TÜRKİYE`NİN ZEYTİNLİKLERLE İMTİHANI

Türkiye, stratejik öneme sahip zeytinliklerini korumak için önemli bir sınav veriyor. Sektör temsilcileri, Yırca Köyü'nde yaşanan gelişmeler ve Meclis'te bekleyen zeytinliklere yönelik tasarıdan rahatsız.

Türkiye, zeytin ve zeytinyağı üretiminde dünyanın önemli oyunculardan bir tanesi.

Dünya zeytin üretiminin yüzde 10’unu, zeytinyağı üretiminin ise yüzde 6’sını Türkiye karşılıyor.

Türkiye’de 2012-2013 sezonunda yaklaşık 480 bin ton sofralık zeytin üretimi gerçekleşti. 1 milyon 340 bin ton yağlık zeytinden de 195 bin ton zeytinyağı elde edildi.

Türkiye’nin 2023 hedefleri arasında zeytin üretim alanını 1,2 milyon hektara çıkararak, 650 bin ton zeytinyağı üretmek var. Buna paralel olarak da zeytin ve zeytinyağı ihracatını 3,8 milyar ABD Doları’na çıkarmak.

Bu kadar uzağa gitmeden 10’uncu Kalkınma Planı Bitkisel Üretim İhtisas Raporu’na baktığımızda ise 2014-2018 yılları arasında zeytin üretim alanını 1 milyon hektara çıkararak, 500 bin ton zeytinyağı üretmek hedefi dikkat çekiyor.

Bu hedeflerin ne kadar gerçekçi olduğu ya da gerçekleştirilebileceği ayrı bir tartışma konusu ancak ortaya bu hedefler konulmuşsa ağaç sayısındaki artış ve sürdürülebilir verimli bir üretim politikasının izlenmesi gerektiği tartışma götürmez.

- Zeytinliklerin geleceği belirsiz

Ancak biz bugün bu projeksiyonlar üzerinde konuşmak yerine tüm bu hedefleri sekteye uğratabilecek ve belki de olduğumuz konumdan daha geriye gitme riski barındıran bazı politikaları tartışmak zorunda bırakılıyoruz.

Manisa’nın Soma İlçesi’ne bağlı Yırca Köyü’nde zeytinliklerini korumak için mücadele veren halkın duruşu bu açıdan çok önemli.

Hele bir de 16 Haziran’da gündeme getirilen ve 25 dekarın altındaki zeytin sahalarını ‘zeytinlik alan’ kapsamı dışına çıkarmayı hedefleyen tasarı hâlâ Meclis’te beklerken sektörün geleceğe yönelik plan yapması ne kadar mümkün olabilir?

Hemen hatırlatalım: Türkiye’de zeytinlik alanların neredeyse yüzde 90’ı 25 dönümün altında ve zeytinlik alan ortalaması 10-12 dekar civarında. Yani bu konu oldukça kritik önemde.

- Zeytinlikler var olma savaşı veriyor

Eko-Tarım programında bu hafta Türkiye’de zeytincilik politikalarını tartıştık. Zeytinliklerin var olma savaşı gündemin ana konusu oldu.

Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi Murat Narin, Yırca’da 21’inci yüzyılda mahsulü üzerinde olan zeytin ağaçlarının dozerlerle yerinden sökülmesini tam bir katliam olarak niteledi.

2002 yılından bu yana ortalama her 2 yılda bir Türkiye’de zeytinlik kanununun değiştirilmesi için Meclis’e 6 kez getirilen tekliflerle uğraştıklarını hatırlatan Narin, “Biz sektör olarak enerjimizi bu tür konulara değil, zeytinciliğin geliştirilmesine yönelik kullanmak istiyoruz” diyor.

Dünyada yaklaşık 900 milyonu aşkın zeytin ağacı var ve bunlardan yaklaşık 3 milyon ton zeytinyağı üretiliyor.  1 milyon ton civarında da sofralık zeytin hasat ediliyor. Bunlar küresel rakamlar.

Şu an Türkiye 826 bin hektar zeytinlik alan üzerinde 167 milyon civarında zeytin ağacına sahip.

Yıllık ortalama 180-200 bin ton aralığında zeytinyağı üreten Türkiye’de her yıl 400-450 bin ton civarında da sofralık zeytin hasat ediliyor.

