Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, "Tarım da dün olduğu gibi yarın da üretim faaliyeti olarak devam edecek.
Aksi takdirde biz kendi bindiğimiz gemiyi batırırız" dedi.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Türkiye Ziraatçılar Derneği 14. Ulusal Tarım ve Gıda Kongresi'ne katıldı. Gür Kent Otel'de gerçekleştirilen kongrede konuşan Bakan Eker, Bakanlık olarak 2014 yılında gerçekleştirdikleri projeleri anlattı. "Tarımla uğraşanlar aslında dünyada bütün insanların bir şekilde yaptığı herhangi bir faaliyeti gerçekleştirmekten ibaret bir çaba içerisinde değiller. Çabaları bundan ibaret değil. Tarımla uğraşanların birinci kutlu görevi bütün insanlık için başta yaşadıkları toprak üzerinde bulunan insanlar için ve bütün insanlık için en temel, en hayati ihtiyacın, yani gıdanın üretilmesi noktası var. Tarımla uğraşanlar böyle kutlu bir çabanın içerisindeler. Kuşkusuz bunu yaparken, insanoğlu yeryüzünde bütün canlılarla birlikte var.
Bu ekosistemin dengeli ve sağlıklı sürdürülebilir olması için zirai faaliyetlerin, tarımsal faaliyetlerin dengenin korunmasında çok önemli rolü var. Tarım da dün olduğu gibi yarın da üretim faaliyeti olarak devam edecek. Aksi takdirde biz kendi bindiğimiz gemiyi batırırız. O nedenle ziraatın, tarımın üreticilerin, çiftçilerin, yani bütün meslektaşlarımızın burada önemli ikinci rolü var" diye konuştu.
Bakanlık olarak büyük projeler başlattıklarını kaydeden Bakan Eker, "Tarım sektörünün daha iktisadi ele alınması gerekiyordu. Biz de öyle yaptık, stratejik bakış açısı geliştirdik. Bütün paydaşlarımızın görüşlerine başvurarak oluşturduk stratejiyi. Türkiye Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı bütün diğer kurumlara örnek ve emsal teşkil edecek bir çalışma yaptık. Türkiye'deki en kapsamlı, en büyük sektörel derinlik analiz çalışması yaptık" ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet tarihinde ilk defa 2006 yılında küçükbaş hayvancılığı destekleme kapsamına aldıklarını söyleyen Eker, "Ondan önce Cumhuriyet tarihinde kimse kusura bakmasın, kimse küçükbaş hayvancılığa destek vermemiş. Dikkate bile almamış. Ondan sonra ithal ineklerle, hayvanlarla, oradan elde edilen et, süt ile şehirlerde meserelemişiz. O zaman da pahalı olur. Bir yandan sığırcılığı işletmelik açısından daha verimli hale getirmemiz lazım. Orada modern işletmeler, ölçek ekonomisine uygun işletmeler kurmamız lazım, bunu yapıyoruz. Bir yandan da küçükbaş hayvancılığı geliştirmemiz lazım. Ben bunu yaptım, hala da yapıyorum. Artık sayısı aşağı doğru değil, yukarı doğru çıktı. 31 milyondan devraldık küçükbaş hayvan sayısını, 42 milyonu geçtik. Sığırcılıkta da yüzde 50 sevki artış var. Bugün 14,5 milyon sığır var. Süt üretimini 8 milyon tondan 18 milyon tona çıkardım" şeklinde konuştu.
Kırmızı et tüketiminde yalan yanlış şeyler söylediğine dikkat çeken Eker, "Avrupa'da kişi başına şu kadar et tüketiliyor, Türkiye'de bu kadar diyor. Avrupalı'nın tükettiği kırmızı etin yüzde 72,5'i istatiksel olarak domuz eti. Kırmız et içerisinde 72,5 domuz eti. Avrupa'da kişi başına tükettiği kırmızı et, domuz dışındaki kırmızı et 17 kilodur Türkiye'de 13 milyondur" dedi.
İHA