UNESCO tarafından 2012’de İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesi’ne alınan ve bu yıl 475’incisi düzenlenecek olan festival ile halka saçılacak olan Manisa Mesir Macunu’na coğrafi işaret ile koruma geliyor. Manisa’yı Mesir’i Tanıtma ve Turizm Derneği Başkanı Ufuk Tanık, bu yıl Manisa Mesir Macunu’nu koruma altına almak amacıyla coğrafi işaret başvurusunda bulunduklarını söyledi.

İçinde 41 çeşit baharatın kullanıldığı ve geleneklere uygun hazırladıkları Mesir’den 12 ay boyunca 150 ton civarında üretim yaptıklarını hatırlatan Tanık, artan talep üzerine bu yıl üretime teknolojiyi katıp üretimi 50-100 ton artıracaklarını bildirdi. Üretilen Mesir macunlarına sadece kadın elinin değdiğini anlatan Tanık, “İmalathanemizde 20 kadının ellerinde tek tek işlenerek ve kâğıtlara sarılarak tüketiciye ulaşan Mesir satışından elde ettiğimiz geliri Manisa’nın tanıtımında kullanıyoruz” dedi.

Talep arttıkça Mesir pazarının da büyüdüğüne dikkat çeken Tanık, “Festivaller bir ürünün ve şehrin tanıtımında çok önemli. Artık Manisa deyince Mesir, Mesir deyince Manisa akla geliyor. Yurtdışından da talep almaya başladık. Rusya, Hollanda, İngiltere, Almanya gibi ülkelere Mesir macunu gönderiyoruz. Tonajlar çok fazla değil ama burada önemli olan bu talebin ve ilginin olması. Zaman içinde yurtdışında bu satışların fazlalaşacağına inanıyorum. Arap ülkeleri gibi bize yakın olan coğrafyalar baharatlı ürünleri çok seviyor. Arap ülkelerinden birkaç firma ile görüştük. Bu yıl içerisinde Arap pazarına da açılmayı planlıyoruz” diye konuştu.

Mesir’in ticari anlamda önünün açık olduğuna vurgu yapan Tanık, “Artık bütün ülkelerde doğal gıdalara ilgi var. Mesir bu çeşidin içine giriyor. Mesir yapımında kullanılan her baharat insan sağlığına faydalı. UNESCO’ya üye 90 civarında ülke var. UNESCO’nun yayınlamış olduğu belge ve kitaplarda mesir hakkında bilgiler yer alıyor. UNESCO’nun listesine girmemiz yurtdışı tanıtımına büyük katkı yapacak” dedi.

Üzümlü, ballı ve pekmezli mesir çeşitleri yolda

Mesir’i çeşitlendirerek katma değer yaratmaya çalıştıklarını söyleyen Tanık, şöyle konuştu: “Macun, lokum ve bitkisel çay çeşitlerimiz var. Geçtiğimiz yıl Mesir şekerini de bunlara ekledik. Doğal ürünlere yönelme eğilimi Mesir çayına olan ilgiyi de arttırdı. Mesir macununda çok fazla çeşide girmeye karşıyız. Uyabilecek, baharatlarla bağdaşabilecek ürünlerle de ürün yelpazemizi genişletmeye çalışıyoruz. Elimizde Mesir’in eskiden balla veya pekmezle yapıldığına dair bilgi var. Bu çeşitler üzerinde çalışıyoruz. Ayrıca Manisa’nın bir değeri olan Sultaniye üzüm ile de Mesir yapmak için denemelerimiz sürüyor.”

Gelirimizin tamamını tanıtıma aktarıyoruz

Tanık, bu yıl 475’inci festival hazırlıklarına başlandığını belirterek, “Geçen yıl Sultan Camii minarelerinden 5 ton Mesir macunu saçıldı. Biz 150 ton imalat gerçekleştiriyoruz. Bunun 5 tonunu Sultan Camii’nden saçıyoruz. Bir kısmını da çeşitli vesilelerle gelen misafirlere ya da kamu kurumlarına tanıtım amacıyla veriyoruz. Mesir Macunu Festivali, ‘İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi’ne girdi. Mesir macunu, ilk kez Manisa’da bulunan Yavuz Sultan Selim’in eşi, Kanuni Sultan Süleyman’ın da annesi Hafsa Sultan’ın hastalığı için hazırlanmıştı. İyileşen Valide Sultan, macundan halka da dağıtılmasını istemişti. Bu geleneğe dayanan festivalde her yıl 21 Mart haftasında Manisa’da halka mesir macunu dağıtılıyor” dedi. Derneklerinin 1959’da kurulduğunu anlatan Tanık, “İlk yıllarda sadece saçım mesiri yapan dernek, bugün geleneğe en yakın üretim yapan ve Mesir Festivali başta olmak üzere Manisa’nın kültürel anlamda tanıtımında rol oynayan etkin bir kuruma dönüştü. Artık yıl boyunca mesir macunu üretip satıyor, gelirin tamamını Manisa’nın tanıtımına aktarıyoruz. Yurtiçi ve yurtdışı turizm fuarlarında da üzerimize düşen görevleri büyük bir duyarlılıkla yerine getirmeye özen gösteriyoruz” diye konuştu.