TARIMSAL PAZARLAMA ZİNCİRİNİN EKONOMİDEKİ YERİ VE ÖNEMİ

Tarımsal pazarlama zincirinin ekonomideki yeri ve önemi hakkında bilgi ve verileri bu yazıda bulabilirsiniz.

                                 TARIMSAL PAZARLAMA ZİNCİRİNİN EKONOMİDEKİ YERİ VE ÖNEMİ

 Tarımsal pazarlama, geçmiş yıllardan beridir tarımsal ürünün üreticiden tüketiciye küçük illerden, kasabalardan,  köylerden;  büyük illere ya da büyük pazarlara eşekler ya da kervanlarla ürününün pazara ulaştırılmasına kadar olan aşamaların tümünü kapsayan bir sistemdir.

 Şimdilerde bu durum makineleşme ile daha kapitalist bir hale geldi. Buna göre, tarımsal pazarlamayı, tarımsal ürünlerin üretimi kararının verildiği o aşamadan  başlayıp, işleme ve nihai tüketiciye ulaştırılmasını da kapsayan bir sistem olarak çok rahat tanımlandırabiliriz.

 Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde tarım ürünlerinin ekonomi üzerindeki rolü tartışılamaz.  Şartlar böyle iken  üzerinde düşünülen en önemli nokta,  tarım ürünlerinin pazarlanması yönünde olmalıdır.

 Peki Türkiye bu başarıyı ne kadar sağlıyor, ya da sağlayabiliyor mu? Bu konuda var olan potansiyel oranı da değerlendirildiğinde ciddi yanlışlar ve eksiklikler olduğu kesin.  Nitekim bugün tarımsal üretimde dünya ülkelerinin arasına adımızı çok rahat yazdırırken,  işin gelir ve kazanım kısmına gelince aynı oran görülememektedir.

 En önemli sebeplerin başında pazar imkanları ve pazarlama sorunları vardır.  Bunun için de yapılması gereken ilk ve en önemli aşamalardan biri, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yetkisinde bulunan fiyat belirlemelerinin uygun ve serbest piyasaya düzenle aktarılmasıdır.  Nitekim Devlet kontrolünde pazarlama alanında bir başarı yönteminin izlenmesinin oldukça zor olacağı kesin.

 İç pazardaki tüketiciyi korurken, dış pazarda rekabetçi sistemde ayakta kalabilme kısmının başarılması açısından; Türkiye’de özellikle önem verilmeyen noktaların başında gelen, müşteri memnuniyeti ve kalite güvencesi sorunları hızla çözüm aşamasına ilerletilmelidir. Aksi taktirde rekabetçi sistem üzerinde kazanımımız azalırken, iç pazardaki gelir seviyemizin de paylaşım durumuyla,  şu an olduğu durum arasında karşı karşıya kalıyoruz.

 Türkiye’de üretim potansiyeli oldukça yüksek,  fakat yeterli kapasite sağlanamadığından kalitesel bazda yüksek olabilecek ürünler dahi hiçbir kazanım getirmeme pahasına elden çıkarılabiliyor. Bu sebepten var olan kapasitenin arttırılmasına yönelik teşvik ve pazar araştırma çalışmaları hızla düzenlenmelidir.

 İşte en önemlileri üzerine değindiğim bu sorunların düzeltilme aşamasında,  şu an olduğu gibi hiçbir yenilik yapılmadığı sürece,  Türkiye’de tarımsal üretim kazancından söz edilmesi oldukça güç. Rekabetçi pazar içerisinde,  öncelikle pazarlama kavramının günümüz şartları altında her durumda yüksek önem taşıdığı bilincinin geliştirilmesi, ardından geleneksel pazarlama yöntemlerinden sıyrılıp modern pazarlama karması içine geçiş yapılma bilinci yerleştirilmesi gerekliliği artık hızla gerçekleştirilmek zorundadır.

 Bugün Globalleşen Dünya’da iç üretim maliyetlerinin yüksek olması yüzünden dış üretici ile aramızda eksi yönde rekabet  oluşmaktadır.  Örneğin fındık üretiminde ülkemiz dünyada ilk sıradayken Fındık Borsası’nın Almanya da olması gibi.

  Sonuç olarak söylemek gerekirse;  Türkiye’de tarımsal ürünlerde pazarlama kanalları üründen ürüne farklılık göstermekte, farklı tip ve sayıdaki aracı kanalı ile üreticiden nihai tüketiciye ulaşmaktadır. Genellikle çok sayıda aracının yer aldığı uzun ve yetersiz pazarlama kanalları ile yüksek pazarlama marjlarının görüldüğü bir sistem mevcuttur.

                                                              

                                                                                                                              Tarımsal Pazarlama Uzmanı

                                                                                                                                         Mehmet Çağlar Yörük

 

  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz
Henüz bir yorum yazýlmadý. Ýlk yazan siz olabilirsiniz.