Giresun Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Kubilay Elevli, Doğu Karadeniz'de etkili olan aşırı yağışların özellikle kestane balı rekoltesinde çok ciddi kayıplara yol açacağını söyledi.

Elevli, yaptığı açıklamada, Doğu Karadeniz'de mayısın ardından haziran ayının da yağışlı geçtiğini belirtti.

Geçen yıl yağışlı ve olumsuz hava şartları nedeniyle kestane balı rekoltesinde yüzde 99 kayıp yaşandığını ifade eden Elevli, 'Mayıs ve haziran ayları yağışlı geçmiş, bu da kestane balı rekoltesini neredeyse tamamen vurmuştu. Bu yıl da tıpkı geçtiğimiz seneki gibi bir süreç yaşıyoruz. Maalesef geçen ayda, haziranın ilk haftası da Doğu Karadeniz genelinde yağışlı geçti.' dedi.

Elevli, meteorolojiden aldıkları tahmini hava durumu raporuna göre gelecek haftanın da yağmurlu geçeceğini kaydederek, 'Özellikle kestane balında haziran ayı çok önemli. Bu ayda arılar kestane balı üretimini gerçekleştiriyor. Eğer hava şartları böyle devam ederse kestane balı rekoltesi 2015'de olduğu gibi bu yıl çok ciddi oranda zarar görecektir.' diye konuştu.

Doğu Karadenizli arıcıların geleneksel yöntemlerle yetiştiricilik yapmaya devam etmesi halinde her yıl yağış ve olumsuz hava şartları nedeniyle kestane balı rekoltesinde kayıplar olacağını dile getiren Elevli, 'Birlik olarak yağışlı havalarda bal üretimi yapılması için arayışlar içerisindeyiz. Mutlaka bilimsel olarak yetiştiricilik yapmalıyız. Çeşitli projeler geliştiriyoruz.' ifadesini kullandı.

Elevli, yöreye özgü arı ırklarının hem bölge coğrafyası hem de iklimine son derece dayanıklı olduğunu ve mutlaka gen kaynaklarının korunarak geliştirilmesi gerektiğini kaydederek, şunları söyledi:

'Şu anda bölge genelinde yağışlar etkili. Geleneksel üretim sistemimiz nedeniyle yağışlı dönemde arılarımız iyi hazırlanamadı ve kestane balı sezonuna son derece güçsüz girdi. Yine bölgeye sadece verim artırılması için değişik ve yöre iklimine dayanıksız arılar sokuldu. Günlerdir devam eden yağışlara dayanamadılar. Yağışlı havalarda bal üretiminin ancak yerli ırklarla mümkün olabileceği kanaatindeyiz. Yöresel ırk arılarımız bölgenin coğrafi ve iklimsel koşullarına karşı dirençliler. Kendi gen kaynaklarımızı korumalı ve geliştirmeliyiz. Bunun için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.'