Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, 5.5 milyondan fazla kişiye istihdam sağlayan tarım sektörünün ülke ekonomisine büyük katkı sunmasına rağmen, üreticilerin kalkınmanın nimetlerinden yeterince yararlanamadığını belirterek, "İstihdam artsın, ihracat artsın, ülkemize döviz girsin ve piyasa hareketlensin istiyorsak tarımı desteklemeliyiz" dedi.
Adana'nın Yüreğir Ovası'nda üretim yapan çiftçiler, Yüreğir Ziraat Odası'nın düzenlediği geniş katılımlı "Büyük Çiftçi Buluşması" nda, kentin tarım bürokratları ve sektörün paydaşlarına sorunlarını ve taleplerini iletme fırsatı buldu.
Yüreğir Kaymakamı Fatih Genel, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Muhammet Ali Tekin, Gıda Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürü Mustafa Dağlı, İlçe Jandarma Komutanı Yarbay Ayhan Bülbül, İlçe Emniyet Müdürü Murat Yücel, Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Özekici, banka müdürleri, muhtarlar, sulama birliği yöneticileri ve çiftçilerin katılımıyla bu yıl 2'incisi gerçekleştirilen "Büyük Çiftçi Buluşması"nın açılışında konuşan Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, Yüreğir Ovası'nın, Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin binlerce yıldır bereket taşıdığı, Çukurova'nın en büyük ovalarından biri olduğunu ifade etti.
Ziraat Odası olarak, 850 bin dekar alanda üretim yapan 21 bin 500 çiftçiye hizmet verdiklerini kaydeden Doğan, Yüreğirli üreticilerin sesini, talep ve önerilerini yetkili makamlara iletmek için ellerinden geleni yaptıklarını, bu konuda medya gücünü de etkili şekilde kullandıklarını belirtti. "Biz çiftçiler toprağı sürer, tohumu atar, onun büyüyüp boy vermesini, olgunlaşmasını bekleriz" diyen Doğan, "Bizim bu üründen faydalanıp faydalanmayacağımız belli değildir. Çünkü dünya fani, hepimiz gelip geçiciyiz. Buna rağmen toprağı ekmekten, tohumu saçmaktan vazgeçiyor muyuz? Asla. Çünkü devam etmek zorundayız" dedi.
Toprağa hürmet gösteren çiftçiye hürmet etmeyen bir iradenin yaşamasının mümkün olmadığını vurgulayan Doğan, "Ekonomik kalkınma için üç sektör çok önemli. Bunlardan birincisi toprak ve gıda, ikincisi enerji, üçüncüsü de bilgi ve teknoloji. Tarım bu dünyada 3 sektörden biri. Hatta birincisi" diye konuştu.
"Güvenli gıdaya erişim hayati önem taşıyor"
Konuşmasında gıda güvencesinin de önemine dikkat çeken Oda Başkanı Mehmet Akın Doğan, "Sürekli ve yeterli gıdaya erişim hayati önemde bir konu. Peki gıda güvencesini kim sağlıyor? Tabii ki fedakar çiftçilerimiz, üreticilerimiz. Dünyada gıdaya erişimde çok büyük zorluklar yaşanıyor. Yeryüzünde yüz milyonlarca insan ekmek bile bulamazken, 1.5 milyara yakın insan ihtiyacının üzerinde tüketiyor" şeklinde konuştu.
"Tarım daha fazla desteklenmeli"
Türkiye Avrupa'da birinci, dünyada yedinci tarım ülkesi olduğunu, bundan da gurur duyduklarını ifade eden Doğan, şöyle devam etti:
"Türkiye nüfusunun 3'te 1'inden fazlası geçimini tarımdan sağlıyor. Gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 3 veya yüzde 5 düzeyinde olduğundan, Türkiye'nin bir tarım ülkesi olduğu gerçeği bir kez daha anlaşılıyor. Ancak, tarım sektörünün ekonomiye büyük katkısına rağmen üreticilerimiz kalkınmanın nimetlerinden yeterince yararlanamıyor. Buna rağmen tarım sektörü, istihdama büyük katkı sağlıyor. Tarımda çalışan nüfus 5.5 milyonun üzerinde. Bu yüzden tarımı desteklemeliyiz. Çünkü tarım çok önemli. İstihdam artsın diye, ihracat artsın diye, ülkemize döviz girsin diye; esnaf kazansın, piyasa hareketlensin diye tarımı desteklemeliyiz."
"Vahşi sulamayı terk etmeliyiz"
Sulama konusuna da değinen Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, Çukurova'nın tümünde vahşi sulama yöntemlerinin terk edilerek, cazibeli sulama sistemlerine geçilmesi gerektiğine işaret etti.
