AB Komisyonu'nun 2015 Yılı Türkiye İlerleme Raporu'nda, "Tarım ve kırsal kalkınma alanlarında, geçen yıla göre biraz ilerleme görülmektedir.
Genel tarım konuları ve ortak tarım politikasına uyumda yapılan hazırlıklarda ilerleme gösterilmiştir” denildi, gelecek yıl Türkiye’nin özellikle canlı hayvan ve sığır eti ithalatları üzerindeki bütün kısıtlamaları kaldırması, tarım istatistikleri için bir strateji benimsemesi çağrısı yapıldı.
AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker’in talimatıyla 1 Kasım seçimleri öncesinde iki, seçimler sonrasında da bir kez olmak üzere toplamda üç kez ertelenen 2015 Yılı Türkiye İlerleme Raporu, AB’nin Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn tarafından açıklandı.
AB Komisyonu, Türkiye İlerleme Raporu’nda ülkenin reform hızını yavaşlattığı ve insan hakları ile temel özgürlükler konusundaki çabaların yetersiz kaldığı uyarısında bulundu.
AB Bakanlığı’nın 2015 Yılı Türkiye İlerleme Raporu’na ilişkin basın açıklamasında ise AB Komisyonu’nun, 2015 yılı Genişleme Paketini, bu çerçevede Genişleme Strateji Belgesi ve Türkiye dâhil tüm aday ve potansiyel aday ülkeler için İlerleme Raporlarını yayımladığı vurgulandı.
Türkiye İlerleme Raporu’nun, 1998 yılından bu yana ülkemiz için hazırlanan 18’inci İlerleme Raporu olduğunun altı çizilen açıklamada, “Kritik bir coğrafyada, benzeri görülmemiş sınamalarla karşı karşıya olan Türkiye ve AB’nin birlikteliğinin önemi son birkaç ayda açık biçimde bir kez daha ortaya çıkmıştır. AB’ye katılım sürecimizde yeni bir ivmenin sağlanmasına olan ortak ihtiyaç daha belirgin olmuştur. Zamanın ruhu bizi stratejik bir anlayışla bütünlük ve uyum içerisinde ‘birlikte’ hareket etmeye sevk etmektedir” denildi.
Türkiye-AB ortak gündeminin esasını teşkil eden katılım müzakerelerinin ilerletilmesinin yanı sıra, Vize Serbestisi Diyaloğu, eskiden olduğu gibi Türkiye’nin AB Zirvelerinde yer alması, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, başta enerji olmak üzere stratejik alanlarda yakın işbirliği ve son dönemde gündemin başına yerleşen düzensiz göçün yönetilmesi konularında kararlı ve hızlı adımlar atılmasının, her iki taraf için de, her zamankinden daha önemli hale geldiği kaydedilen açıklamada, Türkiye’nin İlerleme Raporlarının daha kapsayıcı olması ve evvelki yıllarda yapılan reformları da yansıtması önerisi hatırlatılarak, bu yılki raporda, yalnızca son bir sene içerisinde kaydedilen gelişmelere yer verilmemesi, aday ülkenin genel olarak her alanda AB’ye uyum düzeyinin değerlendirilmesi yöntemiyle hazırlanmasının memnuniyetle karşılandığı ifade edildi. Açıklamada, şöyle denildi:
“İlerleme Raporları doğası gereği eleştireldir ve aday ülkelere değerlendirme yapma fırsatı sunar. Her yıl olduğu gibi bu yıl da Raporun içerisinde yer alan haklı ve makul eleştiriler dikkatle not edilecektir. İlerleme Raporu Türkiye’nin AB sürecinin ve reform çalışmalarının ilerlemesinde yapıcı bir unsur olarak kullanılacaktır. Ancak katılmadığımız ve haksız olduğunu düşündüğümüz tespitler Komisyonun dikkatine getirilecektir.
Raporda, ekonomik kriterler bağlamında, ülkemizle AB arasında geçtiğimiz bir yıllık dönemde ticari ve ekonomik entegrasyonun yüksek seviyede olduğu ve artarak devam ettiği belirtilmekte, Türkiye’nin işleyen bir piyasa ekonomisine sahip olduğu vurgulanmakta, makroekonomik dengesizliklere dikkat çekilmekle birlikte, rekabet baskısı ve piyasa güçleriyle baş etme kapasitesinin yüksek olduğu ifade edilmekte ve uzun vadeli büyüme için yapısal reformların hızlandırılması tavsiyesinde bulunulmaktadır.
Gümrük Birliği’nden bu yana mevzuatını AB müktesebatı ile uyumlaştıran ülkemizin pek çok alanda AB standartlarına uyum sağladığı gerçeği Rapora yansımıştır. Son bir yıldaki uyum düzeyi bakımından ise, 33 faslın 27’sinde çeşitli seviyelerde ilerleme sağlandığı Avrupa Komisyonu tarafından teyit edilmiştir. Önümüzdeki dönemde yeni fasılların müzakerelere açılması yönünde AB tarafının göstereceği irade, ülkemizin AB müktesebatına uyum çalışmalarına daha da ivme kazandıracaktır.
