TÜRKİYE ekonomisindeki gelişime paralel olarak Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) içindeki payı yüzde 7.4'e düşmesine karşın tarım hala Türk ekonomisinin en önemli sektörlerinin başında geliyor. Tarım, 60.9 milyar dolarlık katma değeriyle ekonomiye büyük katkı sağlıyor. Kendi katma değerinin yanı sıra, gıda sanayi, tekstil ve konfeksiyon sanayi başta olmak üzere diğer sektörlere hammadde temin ediyor. Tarımın, ulaştırma ve finans sektörlerine de büyük katkı yaptığını unutmamak gerekiyor. Bu çerçevede düşünüldüğünde, tarımın ekonomideki ağırlığının yüzde 7.4'ün çok çok üzerinde olduğunu söylemek ise yanlış olmaz.
ÜLKELERİN POLİTİKASI
Yapılmaya başladığı günden bu yana stratejik sektör olma özelliğini kaybetmeyen tarımın, enerji ile birlikte vazgeçilmez sektörlerin başında geldiğinin altını çizen Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Her toplum ve ülke, gıda güvencesini sağlamayı varlık sebepleri olarak gördüğü için, tarımı önemsemeyen gelişmiş bir ülke yoktur. ABD, Fransa, Almanya, İtalya, İngiltere, Hollanda, Belçika, İsviçre, İsveç, Danimarka, Japonya, Avustralya, Kanada gibi ülkeler tarımda bütün ülkelerden daha ileri teknolojiyi uyguluyor ve en önemli politik amaç olarak görüyor. Türkiye’nin de tarıma odaklanması, bu ülkeler içinde yer alması temel politikası olmalıdır” dedi. Tarım sektörünün istihdam içindeki payı 2014 yılında yüzde 21,1 olarak gerçekleşti. 2013 yılında 6 milyon 15 bin olan tarımdaki istihdam, 2014 yılında 5 milyon 470 bine indi. İstihdamındaki azalmaya rağmen tarım, yüzde 12 olan işsizliği, 2.1 puan indirerek yüzde 9.9’la tek hanede tutmayı başardı. Tarımdaki istihdamın özelliğinin, krizlere karşı sağladığı güvence olduğuna değinen Bayraktar, “Kriz zamanlarında işsizliğin azaltılmasına katkı yapan tarım adeta bir tampon vazifesi görmektedir. Tarlasında kalan, üretimi her koşul altında sürdürmeye çalışan çiftçimizin bu ülke için önemi tartışılmazdır” dedi.
Çeşitlendirmeye destek
IPARD programıyla, tarımsal işletmelerin yeniden yapılandırılması ve Avrupa Birliği standartlarına ulaştırılmasına yönelik yatırımların, kırsal ekonomik faaliyetlerin çeşitlendirilmesi ve geliştirilmesine yönelik olarak hazırlanan projelerin hibe desteğinden yararlanabildiğini belirten Şemsi Bayraktar, “Bakanlık da kırsal kalkınma destekleri kapsamında, basınçlı sulama sistemleri tesisleri, ürünlerin işlenmesi, depolanması, alternatif enerji kaynaklı yeni seraların yapımı gibi alanlara destekler veriyor” dedi.
Krediler önem kazandı
UZUN vadeli kredilerin sabit yatırımı gerektiren tesis kurulması ve tarımsal alet ve makinelerin alımında önem kazandığını söyleyen Şemsi Bayraktar, “Kredilerin hasat vadeli olması, hasat zamanında ödenmesi tarımın doğası gereğidir” dedi. Makina ithalatındaki fırsatlar ve kolaylıklardan bahseden Bayraktar, “2015 yılı İthalat Rejimi’ne göre traktör ithalatında yüzde 30 gümrük vergisi var. ikinci el, Türkiye’de üretilmeyen makinelerin ithalatında kolaylık sağlanıyor” dedi.
Çiftçiler desteklenmeli
YENİ fırsatlar yaratabilmek için çiftçilerin, finansman sağlama ve sermaye konusunda güçlü kılınması gerektiğini söyleyen Şemsi Bayraktar, “Çiftçimizin, ekonomik gücü artarsa, çiftçilerimiz, ülke insanı ve dünyanın talep ettiği ürünleri, son teknolojiyi de kullanarak karşılayabilir” dedi.
Dünyada yedinci sırada
TÜRKİYE’nin tarımdaki avantajları konusunda bilgi veren Şemsi Bayraktar, “Türkiye üretim açısından Avrupa’da birinci, dünyada 7’inci sırada. Türkiye coğrafi ve iklim özelliği olarak kahve, kakao gibi birkaç tropik ürün dışında her türlü tarımsal ürünü üretebiliyor” diye konuştu.
