Tüketici sağlığının en üst düzeyde korunması açısından et ve et ürünlerine ambalaj şartı getirilmesinin ardından Leröy, aynı süreci balık ürünlerine taşımak için harekete geçti
Alarko ile yarı yarıya ortak olduğu Alfarm şirketinin tamamını satın alarak yoluna tek başına devam etme kararı alan Norveç’in ünlü somon üreticisi Leröy, balık ürünlerinde yeni bir süreç başlatacak. Leröy, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın et ve et ürünlerine ambalaj şartı getirmesinin ardından aynı süreci balık ve balık ürünlerine de taşıyarak yeni bir uygulama başlatıyor. Türkiye’de hedef büyüten şirket, bir yandan da Orta doğu ve Körfez ülkeleri ile Türki Cumhuriyetlerdeki pazar payını artırmak için Türkiye’yi bölgesel merkez haline getirmeye hazırlanıyor.
Türkiye’de somon tüketimini yalnızca küçük bir grubun talebinden çıkararak, sofralara sunan Leröy’ün Türkiye Genel Müdürü Ümit Güvenç, hedef büyüttüklerini söylüyor. Güvenç, 1889’da kurulan Norveçli şirketin küresel çapta yıllık yaklaşık 3 milyar dolarlık ciroya sahip olduğunu ve yıllık somon üretiminin 200 bin tonu bulduğunu, bu rakamın Türkiye’de yetiştirilen su ürünlerinin neredeyse tamamına denk geldiğini dile getiriyor. Şirketin Türkiye’deki faaliyetlerini, 2005 yılında taze balık getirerek geliştirdiğini anımsatan Güvenç, “Leröy Türkiye olarak 70 kişiye istihdam sağlıyoruz. Yıllık 70 milyon liralık ciro elde ediyoruz. Fabrikamız İzmit’te. Bu tesis Türkiye’de balıkçılık alanında yapılan ilk yurtdışı kaynaklı fabrika” diyor.
Balıkların dört gün süren yolculuğun ardından tesislerine ulaştığını anlatan Güvenç, Norveç’ten Türkiye’ye somon ağırlıklı olmak üzere her gün bir TIR balığın geldiğini belirtiyor. Güvenç, tesiste bazı işlemlerden geçen balıkların işlenmiş halde de müşterilerine sunduklarını söylüyor.
Okul kantinlerine girecek
Türkiye’deki balık tüketiminin yetersiz olduğuna dikkat çeken Güvenç, özellikle öğrencilerin balığı daha fazla tercih etmeleri gerektiğinin altını çiziyor. Güvenç, “Ailesinden uzakta yaşanan çok sayıda öğrenci var ve öğrenciler yoğun bir sınav döneminden geçiyor. Balık da beyin gelişimi açısından çok önemli. Somonu öğrenciler 15 dakikada kendileri pişirip servise hazırlayabilirler. Bu durumu Türkiye’deki öğrencilere de anlatmamız gerekli” ifadelerini kullanıyor. Bu kapsamda öğrencilere yönelik kolay hazırlanabilen ürünler üzerinde Ar-Ge çalışmaları yürüttüklerini açıklayan Güvenç, söz konusu ürünleri yılın son çeyreğinde piyasaya sunacaklarını vurguluyor. Güvenç, “Ürünlerimiz oteller, kafeler de yer aldığı gibi, okul kantinlerinde de bulunacak. Bu ürünler barbeküde de tercih edilebilecek, iş yerlerindeki tabloid yemeklerde de yer alabilecek” diyor.
Türkiye’deki market zincirlerinde yapılan balık satışlarına da değinen Güvenç, “Marketlerde buzlu tezgahlarda balık satışı yapılıyor. Aslında marketler de bu uygulamadan pek memnun değil. İnsanlar genellikle bu raflardaki balıkların taze olduğunu düşünüyor. Ancak balığın tazeliğini kontrol etmek mümkün değil. Balık ve deniz ürünlerinin bu tür yerlerde satışa sunulması ve kesilmesi yerine Avrupa ülkelerinde olduğu gibi tüketime hazır halde ambalajlarda sunulması gerekli” değerlendirmesini yapıyor. Bu noktada Türkiye’de başlatacakları yeni uygulamaya değinen Güvenç, “Biz Türkiye’de ilk kez ambalaj içinde taze balık sunacağız. Tüketici bu uygulama ile balığın ne zaman tutulduğundan, ne zaman sofrasına ulaştığına kadar pek çok bilgiyi görebilecek. Uygulamamız çok önemli bir dönüşümü de beraberinde getirecek. Tüketiciyi balıkta servise hazır, yemeğe hazır ürünlere alıştırmak istiyoruz” diyor.
Türkiye’ye bir yılda gelen 6 bin somon balığının yüzde 60’ını Leröy’ün tek başına karşıladığını belirten Güvenç, Türkiye’de balık çiftliklerinin son yıllarda gelişim kaydettiğini bu konuda yürütülebilecek ortak bir projenin de her zaman gündemlerinde olduğunu söylüyor.
“Türkiye, Leröy’ün Doğu'ya açılış noktası”
Türkiye’deki tesisinin bulunduğu konum itibariyle de Leröy için son derece önemli olduğunun altını çizen Güvenç, “Burası Leröy’ün farklı ülkelerde bulunan fabrikaları arasında en doğudaki noktada bulunuyor. O yüzden burayı doğuya açılış noktası olarak da görüyoruz. Leröy, Irak, Suriye, Türk Cumhuriyetlerindeki pazar payını artırmak istiyor. Türkiye’de başlatacağımız yeni uygulamaları bu pazarlarda da hayata geçirebiliriz. İlerleyen süreçte belki gelişmekte olan bir pazarda yeni bir tesis de kurabiliriz. Bu tür projelerde gündemimizde var” ifadelerini kullanıyor.
Cirolarını 150 milyon liraya çıkarmayı planladıklarını açıklayan Güvenç, fabrikalarının yıllık 5 bin ton balık işleme kapasitesine sahip olduğunu sözlerine ekliyor.
"Yeni ürünlerle somon tüketimini artıracağız"
Yeni ürünlere yönelik Ar- Ge çalışmalarının devam ettiğini belirten Leröy Türkiye Genel Müdürü Ümit Güvenç, “Ürünlerimizi yılın son çeyreğinde piyasaya sunacağız. Kolay pişirilebilen ürünlerin arasında köfte şiş gibi işlenmiş ürünler de yer alacak. Yeni ürünlerle Türkiye’deki somon tüketimi artırmayı planlıyoruz” ifadelerini kullanıyor.
“Türkiye'deki tek eksiğimiz suşi"
Leröy’ün suşi üretiminde önemli bir noktada olduğunun altını çizen Güvenç, “Türkiye’deki tek eksiğimiz suşi üretimi. Buradaki suşi firmalarının balık tedarikçisiyiz. Türkiye’de suşi işine de girmek için pazarın biraz daha hazır hale gelmesi gelmesini bekliyoruz” diyor.
Dünya