Türkiye’nin AB’ye üyelik tercihi konjonktürel değil, kalıcı ve stratejik bir yaklaşımın ürünüdür. Bu tercih, yüzyıllar içinde şekillenen Avrupa Projesine güç kazandıran ve geniş bir coğrafyada istikrar, refah ve huzura hizmet eden bir anlayışın sonucudur. Ülkemizin demokratikleşme ve çağdaşlaşma seviyesi ile vatandaşlarımızın yaşam standartlarının daha da yükseltilmesi açısından önemli olan AB’ye üyelik hedefi yönündeki reform çalışmalarımız, Reform Eylem Grubu gibi mevcut mekanizmalar süratle işletilmek suretiyle önümüzdeki dönemde daha da kararlı bir şekilde sürdürülecektir.”
AB’nin 2015 Yılı Türkiye İlerleme Raporu’nda, müzakerelerin 11. Faslı’nı oluşturan “Tarım ve Kırsal Kalkınma” başlığı altında şu değerlendirmelere yer verildi:
“Ortak Tarım Politikası çiftçileri ve kırsal kalkınmayı desteklemektedir. Bunun için güçlü yönetim ve kontrol sistemleri gerekmektedir. Kalite politikası ve organik tarım için de ortak AB kuralları bulunmaktadır.
Tarım ve kırsal kalkınma alanlarında bir miktar hazırlık bulunmakta, geçen yıla göre biraz ilerleme görülmektedir. Genel tarım konuları ve ortak tarım politikasına uyumda yapılan hazırlıklarda ilerleme gösterilmiştir. Türkiye’nin finansman absorbe etme kapasitesi IPARD programının yürürlüğe getirilmesi ile artmıştır. Çiftlik muhasebe veri ağı artık bütün ülkeyi kapsamakta, ancak ilgili veri tabanlarına entegrasyonu ve politika analizi için kullanımı konuları henüz ele alınmamıştır.
Gelecek yılda Türkiye özellikle; Canlı hayvan ve sığır eti ithalatları üzerindeki bütün kısıtlamaları kaldırmalı; Tarım istatistikleri için bir strateji benimsemelidir.
Genel tarım konularına bakıldığında tarım envanteri için hazırlıkların devam ettiği ve tarımsal istatistikler stratejisinin henüz benimsenmediği görülmektedir. İstatistiksel verilerin toplanmasını ve güvenilirliklerini arttırmak amacıyla Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nda bir istatistik ve değerlendirme bölümü kurulmuştur. Otomatik veri toplama tekniklerine dayanan çiftlik muhasebe veri ağı ise 81 ilde daha da genişletilmiştir. Ağdan toplanan veriler şu anda devam eden envanter sayımına, tarımsal toprak parseli veri tabanına ve diğer ilgili veri tabanlarına entegre edilmektedir.
Üreticilere doğrudan yardım konusunda Türkiye, mevcut tarım destek politikasını ortak tarım politikasına göre değiştirmek için bir strateji hazırlamada hiçbir ilerleme kaydetmemiştir. AB desteği ve çiftçilere bireysel yardım kararları üzerine entegre bir tarımsal veri bilgi sistemi ile birlikte bir toprak parsel tanımlama sistemi üzerine çalışmalar başlatılmıştır.
AB’den gelen canlı büyükbaş hayvan, sığır eti ve türevi ürünlere haksız ithalat kısıtlamalarına devam edilmiştir. Kısa zaman önce sığır eti kotasının açılması ve canlı büyük baş hayvan ithalatındaki ilerlemelere rağmen Türkiye, tarım ürünleri için AB-Türkiye ticaret anlaşması yükümlülüklerini yerine getirmek için çok az yol kat etmiştir (örn. sığır eti ve canlı hayvan kotalarını süresiz olarak açmak gibi).
Kırsal kalkınma alanında ise Türkiye, IPARD programı ile sürekli artan başvurular, kolay ihaleler ve artan ödemeler sayesinde finansman absorbe etme kabiliyetini geliştirmiştir. 2014 yılında AB finansmanının 250 milyon avroluk kısmı faydalanıcılara ödenmiştir. 2014-2020 için IPA II altındaki IPARD programı Ocak ayında kabul edilmiştir. Türkiye, 2014-2020 yıllarını kapsayan ve farklı kurumların kırsal gelişim faaliyetlerinin koordine bir şekilde gerçekleşmesini hedefleyen ikinci ulusal kırsal kalkınma stratejisini benimsemiştir. IPARD Yönetim Otoritesi IPARD programını yönetmek için, LEADER önlemi için kapasite kurulumunu da içerisinde bulunduran teknik destek tedbirini uygulamaya geçirmeye başlamıştır. Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu’nun merkezi ve taşra seviyesindeki 1952 çalışanı hizmet sırasında eğitim alırken, kurumun kendisi IPARD II altında akreditasyon prosesine katılmıştır. Bilgileri ulaşılabilir kılmak ve IPARD programlarını kamuoyuna duyurulmasını sağlamak için daha fazla çalışma yapılması gereklidir.
Organik tarımın prensipleri ve uygulanması hakkındaki mevzuatların uygulanma hazırlıkları son aşamaya gelmiştir.”
Gıda Hattı