TÜRKİYE TARIM POLİTİKALARINI ARTIK GÖZDEN GEÇİRMELİ

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Şerafettin Aşut, ülke olarak bir tarım ülkesi olmamıza rağmen tarım-gıda ihracatında dikkate değer bir sıçrama yapılamadığını belirterek, "Demek ki Türkiye'de tarımla ilgili bir sıkıntı mevcut. Tarımda bozuk olan bir şeyler var. Türkiye'nin aslında tarım politikaları ile ilgili bir problemi var" dedi.

MTSO Başkanı Şerafettin Aşut, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Türkiye olarak ekonomik büyümede temel strateji olarak ihracata dayalı bir büyüme modelini seçtiklerini hatırlattı. Ancak ihracata dayalı büyüme modelinde ithalatın bozduğu cari açık sorununun hala devam ettiğini kaydeden Aşut, "Dahası 2023 yılı 500 milyar dolar ihracat hedefine rağmen son birkaç yıldır ihracatımız 150 milyar dolar eşiğine takıldı kaldı. Bu anlamda gerek özel sektör, gerekse devletimiz alternatif ürünler, yeni alanlar yaratarak, Ar-Ge tabanlı yenilikçi ve yüksek teknolojili bir üretimi hedefleyen açılımla ihracata bizim de destek verdiğimiz bir ivme kazandırmaya çalışıyorlar. Ar-Ge destekleri gerçekten taktire şayan. Bu açılımlar gelecek vizyonunda orta gelir tuzağından kurtulmak isteyen ülke ekonomimiz için hayatidir ve önemlidir. Elbette gelecek için hazırlanacağız ama bu gün elimizdeki var olan potansiyelleri yeterince değerlendirebiliyor muyuz? Ar-Ge elbette önemli, yüksek teknolojili üretime geçmek, ekonomiyi bilgi ve iletişim teknolojilerine entegre etmeye çalışmak elbette vazgeçilmez şeyler. Ancak sıkıntımız şu anda ve şimdi. Biz bir yandan ekonomimizi geleceğe hazırlarken, eldeki kuşu kaçırmamalı ve var olan potansiyellerimizi harekete geçirmeliyiz. Sadece bunu başarabilsek ihracatımız olağanüstü artar" diye konuştu.

"TARIM-GIDA İHRACATINDA NEDEN SIÇRAMA YAPAMIYORUZ?"

Bu noktada tarım-gıdada bir şeylerin yanlış gittiğine dikkat çeken Aşut, 'bir tarım ülkesiyiz' dememize rağmen ne Mersin olarak ne de ülke olarak tarım-gıda ihracatında dikkate değer bir sıçrama yapamadıklarını kaydetti. İklimi, su kaynakları, toprağı mükemmel olan, pazarlara yakın olan bir ülkenin tarım-gıda ihracatında dünyada söz sahibi olması gerektiğini ifade eden Aşut, "Demek ki Türkiye'de tarımla ilgili bir sıkıntı mevcut. Tarımda bozuk olan bir şeyler var. Türkiye'nin aslında tarım politikaları ile ilgili bir problemi var. Dünya tarımı değişiyor. Gıda üretimi ve arzı değişiyor. Dünya demografisi, kentte yaşama oranları ve tüketim şekli değişiyor ama bizim bu konulardaki politikalarımız nedense pek değişmiyor. Bu da gıda sanayimizin rekabet gücünü olumsuz etkiliyor" ifadelerini kullandı.

"TARIM SEKTÖRÜ SANAYİ GİBİ SERBESTLEŞMELİDİR"

Türkiye'nin 1996'dan sonra Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği'ne girdiğini, bu şekilde imalat sanayinin serbestleştiğini hatırlatan Aşut, şöyle devam etti:

"Böylelikle sanayimizin rekabet gücü arttı. Avrupa'ya imalat sanayi ürünleri ihracatımız üçe katlandı. Türkiye, orta teknolojili bir sanayi ülkesine dönüştü. Gümrük Birliği sanayimize iyi geldi. Ama Türkiye daha tarım sektörünü serbestleştirmedi. Tarımda piyasadan çok bürokratların aldığı kararlar belirleyici önemde. İmalat sanayinde bir problem ortaya çıktığında, piyasaların işleyişini suçlayabilirsiniz. Ancak tarım politikaları söz konusu olduğunda, oradaki hatalar için doğrudan idare öne çıkıyor. Ortaya çıkan sonucun ağırlıklı nedeni idarenin aldığı kararlardır çünkü. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın Türkiye için tarım politikası tasarlarken gıda sanayinde daha fazla istihdam yaratmaya ve katma değeri artırmaya öncelik vermesi gerektiğini düşünüyoruz. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın kentlerde gıda faturasını ucuzlatarak yaşamı kolaylaştırmaya daha fazla ağırlık vermesi gerektiğini düşünüyoruz. Gıda fiyatlarının sosyal yardım aracı olarak kullanılmasına artık son vermemiz gerekiyor.

Bu sosyal yardım yapmayalım demek değil. Yapalım ama bu amaç için fiyatlarla oynamayalım. O vakit, pazarımız olan ülkeler, yanı başında Türkiye'nin gıda sanayi dururken gidip dünyanın kıyısından mal alıyor. Nakliyesine de katlanıyor. Türkiye'nin tarım sektöründe neyi neden yaptığı, yaptıklarının neye yol açtığını bir düşünmesi gerekiyor. Türkiye'nin tarım politikalarının amaç fonksiyonunu artık değiştirmesi gerekiyor. 1950'lerde kırsalda yaşayanların oranı yüzde 80'lerdeyken tasarlanan bir politika çerçevesi, kırda yaşayanların oranı yüzde 25'in altına indiğinde aynı şekilde devam ettirilemez."

Şerafettin Aşut, tarım- gıdada kurumsallaşma, teknoparkların açılması ve sanayi-tarım entegrasyonunun doğru devlet teşvikleri ve tarım-gıdada sanayide olduğu gibi özel sektöre daha çok kulak verilmesinin, tarım politikalarının hazırlanmasında, strateji belgelerinin oluşturulmasında özel sektör ile teması korumanın bu işin temel payandaları olacağını söyledi. Aşut, aksi halde bir zamanlar kendine yeten Türkiye'nin dünyanın en büyük tarım-gıda ithalatçısı konumuna geleceği uyarısında bulundu.

İHA
  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz
Henüz bir yorum yazýlmadý. Ýlk yazan siz olabilirsiniz.