Tarım ve hayvancılıkta üreticiyi mağdur eden konuların da bulunduğunu ifade eden Doğan, "Teşvik ve desteklerin ödenmesi, taban fiyatlarının erken ve beklentileri karşılaması konusunda bazı sıkıntılar yaşanıyor. Çiftçi ekiyor, büyütüyor, ürün hasada gelmiş daha fiyat açıklanmamış. Bizim burada toplanmamızın sebeplerinden biri de bu sorunlarımızı ilgililere duyurabilmek. Ben toprağımızdaki ekmekte, tenceremizdeki yemekte, mutfak ve kilerdeki gıdalarda emeği olan tüm çiftçilerimizi kutluyorum. Köyünde, tarlasında, bahçesinde, serasında, ağılında ve merasında çalışan, ter akıtan tüm çiftçilerimizin hak ve menfaatlerini korumak da bizim asıl görevimizdir. Bunun böyle bilinmesini istiyorum" ifadelerini kullandı.
"Planlı üretime geçilecek"
Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Muhammet Ali Tekin ise, kendilerine her konuda destek verdiği için Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan'a teşekkür ettiğini belirtti. Bu toplantıların sayısının artırılması gerektiğine işaret eden Tekin, "Bugün burada toplanmamızın amacı siz çiftçilerimizi dinlemek. Sizler ne istiyorsunuz, bizler neler yapabiliriz? Bunları konuşmak" dedi.
Birçok konuda çiftçilere bilgilendirmelerde bulunan Tekin, Milli Tarım Projesi ile sektörde önemli kazanımlar elde edileceğini ifade etti. Projenin, tarım desteklerinin planlı yapılması, planlı üretime geçilmesi, mazot desteği, desteklerin tek çatı altında toplanması, desteklerin yılda iki defada ödenmesi gibi konuları içerdiğinin altını çizen Tekin, şunları kaydetti:
"Bunların hepsi planlandı. Alt yapı hazırlıkları tamamlanıyor. Allah izin verirse 2018 yılında uygulanacak. Ayrıca, havza bazlı destek modeli geliyor. Bundan sonra ürünler daha planlı olacak. Ülke ne ürettiğini bilecek. Yurt dışından ne ihtiyacımız var, yurt dışına ne ihraç edebiliriz? Veya hangi ürün ihracata dönük yaygınlaştırılabilir? Tabii ki siz de takdir edersiniz ki bu çalışmaların bir anda olması mümkün değil. Bu çalışmaların startı verildi. Çok yakın zamanda sizlerle bunları paylaşacağız."
"Rüzgar pervanelerine yüzde 50 hibe veriliyor"
Bir diğer önemli konunun, iklim değişikliğinden dolayı narenciye bahçelerinde yaşanan don olayları olduğunu vurgulayan Muhammet Ali Tekin, "Havalar çok güzel gidiyor ama kışın bir gün dona maruz kaldığınız zaman 365 gün yaptıklarımızın bir önemi kalmıyor. O yüzden tedbirlerimizi almak zorundayız. Bakanlığımız ilk defa bu sene rüzgar pervanesine yüzde 50 hibe desteği koydu. Şu ana kadar 40'a yakın çiftçi müracaat etti. Bakan Bey'den bunların sözünü aldık. Yarın öbür gün açıklanacak. Bu hibeler çıktıktan sonra herkes rüzgar pervanesini kuracak. Bu tür düşüncesi olan bahçe sahibi arkadaşlarımız varsa parsel önemli değil, ortalama 50-60 dönüme bir pervane yetiyor. Bu konuda bizler de teknik anlamda destek oluruz. Bu destekten yararlanmak isteyen arkadaşlarımız müracaatlarını biz duyuru yaptıktan sonra yapabilirler" şeklinde konuştu.
"Lisanslı depoculuk ile alım garantisi geliyor"
Bakanlığın mısır, ayçiçeği, soya gibi ürünlerin depolanması için lisanslı depoculuk sistemine geçtiğini de vurgulayan Tekin, "Şu anda Ceyhan-İskenderun yolunda 100 bin tonluk lisanslı depoculuğa müsaade edildi. Ruhsatını bekliyoruz. Bu ne demek? Bu bir pazar demek. 100 bin ton mısır, soya ve ayçiçeğini, TMO'ya dökebileceksiniz. Bakanlık bunu neden önemsiyor? Çünkü bugünkü depolama şartlarımız uygun değil. O yüzden lisanslı depoculuğa geçmemiz lazım. Lisanslı depoculuk sayesinde bölgede üretilen ürünler için bir alım garantisi oluşacak. Böylelikle ürettiğiniz ürünlerin satışı ile ilgili bir problem yaşamayacaksınız" ifadelerini kullandı.
