye’de ilk kez ‘İyi Tarım Uygulamaları’nın Antalya’dan başlanıldığı anımsatılan açıklamada, “Taze meyve ve sebzelerde hasat öncesi üretim aşamasında ve hasat sonrası pazarlama aşamasında (toptancı hal, tüccar, market, pazar yeri vs) yürütülen pestisit kalıntısı denetimleri ve izleme faaliyetlerine ilişkin son üç yılda yapılan çalışmalarda elde edilen verilere göre kalıntı oranı yüzde 3-5 olan AB ve yüzde 3-4 olan ABD’den daha iyi olduğumuzun bir göstergesidir” denildi.
Konuyla ilgili açıklama yapan BAİB Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Satıcı, “Antalya Kent Konseyi Tarım Topraklarının Korunması ve Kullanımı Çalışma Grubu tarafından açıklanan ve bilimsel hiçbir dayanağı olmayan iddialar, sektör paydaşı ve kentin dinamiklerinden biri olarak camiamızı üzdü. Öncelikle iç piyasaya gönderilen sebze meyve ile ihraç edilen ürünler arasında ilaç kalıntısı açısından hiçbir fark yok. Üreticinin ürettiği ürünler günün koşullarına bağlı olarak her iki pazarda da değerlendiriliyor. İlaç kalıntısı olmayan ürünlerin ihraç edildiği, kalıntılı ürünlerin ise iç piyasada satıldığı ifadesi tamamen hayal ürünü” açıklamasını yaptı.
Bakanlık, sektör ve çiftçilerin işbirliğiyle son yıllarda yoğun eğitim seferberliği yapıldığını, zirai ilaç kalıntısı limitlerinin AB değerlerinin altına indirildiğini belirten Satıcı, “Sebze meyvede ilaç kalıntısı minimum düzeylere, yüzde 1’in altına indi. Bu oran AB ortalamalarının da altında bir oran. Sektörü zan altında bırakan, ülke imajını bozan, her şeyden önemlisi hiçbir bilimsel dayanağı olmayan bu sorumsuz açıklamayı yapanların kamuoyuna doğruları anlatmalarını bekliyoruz” dedi.
2000’li yıllar örneği
Türkiye’nin 46 milyon tonun üzerinde sebze meyve üreten sektörün bu hacmi ile dünyada 4. Avrupa’da 1. sırada yer aldığını anımsatan Satıcı, “Sezon ve çeşit özelliği itibarıyla da 10 milyon ton ihracat potansiyeline sahip ürünlerin 3.5 milyon tonu 50 den fazla ülkeye gönderiliyor. 2000’li yıllarda ilaç kalıntısı problemi ile sıkıntı yaşayan sektör, sorunu göz ardı etmek yerine kamu ile paylaşmış, gerçeklerle yüzleşerek, uzun bir çalışma gerçekleştirdi. Özel sektör - kamu - üretici işbirliği içerisinde, şeff af bir şekilde gerçekleşen çalışmalar sonucunda ilaç kalıntı oranını AB standartlarına indirildi” diye konuştu.
Seralar uydudan izleniyor
Antalya Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp de iddiaların gerçeği yansıtmadığını vurgulayarak, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın tarım alanlarını uydudan izlediğini söyledi. Bakanlığın tarım sektörünü sürekli denetlediğini ifade eden Alp, “Bakanlık özellikle Antalya’da tarım alanlarını, seraları uydudan izliyor. Ada, parsel bazında seralar inceleniyor. Bakanlık son 10 yılda tarladan sofraya kadar olan süreçte gıda güvenliğini sağlamak için aralıksız kontrol yapıyor. Çiftçinin arazisine denetim ekipleri habersiz gidiyor, numune alıyor. Çiftçimiz gıda güvenliğine önem veriyor. Zirai ilaç kullanımında ise çiftçilerimiz ilaç sürelerine uyuyor. Üreticimiz bilinçlendi. Artık 20 yıl önceki ‘şapkalı çiftçi’ yok” açıklamasını yaptı
Dünya