Son 10 yılda yürütülen kapsamlı eğitim ve denetim çalışmalarıyla yaş meyve ve sebzede pestisit kalıntı oranının yüzde 1'lerin altına düştüğünü bildirildi.

Antalya Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, bugün bazı basın-yayın organların yer alan Antalya Konseyi Tarım Topraklarının Korunması ve Kullanımı Çalışma Grubu tarafından gerçekleştirilen toplantı raporuna istinaden, sebze ve meyvelerdeki zirai ilaç kalıntısı ile ilgili haberlerin gerçeği yansıtmadığı kaydedildi.

Son 10 yılda yürütülen kapsamlı eğitim ve denetim çalışmalarıyla pestisit kalıntı oranının yüzde 1'lerin altına düşürüldüğü, iç ve dış pazarlara sunulan ürünlerde gıda güvenliği ve güvenilirliğinin sağlandığı belirtilen açıklamada, pestisit kalıntı oranının AB ülkelerinde yüzde 3-5, ABD'de ise yüzde 3-4 olduğuna dikkat çekildi.

Gerçek ve tüzel kişilerin zirai mücadelede bitki koruma ürününün etkisizliği veya zararı hakkında beyan ettikleri şikayet üzerine veya piyasada doğrudan yapılan rutin denetimler sırasında alınan ilaç numunelerinin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına bağlı laboratuvarlarda analize tabi tutulduğu ifade edilen açıklamada, eğitim ve yayım çalışmalarının da aralıksız devam ettiği bildirildi.

İyi tarım uygulamalarının Antalya'da yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmaların aralıksız devam ettiği ve halen bölgede 18 bin dekar örtüaltı ve turunçgil alanında iyi tarım uygulamaları standardında üretim yapıldığı belirtilen açıklamada, şöyle denildi:

"Sonuç olarak, ilimiz sahip olduğu uygun ekoloji sayesinde başta sebze olmak üzere taze meyve ve sebze üretim potansiyeli bakımından Türkiye'nin kalbi konumundadır. Ayrıca, ülkemizde tarım teknolojisinin en çok kullanıldığı, sera üretiminin ve kontrollü tarımın en yoğun yapıldığı bir bölge olarak da uluslararası pazarın ilgisini çekmektedir. Bu özellikleri ile Antalya, tarım sektöründeki yerli ve yabancı yatırımcıların en yoğun şekilde yatırım yaptığı, yeni teknolojilerin pilot uygulamalarının gerçekleştirildiği bir bölge haline gelmiştir. Hal böyle iken, müdürlüğümüzü ilgilendiren konularda yeterli ve doğru bilgiye sahip olmadan yapılan açıklama ve değerlendirmelerin üretici, tüketici ve sektörde görev alan tüm paydaşlar ile ülke ekonomisini olumsuz etkileyeceği bilinmelidir."