Çiftçiye her alanda destek
GIDA, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tahminlerine göre 2023’te tarımsal üretimimiz 150 milyar dolar, ihracatımız ise 30 milyar dolar olacak. Türkiye, tarım sektöründe pek çok ülkeye kıyasla son derece avantajlı bir konumda. Ancak çiftçinin finansmanında dikkat edilmesi gereken bazı noktalarda bulunuyor. Bunlardan en önemlisi çiftçilerin ihtiyaçlarının doğru analiz edilerek, onların doğru kredi tipine ve vadeye yönlendirilmesini sağlamak. Yapı Kredi Tarım Bankacılığı kredileri üreticilerin tarımsal faaliyetlerinden elde ettiği geliri ve geri ödeme gücünü dikkate alarak, tarımsal üretim tipine göre belirleniyor. “İşletme Kredileri” ve “Yatırım Kredileri” olarak iki ana gruba ayırılan kredilere ek olarak Verimli Kart ürünü çiftçilere faizsiz alışveriş fırsatları sağlayan ve kartlarını ATM’lerden veya şubelerimizden nakit para çekim işlemlerinde kullanma olanağı da sunan bir ürün olarak karşımıza çıkıyor. En önemlisi ise Verimli Kart’ın ödeme vadesinin çiftçinin hasat zamanına göre belirlenmesi.Yapı Kredi kırsal alanlarda 250’ye yakın şubesiyle gıda üretiminden hayvancılığa kadar her alanda tarım sektörünü destekliyor.
İlk 10’da 55 ürün
DÜNYADA, fındık, kayısı, incir, kiraz, vişne, ayva ve haşhaş tohumu gibi 7 üründe birinci, karpuz, kavun, çilek, pırasa, bal ve fiğden oluşan 6 üründe ikinci, mercimek, elma, salatalık, yeşil biber, yeşil fasulye, kestane, Antepfıstığında ve koyun sütünden oluşan 8 üründe ise üçüncü sırayı alan Türkiye, 6 üründe dördüncü, 7 üründe beşinci, 4 üründe altıncı, 8 üründe yedinci, 2 üründe sekizinci, 3 üründe dokuzuncu, 4 üründe onuncu sırayı alıyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerinden Türkiye’nin ürettiği ürünler bazında yapılan araştırmaya göre, ilk 10’da 55 ürünü var.
10.1 milyar TL destek
TARIMDA modernizasyon, makine ekipman ve tesis yatırımları desteklenerek sağlanması gerektiğine değinen Bayraktar, “Basınçlı sulama sistemleri, işleme, depolama, tasnif üniteleri, traktör ve makine ekipman destekleri veriliyor. Piyasa düzenlemeleri çerçevesinde de alan bazlı destek ve prim destekleri önem taşıyor” dedi. Bayraktar, devlet desteklemelerinin 2015 yılında, 2014 yılına göre yüzde 9.9 oranında artarak 10.1 milyar liraya yükselmesinin planlandığını ifade etti.
Araziler parçalanmayacak
TÜRKİYE’de tarım arazileri miras hukukundan hükümleri nedeniyle çok fazla parçalandığının altını çizen Bayraktar, “İşletme başına tarım arazisi miktarı 59 dekara kadar indi. Çıkması için sürekli girişimlerde bulunduğumuz “Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkındaki” kanun, arazilerin parçalanmasını önleyecektir.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın yürüttüğü arazi toplulaştırma çalışmaları da bir an önce tamamlanmalıdır” dedi.
Pamuk sektörü
Türkiye’nin 2011 yılında 980 bin ton olan lif pamuk üretimi, 2012 yılında 882 bin, 2013 yılında 855 bin ton oldu. Yine 2011 yılında 1 milyon 300 bin ton olan lif pamuk tüketimi ise 2012 yılında 1 milyon 325 bin tona, 2013 yılında 1 milyon 365 bin tona yükselmiştir. 2011 yılında 47 bin ton olan lif pamuk ihracatı, 2012 yılında 65 bin ton, 2013 yılında 119 bin tona ulaştı. Lif pamuk ithalatı 2011 yılında 519 bin tonken, 2012 yılında 804 bin tona, 2013 yılında 876 bin tona çıktı. Türkiye’nin 2014 yılı pamuk, pamuk ipliği ve pamuklu mensucat ihracatı 1 milyar 875 milyon 236 bin dolarken, ithalatı 3 milyar 22 milyon 47 bin doları buldu.
Hürriyet