Tarım, gıda ve bahçecilik alanında dünyanın en önemli fuarlarından biri olan Uluslararası Yeşil Hafta Berlin'de başladı.
Bu yıl 80'incisi düzenlenen fuarı yaklaşık 400 bin kişinin ziyaret etmesi bekleniyor.
Eğer dünya lezzetleri arasında keyifli bir yolculuğa çıkmak istiyorsanız tam zamanı. Berlin'deki Uluslararası Yeşil Hafta fuarında her köşeden birbirinden leziz kokular yükseliyor. Fonda fuar alanında kurulan mini çiftlikteki hayvanların sesleri yankılanırken, rengarenk meyve ve sebzeler göz alıyor, iştah açıyor...
Alman Çiftçiler Birliği Başkanı Joachim Rukwied bu renkli tabloya rağmen çiftçileri endişeli bir yıl beklediğine işaret ediyor:
Rukwied "Et ürünleri sektörü, özellikle de domuz eti fiyatları uzun bir süredir baskı altında. İki temel besin maddesi olan süt ve tahılın fiyatı da geçen 6 ayda düştü. Şeker, meyve ve sebze fiyatları da baskı altında. Elbette bunun da tarıma bazı etkileri oluyor" açıklamasını yapıyor.
Çiftçilerin keyfi pek yerinde değil. Zira hasat zamanının iyi geçmesi aynı zamanda birçok bölgede mahsulün talepten daha fazla olması anlamına da geliyor. Buna Ukrayna krizi ve Rusya'nın uyguladığı ambargo da eklenince, durum pek de iç açıcı değil. Rukwied Rusya'nın tarım ve gıda ürünlerine uyguladığı ambargo nedeniyle elde özellikle yüksek miktarda mahsul fazlası elma kaldığına işaret ediyor.
Meyve fiyatları çok düştü
Almanya Rusya'ya yılda 25 bin ton, Polonya ise 600 bin ton elma ihraç ediyordu. Rukwied bu miktarın AB iç pazarında kalması nedeniyle sofra tüketimine yönelik meyve fiyatlarının bir yılda 60 centten 20 cente kadar düşütüğüne, sıkmalık meyve fiyatının ise 2 cente kadar gerilediğine işaret ediyor.
Yaşanan siyasi gerginliğe rağmen Rusya'nın fuarda iki büyük standı bulunuyor. Meyve ve sebze üreticileri halihazırdaki politik duruma rağmen aralarındaki iletişimi koparmamaya çalışıyor. Messe Berlin'in Genel Müdürü Christian Göke bu nedenle Yeşil Hafta'nın onlarca yıldan bu yana Doğu ile Batı arasında birleştirici bir rol oynadığına dikkat çekiyor.
Bu yıl fuara yaklaşık 100 bin branş temsilcisinin yanı sıra dünyanın her köşesinden yaklaşık 150 siyasetçi bekleniyor. 25 Ocak'a kadar devam edecek olan fuarda yaklaşık 300 konferans, sempozyum ve seminer düzenlenecek.
'Kalite ve ürün standartları korunmalı'
Fuarda Atlantik aşırı Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması'nın (TTIP) en çok tartışılan konulardan biri olması bekleniyor. TTIP, ABD ve AB arasındaki gümrük duvarlarını kaldırmayı, üretim ve yatırımda yeni standartlar belirlemeyi hedefliyor. Alman Çiftçiler Birliği Başkanı Joachim Rukwied ise bu bağlamda Avrupa kalite ve ürün standartlarının korunması gerektiğini önemle vurguluyor. Rukwied "Hormonlu etlerin Avrupalıların, Almanların tabaklarında yer almasını istemiyoruz. Biz hormon kullanmıyoruz, gelecekte de bunu yapmayacağız" diyor.
Uzmanlar ABD'de hayvancılıkta kullanılan büyüme hormonlarının giderler konusunda avantaj sağladığına, dolayısıyla ucuz et ürünlerinin Avrupa pazarına girmesinin birçok üreticiyi olumsuz etkileyeceğine dikkat çekiyor.
Artış zararı karşılamadı
Alman gıda sektörü ürettiği ürünlerin yaklaşık üçte birini yurt dışına ihraç ediyor. 2014 yılında ihracat yüzde 5,6 oranında büyüyerek 56 milyar 300 milyon euroya yükseldi. Ancak bu rakam yurt içindeki zararı karşılamaya yetmiyor. Toplam ciro yüzde 1,1 düşüşle ile 173 milyar 200 milyon euroya geriledi.
Alman Gıda Endüstrisi çatı örgütü Başkanı Christoph Minhoff uluslararası rekabet nedeniyle üreticiler üzerindeki artan baskıya işaret ediyor. Minhoff Almanya'da enerjinin pahalı olduğuna, asgari ücret gibi kalemler nedeniyle üretim masraflarının yüksekliğine dikkat çekiyor. Minhoff buna karşılık tüketicilerin kalite beklentisinin de giderek arttığını vurguluyor.
Bundan en olumlu etkilenenler ise organik tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar. Uzmanlar organik tarıma ödenen teşviklerin de artırılmasıyla yıllardır devam eden durgunluğun ardından daha fazla üreticinin organik üretime geçeceğini tahmin ediyor.
Deutsche Welle