Yıllık yağışın dünya ortalamasından düşük olduğu Türkiye'de tarımdaki su kullanımının %90'ı 'salma yöntem' ile yapılıyor. Suyun stratejik öneminin her geçen gün arttığı bir ortamda, Türkiye'nin uzun vadeli ve doğru su politikalarına ihtiyacı var.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, 25 reform alanı içeren yeni ekonomi programının 9 maddesini geçtiğimiz günlerde açıkladı. Bu maddeler arasında tarımda su kullanımının etkin olması da öngörülüyor.
Tarım ve enerjide verimliği temel alan eylem planında hedef sulama oranını artırmak ve modern sulama metotlarını yaygınlaştırmak.
İsterseniz gelin Türkiye’de tarım politikalarında suyun rolüne değinelim.
Tarımda etkin su kullanımı ve yönetimi, sürdürülebilir kalkınma ve gıda güvenliği kadar küresel su politikalarının geleceği açısından da stratejik önemde.
İşte size birkaç rakam…
Türkiye, bilinenin aksine su zengini bir ülke değil. Toplam 112 milyar metreküp ve kişi başına 1500 metreküp düzeyinde toplam tüketilebilir su potansiyelimiz, oldukça sınırlı kaynaklara sahip olduğumuzu gösteriyor.
Türkiye'de kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı, son nüfus rakamlarına göre bin 461 metreküp. Bu rakamın 2023 yılında bin 329 metreküpe gerilemesi öngörülüyor.
Araştırmalara göre mevcut şartlar göz önüne alındığında 2030 itibarıyla, iç ve batı bölgelerinde %40’ı aşan oranda su stresi yaşanabileceği tahmin ediliyor.
- Türkiye az miktarda su kıtlığı çeken bir ülke
Yıllık yağış ortalaması dünya ortalamasından düşük olan Türkiye maalesef yanlış ve aşırı su kullanımı yüzünden su kıtlığı konusunda riskleri artan ülkeler arasında yer alıyor.
Yani daha özet bir ifade ile Türkiye 'az miktarda su kıtlığı çeken ülkeler' kategorisinde.
Ana sorun, tarım, sanayi ve evsel su kullanım oranlarının belirli bir strateji doğrultusunda dağıtılamaması.
Tarımda su kullanımına yönelik eylem planı belki bu noktada bir şeylerin değişmesine neden olabilir.
Peki suyu nerelerde ve ne kadar kullanıyoruz?
44 milyar metreküpe ulaşan toplam su kullanımında tarım sektörünün payı yüzde 73 civarında (32 milyar metreküp). İçme suyu kullanımında yaklaşık 7 milyar metreküp, sanayide ise 5 milyar metreküp su kullanılıyor.
- Damla sulamada %60, yağmurla sulamada %30 tasarruf ediliyor
Biz yine dönelim tarım tarafındaki sulama verilerine…
Türkiye’de tarım yapılabilir arazilerin büyüklüğü 28 milyon hektar. Bu da Türkiye’nin toplam yüz ölçümünün yaklaşık üçte biri demek.
Türkiye’de tarım arazilerinin yaklaşık 8,5 milyon hektarı mevcut su potansiyeli göz önüne alınarak teknik ve ekonomik olarak yer altı ve yer üstü kaynaklarla sulanabilir özellikte.
Gelelim vahim tabloya: Hâlâ sulamaya açılmamış 2,77 milyon hektar arazisi bulunan Türkiye’de sulamaya açılan 5,73 milyon hektar alanın yüzde 90’dan fazlası ‘salma sulama’ olarak tabir edilen vahşi sulama ile yapılıyor.
Bitkinin verimliliğini olumsuz yönde etkileyen salma sulama aynı zamanda gereğinden fazla suyun boşa akıtılması anlamına geliyor.
Salma sulama yöntemine oranla, damla sulama yüzde 60, yağmurlama sulama sistemi ise yüzde 30 civarında su tasarrufu sağlıyor. Bunun yanında bitkide verimlilik ve ürün kalitesi de cabası.
Modern sulama sistemleri tarımsal üretimde girdi maliyetlerinin aşağı çekilmesinde de önemli bir etken.
Aslında bu tablo, tarımsal üretim tarafında konunun sadece bir boyutu.
- Tarım havzalarına yönelik projeler stratejik önemde
İklim değişikliği öngörüleri Türkiye de dahil olmak üzere Akdeniz Havzası’nın sıcaklık artışından ve yağış azalmasından ciddi şekilde etkileneceği yönünde.
Söz konusu durum su stresinin artması ve kuraklık risklerinin daha sık ve ciddi boyutlarda yaşanması ihtimalini artırıyor.
Bu da su kıtlığı, orman yangınlarında artış, biyolojik çeşitlilik kaybı, tarım ve turizmde
gelir kaybı gibi sonuçlar doğurabilir.
2008 yılında yaşanan kuraklığın tarım sektörüne olan maliyetinin yaklaşık 1,5-2 milyar euro olduğu ve 435 bin çiftçinin kuraklıktan ciddi şekilde etkilendiği açıklamıştı.
2013-2014 dönemindeki kuraklığın faturası ise yavaş yavaş ortaya çıkıyor.
Tüm bu açılardan ele aldığımızda eylem planının benzer planlar gibi kağıt üzerinde kalmaktan öteye gitmesi ve toprak ile suyun korunması noktasında somut adımlar atılmasının zamanı geldi de geçiyor bile.
Sanırım önümüzdeki dönem DAP, KOP, GAP ve DOKAP ile belli tarım havzalarına yönelik projelerin stratejik önemi daha çok artacak ve üzerinde konuşulmaya devam edilecek.
- Hükümet’in tarımda su kullanımına yönelik eylem planı
Analizin sonunda Hükümet’in tarımda su kullanımına yönelik eylem planında yer alan başlıkları da kısaca paylaşalım:
* Su tasarrufu sağlayan yağmurlama, damlama, sulama gibi yöntemleri yaygınlaştırmak.
* Arıtılmış suların sulamada kullanım yollarını araştırmak.
* Tarımda verimliliği ve su tasarrufunu artıracak olan arazi toplulaştırma çalışmalarına devam etmek.
* Sulama yatırımlarında cazibeli ve düşük pompajlı olanlara öncelik vermek.
* Başta çiftçiler olmak üzere etkin su kullanım ve tasarrufu konusunda bilinçlendirme, kapasite geliştirme çalışmalarını hayata geçirmek.
* Tarımsal destekler, havza özelliklerini ve su kısıtlılığını dikkate alacak şekilde gözden geçirmek.
* Sulama şebekelerinde modern izleme sistemlerini yaygınlaştırmak.
* Su yönetimi ve fiyatlandırma sistemini su tasarrufunu artıracak bir yaklaşımla gözden geçirmek.
* Uygun geçiş düzenlemeleriyle, yer altı su kullanımında kontrol sağlamak.
* Bu program ile modern sulama tesis sayısını 2018'e kadar her yıl yüzde 10 artırmak.
* Yer altı suyu kullanımını yüzde 5 seviyesinde düşürmek.
* Su tasarrufu sağlayan tarla içi modern sulama yöntemlerinin uygulandığı alanın toplam sulama alanı içindeki payı 2018 yılı sonuna kadar yüzde 25'e yükseltmek.
* Şu an 60 milyon dekar olan sulanabilir alanı 85 milyon dekara çıkarmak.
Aslında konu çok önemli ve üzerinde tartışılması gereken bir çok önemli nokta var.
BloombergHT