VARROA HASTALIĞI İLE MÜCADELE!

Varroa; arı kolonilerinde ciddi kayıp ve hasarlara yol açan tehlikeli bir hastalıktır. Varroa ile etkin mücadele edilmelidir.

Varroa; arılarda kanat ve bacaklarda deformasyon, kısa bacaklılık, kısa karınlılık gibi vücut anomalileri ve ergin arılarda düşkünlük, verim düşüklüğü gibi semptomlarla kovanlarda sönmeye kadar  varan etkiler oluşturan, kolaylıkla bir kovandan diğerine bulaşabilen, diğer hastalıklara zemin hazırlayan tehlikeli bir arı hastalığıdır.

Dünyada ilk kez 1904 yılında Hindistan'da ortaya çıkmış,  ülkemizde ise 1978 İzmir çevresindeki kolonilerde görülmeye başlanmıştır.  

Varroanın Zararları

  1. Varroa, larva, pupa ve erginlerin hemolenfleri ile beslendiğinden, yavru arılar iyi gelişemez, erginler ise güçsüzdür ve uçamazlar. Parazitten kurtulmak için çırpınır ve huzursuz olurlar.
  2. Arı ailesindeki erkek arı sayısı belirgin bir şekilde düşer. Erkek arıların çiftleşme yeteneği azalır.
  3. Ana ve işçi arıların ömürleri kısalır. İşçi arılar normalden küçük olur. Özellikle pupa döneminde önemli ölçüde canlı ağırlık kaybı olur.
  4. Gözden çıkan genç arılarda kanatsızlık, tek veya kısa kanatlılık, eksik bacak, kısa karın gibi anomaliler görülür.
  5. İşçi arıların yavru bakımı zayıflar ve buna bağlı olarak ananın yumurtlama kapasitesi azalır
  6. Petek gözlerinde ölü larva sayısı fazla ise, arılar bunları dışarı atamazlar. Bu nedenle gözlerde kuruyan larvalar Avrupa Yavru Çürüklüğü benzeri belirtileri oluştururlar. Ancak koku yoktur, mühürlenmiş petek gözlerinin kapakları koyu renklidir, delikler oluşmuştur fakat içeriye çökük değildir ve çevresi beyazlaşmıştır.
  7. Varroa'ların beslenmesi sırasında açtıkları yaralar, çeşitli hastalık etkenleri için elverişli bir ortam oluşturur. Arıların hastalıklara karşı direnci de azalır.
  8. Varroa'dan dolayı zayıf düşen koloniler diğer koloniler tarafından yağmalanır
  9. Arılar huzursuz oldukları için bazen kış salkımı yapamazlar.

Varroa Hastalığından Korunma

Tüm hastalıklarda olduğu gibi Varroa ile mücadelede de ilaç kullanmaktan mümkün olduğu ölçüde kaçınılmalıdır. Asıl amaç hastalığı tedavi etmek yerine arıları hastalıktan korumak olmalıdır.

a) Varroa ile Fiziksel Mücadele:

Fiziksel mücadele, Varroa'ların kovan içi uygun yaşam koşullarını belirli bir süre değiştirmek amacıyla uygulanan ısı uygulamalarıdır. Özel hazırlanmış kovanlarda kovan sıcaklığı yapay yollarla, kontrollü olarak 46°C'ye çıkartıldığında varroalar ölerek kovan dip tahtasına düşmektedir. Bu uygulama sadece paket arılarda (özel olarak yapılmış arı taşıma kaplarına yerleştirilmiş olan çerçevesiz arı kolonisi ) yapılabilir. Kimyasal bir bileşik kullanılmaması, balda kalıntı sorununu ortadan kaldırmaktadır. Ancak bu yöntem pahalı ve dikkat isteyen, herkesin kolaylıkla uygulayabileceği bir yöntem değildir.

b) Varroa İle Biyolojik Mücadele:

Biyolojik kontrol yöntemleri Varroa'nın bulunduğu peteklerin gözler sırlandıktan sonra arı pupaları ile yok edilmesi esasına dayanmaktadır. Varroa genelde erkek petek gözlerine yerleştiği için kovanda kontrollü olarak arılara erkek petek gözleri yaptırılır ve ana arının bu gözlere yumurta atması sağlanır, larva kapanınca da bu petek gözleri kovandan alınarak imha edilir ya da eritilerek mum yapılır.

c) Kimyasal Mücadele :

Akarisid özelliğe sahip çeşitli kimyasal maddelerle yapılan mücadeledir. İlaç uygulamalarında şu noktalara dikkat edilmelidir.

a) Laboratuvar testlerinden geçirilmemiş, arı ve insan sağlığı üzerinde olumsuz etkisi olan kimyasal maddeler kullanılmamalıdır,

b) İlaçlar mutlaka tarif edildiği şekilde ve uygun dozda kullanılmalıdır,

c) Bal hasatı döneminde kesinlikle ilaçlama yapılmamalı, erken ilkbahar ve geç sonbaharda ilaçlama yapılmalıdır.

d) İlaçlama genellikle hava sıcaklığının 14° C'nın üstünde olduğu günlerde ve arıların kovana döndükleri tercihen akşam saatlerinde yapılmalıdır,

e) Kovanda bölme tahtaları varsa ilaçlama sırasında çıkartılarak arıların serbest hareket etmeleri sağlanmalıdır, Fumigant şeritlerin alevli yanmamasına dikkat edilmeli, uygulama sırasında maske, eldiven, gözlük takılmalıdır.

Bu kapsamda erken ilkbahar ve özellikle geç sonbahar döneminde Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından bal arıları için bu amaçla ruhsatlandırılmış ve veteriner hekim reçetesi ile satılacak ilaçlar kullanılmak suretiyle düzenli ilaçlama yapılmalıdır.  Bu şekilde balda ilaç kalıntısının en aza indirgenmesi de temin edilmiş olacaktır.

Ayrıca coğrafi durum ve iklim şartları çerçevesinde aynı bölgedeki tüm arılıkların da eş zamanlı olarak ilaçlanması sağlanmalı ve bu denetlenmelidir.

Tarim.gov.tr
  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz
Henüz bir yorum yazýlmadý. Ýlk yazan siz olabilirsiniz.