Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkanı Hüseyin Demirtaş, tarım, mera ve orman alanlarının korunmasının iklim değişikliğiyle uyum açısından büyük önem taşıdığını belirterek, "Yağışlar aslında artmayıp azalmakta ancak verdikleri zarar artmaktadır" dedi.
Trabzon'un Araklı ilçesinde meydana gelen sel felaketine ilişkin değerlendirmede bulunan Demirtaş, benzer sel felaketlerinin yılın başından itibaren birçok bölgede yaşandığına işaret ederek buna bağlı olarak tarım ürünlerinde rekolte düşüşleri meydana geldiğini bildirdi. Demirtaş, Meteoroloji Genel Müdürlüğünün raporuna göre, mayısta yağışların geçen yıla göre tüm bölgelerde önemli ölçüde azaldığına işaret ederek, "Rapora göre, yağışlar ülke genelinde normalin ve geçen yıl ortalamasının altında gerçekleşti. Türkiye genelinde mayıs ayı yağış ortalaması 35,4 milimetre oldu. Oysa normali 49,3 milimetredir. Geçen yıl yağış ortalaması 88,6 milimetre seviyesindeydi. Yağışlarda normale göre yüzde 28 ve geçen yıla göre yüzde 60 azalma var." değerlendirmesinde bulundu.
TARIM MERA VE ORMAN ALANLARI KORUNMALI
Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) verilerine de değinen Demirtaş, gelecek yıllarda Türkiye'nin güneydoğu ve doğu bölgelerinde yüzde 20-40, iç ve batı bölgelerinde ise yüzde 40'ı aşan yağış azalmasının öngörüldüğüne dikkati çekti. Bu noktada, tarım, mera ve orman alanlarının korunmasının iklim değişikliğiyle uyum açısından büyük önem taşıdığının altını çizen Demirtaş, şunları kaydetti: "Yağışlar aslında artmayıp azalmakta ancak verdikleri zarar artmaktadır. Bunun nedenlerini genel ve özel olarak ikiye ayırabiliriz. Genelde, tüm dünyada yaşanan küresel ısınma sonucu iklim olayları dengesizleşmekte, iklimsel değişimlere bağlı olarak doğal felaketlerin sayısı artmaktadır. Bunun en açık örneklerinden biri son yıllarda ülkemizde sıklıkla görülmeye başlanan hortum olaylarıdır. Özelde ise yaşanan bu gelişmeler karşısında doğayı koruma önlemlerini sıkılaştırmak yerine tam aksi yönde uygulamaların artmasıdır. Özellikle ormanların mermer ocakları ve madenler başta olmak üzere sınai faaliyetlere açılarak yok edilmesi, dere yataklarının aynı mantıkla HES'lerle tahrip edilmesi, ormanlar ve akarsular arasında binlerce yıl boyunca kurulmuş olan dengelerin bozulmasıdır."