- Türkiye’de zeytincilikte çok büyük potansiyele sahip

Murat Narin, sökülen zeytin ağaçlarının aksine Türkiye’deki potansiyele ilginç bir örnekle dikkat çekiyor.

Bakın UZZK Yönetim Kurulu Üyesi Murat Narin ne diyor: “Türkiye’de bugün 12 milyon hektar üçüncü ve dördüncü sınıf atıl durumdaki alana zeytin dikilebilir. Bugünkü teknikle bir hektar alana 300 fidan dikilebiliyor. Bu durumda 3.6 milyar ağaç varlığımız olabilir. Bu rakam, dünyadaki zeytin ağacı varlığının 4 katı anlamına geliyor.

Yaklaşık 15-20 yıl sonra Türkiye, dünyadaki toplam üretimin hemen hemen 7 katına denk gelen 20 milyon ton civarında zeytinyağı üretebilir. Dünyada üretilen toplam likit sıvı yağ 150 milyon ton civarında. Bunun yaklaşık yüzde 15’ini zeytinyağı gibi stratejik bir ürünle üretmiş oluyorsunuz. Karşılığında 15-20 yıl sonra Türkiye’nin ulaşacağı rakam 150 milyar dolarlık katma değerli bir üretim olur. Bu hayal ya da ütopya değil. Bunun karşılığında Türkiye 2.5 milyon aileye istihdam yaratabilir. Bu söylediklerimiz için yapılacak yatırım ise Türkiye’nin 2 yıllık yağ ithalatına verdiği para kadar.”

Cari açık, işsizlik gibi kronikleşen sorunlarla yıllardır boğuşan ve önemli bir ihracat potansiyeli bulunan Türkiye açısından Murat Narin’in söyledikleri kulağa oldukça hoş geliyor.

Peki tam tersi bir durum Türkiye’de zeytin ve zeytinyağı üretimi açısından ne anlama gelir? İşte Narin’in cevabı: “Tüm dünya zeytin ağacı dikiyor ve üretimini artırıyor. Böyle bir ortamda siz zeytinlikleri koruyup geliştirmek yerine sökerseniz, o zaman ihracatçı olduğunuz bir alanda zeytin ve zeytinyağı ithal etmek durumunda bile kalabilirsiniz.

- “Tasarı yasalaşırsa uluslararası skandal olur”

Zeytinciliğe yönelik yasa tasarısının Meclis’te kabul edilip yasalaşması durumunda bunun uluslararası bir skandala sebep olacağını savunan Narin, “Bu durumda, Türkiye’nin Uluslararası Zeytinyağı Konseyi’ne üyelik anlaşması ihlal edilmiş olur. O anlaşmada zeytinlik alanlar korunuyor ve siz bunu ortadan kaldırırsanız bu bir skandal olur. Türkiye uluslararası alanda verdiği sözü tutmayan bir ülke konumuna düşer” diyor.

Türkiye stratejik önem ve değere sahip zeytinliklerini korumak ve geliştirmek zorunda.

- “Sektörün en büyük sorunlarının başında plansızlık geliyor”

Murat Narin’e sektörün başlıca sorunlarını soruyoruz.

Türkiye’de zeytincilik özelinde tarımda en büyük sıkıntının plansızlık olduğunu kaydeden Narin, “Zeytin ağaç varlığımız yüzde 50 arttı ama artan ağaç tek çeşit, o da Gemlik çeşidi. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde uygun olmadığı halde Gemlik çeşidi dikildi. Buna benzer şekilde üretimden sanayisine ve ihracatına kadar bir takım plansızlıklar ve kendiliğindencilik var. Biz bir akıl masası oluşturmak istiyoruz. Bu işler planlı yapılmalı” diyor.

- “Zeytinyağına 1 TL prim bekliyoruz”

Narin, zeytincilik sektörünün bu yılki prim beklentisini de açıkladı. Meclis’te bekleyen zeytinlik tasarı ve önümüzdeki yılın genel seçim yılı olması sebebiyle zeytinyağına 1 TL, sofralık zeytinin kilosuna da 20 kuruş civarında prim verileceğini tahmin ettiklerini belirten Narin, Avrupa Birliği’nde söz konusu primin 1.6-2 Euro arasında olduğunu hatırlatıyor.

BloombergHT
  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz
Henüz bir yorum yazýlmadý. Ýlk yazan siz olabilirsiniz.