"Yanlış tarım teknikleri kullanılarak erozyona insan eliyle hız veriliyor. Bizim için en hassas alanlar eğimli ve marjinal tarım alanlarıdır. Bu bölgelerde nokta bazlı çalışma yürütüyoruz"
Avcı yaptığı açıklamada, erozyonla mücadele çalışmalarının bölgeselden çok noktasal bazda yapıldığını belirterek, Türkiye'nin arazi şartları, iklim ve toprak yapısı bakımından erozyon konusunda çok hassas bir konumda olduğunu söyledi.
Arazi eğiminin çok yüksek olmasının ve yükselti farkları bulunmasının önem taşıdığını dile getiren Avcı, "Bu anlamda Çoruh Vadisi hem toprak hem de iklim yapısı itibarıyla erozyona çok yatkın bir bölge. Fırat Havzası için de benzer durum söz konusu" diye konuştu.
Avcı, erozyonda coğrafi şartların yanı sıra bazı bölgelerde insan faktörünün de etkisinin olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bazı noktalarda insan faktörüyle hızlandırılmış bir erozyon söz konusu olabilir. Yanlış tarım teknikleri kullanılarak erozyona insan eliyle hız veriliyor. Bizim için en hassas alanlar eğimli ve marjinal tarım alanlarıdır. Bu bölgelerde nokta bazlı çalışma yürütüyoruz. Bu köy bazlı ya da küçük bir mikro havza çalışması olabilir. Türkiye'nin her yerine erozyon söz konusu ama bunları nokta bazlı ele almak gerekiyor. Buna göre planlar hazırlıyoruz. Bunun için 2017 yılına kadar sürecek Erozyonla Mücadele Eylem Planı hazırladık. Yukarı havza sel kontrol çalışmaları da sürüyor. Baraj ve göletlerin etrafını ağaçlandırma çalışmalarımız erozyonu engelleyen faaliyetler olarak eylem planımız içinde devam ediyor."
- Maden sahaları ıslah edilecek
Maden sahalarının yeniden rehabilitasyonu için de eylem planı hazırladıklarını anlatan Avcı, "Türkiye'deki maden sahalarının tamamını tek tek elden geçirerek, belli bir süre içerisinde tamamını ıslah edeceğiz. Bu bölgeleri ağaçlandırıp, yeniden doğal şartlarına kavuşturacağız. Bu çalışmalar erozyonu önleme açısından çok önemli adımlardır" ifadelerini kullandı.
Avcı, erozyonla mücadelede doğru tarım tekniklerinin kullanılmasının önemine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Her yıl denize taşınan toprak miktarına baktığımız zaman Avrupa'ya göre rakamın yüksek olduğunu görüyoruz. Ancak Avrupa ile bizim şartlarımız çok farklı. Aslında erozyonla taşınan toprağın miktarından çok kalitesi önemli. Taşınan toprak en üstteki organik topraktır. Canlı topraktır, en verimli, en kıymetli topraktır. Arazinin verimini azaltan sebeptir. Kıymet olarak da bakıldığında denize çok değerli topraklarımız taşınıyor. Bu nedenle Türkiye'nin birçok yerinde teraslama ve ağaçlandırma çalışması yapıyoruz. Bunun yanında çiftçilerimizin eğimli arazilerde dikey yerine yatay ekim yapmaları sağlanmalıdır. Bu tür arazilerde farklı ekim teknikleri kullanmalıdır."
Haber 7