Kapalı sistem sulama ve TARSİM konularına da değinen Tekin, şunları söyledi:
"Adana'da 2 milyon dekar alanda kapalı sistem sulamaya geçilecek. Bunun hazırlığını çiftçilerimizin yavaş yavaş yapması gerekiyor. Bugün barajdan çıkan suyun ancak yüzde 60'ı tarlaya ulaşabiliyor, yüzde 40'ı kayboluyor. Bunu damlama veya yağmurlama sistemleri ile çözmeye çalışacağız. Ayrıca, toplulaştırma sonrası tapu sorunu kalmayan çiftçilerimizin tarım sigortası yapmasını çok önemsiyoruz. İklim değişikliği bu şekilde devam ettiği sürece birçok ürün zaman zaman doğal afetlere maruz kalacak. Bu konuda sizlerden hassasiyet istiyoruz."
"Bizi asıl bekleyen tehlike kuraklık"
Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Özekici de çiftçileri sulama konusunda bilgilendirdi.
Çukurova Üniversitesi Sulama Kürsüsü başkanlığı görevini de yürüten Özekici, aynı zamanda narenciye, buğday, mısır ve soya üreticisi olduğuna dikkat çekerek, "Sulama konusunda çok fazla söz söylemeye gerek yok. Adana'nın güneyine doğru, yani Karataş'a doğru giderseniz sulu tarım ile susuz tarım arasındaki farkı görürsünüz. Dünya ortalaması şu; sulu tarımda susuz tarıma göre 5.5 kat verim artar, gelir de 3.7 kat artar. Bunu da hepimiz yaşıyoruz. Ancak asıl sorulması gereken soru şu. Bu suyu her zaman bulabilecek miyiz? Son 3-5 yıldır yaşadıklarımıza bakalım. Bir gün geliyor Mersin'e metrekareye 156 kilogram yağmur yağıyor. Bu yağmurun hiçbir faydası yok. Yüzey akışa geçiyor, ne yer altı sularını, ne barajları besliyor. Sadece malımızı ve canımızı götürüyor. Adana'nın yine yıllık yağışını alacağını söylüyor bilim adamları. Yani yıllık metrekareye 650 kilo yağış alacağını söylüyorlar. Ancak bu geçmişte olduğu gibi 9 aylık döneme yayılmayacak. Birden bire çok hızlı bir şekilde olacak" dedi.
Kuraklığa karşı ne gibi önlemler alınabilir, bunların konuşulması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Bülent Özekici, "Bizi asıl bekleyen tehlike kuraklık. Biz bu kuraklığı yaşamaya devam edeceğiz. Adana'da aşağı Seyhan Ovası'nda aşağı yukarı 1 milyon 750 bin dekar arazi sulanıyor. Hepimizin bildiği gibi İmamoğlu Ovası da sulamaya açılmak üzere. Orada 740 bin dönüm arazi birden bire sulamaya açılacak. Biz burası daha sulamaya açılmadan bazı kurak geçen yıllarda eşimizle, dostumuzla sudan dolayı sıkıntılarımız olmuyor mu? Oluyor. Elinde tüfek kanalın başında bekleyen insanlar gördüm. Böyle manzaralarla karşılaşmamalıyız. Ne yapmalıyız? Kapalı sulama sistemine geçmeliyiz" şeklinde konuştu.
"Kapalı sistem sulama, Adana'nın geleceğini kurtaracak"
Toplantının son bölümünde söz alan Yüreğir Kaymakamı Fatih Genel ise, Çukurova topraklarının, bereketin, üretimin merkezi olduğunu belirterek, "Böyle güzel bir cenneti Allah bizlere nasip etmiş, sonra biz ne yapmışız? 2 bin sene önce Romalılar tarlalarını nasıl suluyorsa, biz de bugüne kadar aynı şekilde sulamaya devam etmişiz. Senede 150-200 kişi kanallarda boğularak ölmüş. Bu nasıl bir felakettir, kabustur. Acayip vahşi bir durum. Sırf bu boğulan çocuklarımız için bile kapalı sisteme geçilmesi gerekir. Çünkü cazibeli kapalı sistem sulama projesi, Adana'nın geleceğini kurtaracak bir projedir" ifadelerini kullandı.
Toplantı daha sonra, soru-cevap bölümüyle devam etti.
İHA