Ankara Üniversitesi (AÜ) Ziraat Fakültesi Su Ürünleri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Atar, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin yaklaşık 100 ülkeye su ürünleri ihracatı gerçekleştirdiğini, bu alanda pazarların AB ve Orta Doğu ülkeleri ile Türk Cumhuriyetleri olduğunu, Amerika ve Uzakdoğu ülkelerinin ise yeni pazarlar olarak ortaya çıktığını söyledi.

Atar, Türkiye'de 2014'te avlanan ve üretimi yapılan balık miktarının 537 bin ton olduğunu, bunun 302 bin tonunun avcılık, 235 bin tonunun yetiştiricilikten elde edildiğini belirtti. Balık yetiştiriciliğin ciddi bir ivme kazandığını kaydeden Atar, AB ile yürütülen ortak balıkçılık projesi, ÖTV'siz mazot verilmesi ve yetiştiricilere türe ve kilograma göre teşvik verilmesinin bunda etkili olduğunu anlattı.

Buna karşın, atıklar, kimyasal maddeler, antibiyotikler ve hastalık önleyici ilaçların doğrudan çevreye yayılmasının balıkların yaşam alanlarına zarar verdiğini, aşırı avcılığın da balık popülasyonlarını tehdit ettiğini vurgulayan Atar, küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliğinin de su ürünleri üzerinde olumsuz etkiler yarattığını bildirdi. Isı değişiminin balık türlerinin göç hareketlerinin yönünü belirlediğini kaydeden Atar, deniz sularının ısınmasıyla balık sürülerinin suların daha soğuk olduğu kuzeye doğru yöneldiğini, Akdeniz'e bu anlamda her dört haftada bir yeni balık türünün girdiğini, dolayısıyla tezgahlarda yeni türlerin görüldüğünü belirtti. 

Karadeniz'de hamside "alarm veren bir tablo" bulunduğuna işaret eden Atar, avlanan hamsi miktarının 5 yılda yüzde 58 düştüğünü söyledi. Atar, "2010 yılında 229 bin 23 ton olan avlanan hamsi miktarı, 2011'de 228 bin 491 ton, 2012'de 163 bin 982 ton, 2013'te 179 bin 615 ton, 2014'te 96 bin 440 ton olarak gerçekleşti. Bu çok ciddi bir düşüş. Bunda aşırı avcılık etkili ama küresel ısınmayı en önemli faktör olarak görüyorum" diye konuştu.

Öte yandan 10 yıllık rakamlara bakıldığında, en fazla hamsi, 385 bin tonla 2007 yılında avlandı. 2007'den sonra avlanan hamsi miktarı sürekli düşüş gösterdi.