Tarım sektörü açısından 2014 zor geçti. Olumsuz iklim koşullarının etkisiyle tarla, sera ve bahçesi hasara uğrayan üretici birçok üründe zarar etti ama buna rağmen kredi borcuna sadık kaldı. 2014'te 46 milyar TL seviyesine ulaşan tarım kredilerinde takipteki kredi oranı %2.9 oldu. Kredilerde öteleme ve yapılandırma ise kaçınılmaz oldu.
Türkiye’de tarımın finansmanı son yıllarda önemli bir ivme kazandı. Özellikle son 10 yılda kamu bankalarının yanı sıra özel bankaların da bu alana artan ilgisi tarım kredilerindeki hızlı büyümede etkili.
2014 yılında tarım sektörüne kullandırılan kredilerin toplamı 45.9 milyar TL’ye ulaştı.
Geçen yıl tarımsal takipteki kredi oranı da önceki yıllara göre gerileyerek yüzde 2,9 seviyesine indi.
Özellikle kuraklık, don, dolu gibi olumsuz iklim koşullarıyla rekolte kaybı yaşanan ve üreticilerin zarar ettiği bir dönemde takipteki kredi oranının artması beklenirken tam tersine gerilemesi Türk çiftçisinin borcuna sadık kaldığının da kanıtı niteliğinde.
Ancak yukarıda değindiğimiz nedenlerle sektörde önemli ağırlığa sahip kamu kaynaklı tarımsal kredilerin ödemelerinin bir kısmının ötelendiği ve bir kısım özel banka kredilerinin yeniden yapılandırıldığını da hatırlatmakta fayda var.
Tarım sektörü bu yıla da sert iklim koşulları ile girdi. Yurdun dört bir yanında yaşanan sağanak yağmur, sel, dolu, don felaketleri neticesinde 1 Ocak 2015’ten bu yana tarla, bağ, bahçe ve seralarda oluşan zarar nedeniyle TARSİM'e şu ana kadar 7 bini aşkın hasar bildirimi yapıldı.
Zor durumdaki çiftçilerin bankalardan bu yıl için de beklentisi kredilerin faizsiz şekilde ötelenmesi ya da yapılandırılması.
Eko-Tarım programına konuk olan Denizbank Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Sun, bir bankacı gözü ile tarım sektörünün mevcut durumu ve potansiyelini değerlendirdi.
- Tarım kredilerinde özel bankaların payı artıyor
KOBİ ve Tarım Bankacılığından Sorumlu olan Gökhan Sun, Türkiye’de yaklaşık 60 milyar dolarlık tarımsal çıktı olduğunu hatırlatarak “Bu üretim ve katma değeri sağlayabilmek için çiftçilerin, üreticilerin her yıl yaklaşık 70-80 milyar TL’lik bir harcama yapması gerekiyor. Bunun şuanda yatırımlar da dahil olmak üzere yaklaşık 42 milyar TL’si bankalar tarafından finansa ediliyor. Bu rakamın bizim tahminlerimize göre en az bu tutar kadarı da hâlâ piyasa tarafından – buna tefeci ya da tedarikçi finansmanı da denebilir – geleneksel metodlarla finansa ediliyor” diyor.
Bu noktada akıllara şu soru geliyor: Tüm bankacılık sisteminin kullandırdığı tarım kredileri yeterli mi?
Gökhan Sun, yetersiz olduğu görüşünde. Bunu da şu cümlelerle açıklıyor: “Türkiye’nin 2023 hedeflerinde 150 milyar dolarlık bir tarımsal gayri safi milli hasılaya ulaşmak var. 8 yılda 60 milyar dolardan 150 milyar dolarlık bir tarımsal gayri safi milli hasılaya erişmek için çok ciddi yatırımlar gerekiyor. Bizim uzun süredir dile getirdiğimiz ve Bankalar Birliği nezdinde girişimde bulunduğumuz bir konu, sadece Ziraat Bankası tarafından kullandırılan sübvansiyonlu ve sıfır faizli kredilerin ya da faiz destekli kredilerin tüm bankacılık sistemine açılması. KOSGEB kredilerinde, kırsal kalkınma projelerinde olduğu gibi bu tür projelerin tamamı tüm bankacılık sistemine açılmalı.”
Bundan 10 yıl önce tarımsal kredilerde kamu bankalarının payı %95, özel sektörün payı ise % 5 iken şuan tarımsal kredilerde kamu bankalarının payın %65, özel bankalar %35 düzeyinde.
- Kredi kullanan çiftçi sayısı 900 bin civarında
Türkiye’de bankacılık sisteminden kredi kullanan çiftçi sayısının 900 bin civarında olduğunu belirten Sun, bir bankacı gözüyle tarım sektörüne yönelik öncelikli konulara dikkat çekiyor.
Tarımda en çok üzerinde durulması gereken konu olarak ‘verimliliğin artırılması’nı gösteren Sun, “Çiftçilik yapan aileler, tarımsal işletme sayısı her geçen gün azalıyor.
Bundan 10 yıl önce ÇKS’ye kayıtlı çiftçi sayısı 3 milyonun üzerinde iken şuan 2.1 milyona düştü. Ama Türkiye’nin tarımsal üretimi artıyor. Birileri sektörden çıkarken onların yerini birileri dolduruyor ve bunu da teknolojisi ve verimliliği daha yüksek işlerle yapıyor. Bu yüzden tarım sektöründe yatırımlar artmalı” diyor.
Tarımın bir diğer büyük sorunu olarak toprakların, arazilerin çok dağınık, parçalı bir yapıda olmasını gösteren Sun, bu durumun verim noktasında çok ciddi problemler yarattığını hatırlatıyor.
- ‘Tarımda büyüme ve verimlilik kooperatifleşmekten geçiyor’
Bir bankacı gözüyle kooperatifçiliğin de tarım sektörü açısından önemine vurgu yapan Sun, “Türkiye’de bireysel, küçük çiftçiler kooperatifine sahip çıksın, birlik olsun.
Türkiye’nin mikro ölçekteki çiftçilerinin gelecekte daha da büyüyerek, verimli şekilde iş yapabilmeleri kooperatifçilikten geçiyor” diyor.
Gökhan Sun, buna en somut örnek olarak da üretici açısından yüksek girdi maliyetlerini göstererek, “Çiftçinin sattığı mal TL’ye endeksli ama girdilerinin büyük çoğunlu döviz ve dövizin durumu da ortada” diyor.
Son olarak bu yıl için sektöre yönelik beklentilerini sorduğumuz Gökhan Sun, yağışların iyi gitmesinin rekolteye olumlu yansıyacağını belirterek, 2015 yılının tarım sektörü açısından 2014 yılına göre daha iyi olacağı görüşünde.
Bloomberg HT Editörü
İrfan Donat
BloombergHT