TARIM SEKTÖRÜ İLAÇ VE SAVUNMA SEKTÖRÜ İLE YARIŞACAK

Dünya'da tarım alanında belli kriterlerin olduğunu ve ürettiğiyle kendine yetemeyerek, dışa bağımlı hale gelen Türkiye'nin 3'lüğe gerilediğini söyleyen İzmir Ticaret Borsası eski Meclis Başkanı Halit Kaya, 'Tarımda verimliliği arttıracak yöntemleri benimsememiz gerekiyor.

Tarım bundan 20 yıl sonra dünyadaki en önemli sektör olacak. İlaç ya da savunma sanayisi ile yarışacak. Bunun için gerekli çalışmaları bir an önce başlatmalıyız' dedi.

Tarımda dışa bağımlı hale geldiğimiz bu dönemde tarımın geliştirilmesi ve kendi kendine yetebilen bir ülke olmamız konusunda proje üretmemiz gerektiğini söyleyen İzmir Ticaret Borsası'nın eski Meclis Başkanı Halit Kaya ile tarımın geliştirilmesi için nelen yapılması gerektiği, önerdiği projeyi, tarımda yeniden kendi kendine yetebilen bir ülke olmamız için yapılması gerekenleri konuştuk.

*Türkiye'de tarım sektörü ciddi bir kayıp yaşıyor. Bundan 20 yıl önce tarımda kendi kendine yetebilen bir ülkeyken, şimdi dışa bağımlı haldeyiz. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?

Türkiye 20-30 yıl önce tarımda kendi kendine yetebilen bir ülkeydi. Şu an ise tamamen ithalata dayalıyız. Türkiye'de tarım alanında kapsamlı bir plan yapılamazsa, dışa bağımlılığı giderek artacak ve tamamen bağımlı hale geleceğiz. Bundan 30 yıl önce tarımda istihdam sağlayan ülkeler geri kalmış ülke olarak sayılıyordu. Yavaş yavaş başladı ama belki de bir 20 sene sonra tarım en önemli sektör haline gelecek. İlaç sanayi ya da savunma sanayiyle yarışacak. Belki bunların da önüne geçebilir. Çünkü nüfus gittikçe artarken, topraklar erozyon ya da sanayi ve istihdam alanında kullanılmasıyla azalıyor. İnsanların da yaşamlarını sürdürmeleri için yemeleri gerekiyor. Yoksa ihtiyaçlarımızı karşılayamayız. Bu nedenle yiyeceğin sürekli olarak üretilmesi gerekiyor. 30 tane tarım ürününü elinize alın ve 10 yıl önceki fiyatlarına bakın, yüzde 50 arttığını göreceksiniz. Bunun ortalaması 20 yıl sonra yüzde 100 ya da 200'e de çıkabilir. Sürekli ihtiyaç duyulduğu içi tüketiliyor. Tarım planı yapamazsak, ithalata bağımlı bir toplum olacağız.

Araziler çok fazla bölünmüş durumda

*Sizce bu durumdan kurtulmak ve ülkede tarımı geliştirmek için neler yapılabilir? Bu konuda projenizi bizimle paylaşır mısınız?

Öncelikle tarımda ana amaç olarak verimliliğin arttırılmasının benimsemeliyiz. Verimin arttırılması için örneğin, bir dönüm araziden aldığımız 100 kilogram ürünü 150 ya da 200 kilograma nasıl çıkarabileceğimizi düşünmeliyiz. Bunun içinde bilinçli, doğru ve modern tarım yapılması gerekiyor. Ülkemizdeki tarım toprakları çok fazla bölünmüş durumda. Bundan 5 sene önceki araştırmalarda, Türkiye'de kişi başına düşen ortalama toprak miktarı 15,5 dönüm, Avrupa'da 100-150 dönüm, Amerika'da bin dönümdü. Bir kere toprak bütünlüğünün sağlanması gerekiyor. 5, 10 ya da 20 dönümlük arazilerde ne kadar modern çiftçilik yapılabilir? Burası için traktör alınamaz, doğru tohum kullanılamaz. Dolayısıyla modern araç-gereç kullanılamadığı, doğru tohum kullanılmaması ve toprak analizinin yapılamamasından dolayı tarımda verim düşer. Ancak bilinçli tarım yaparsak, verimi arttırırız. Dolayısıyla çiftçi daha çok kazanır ve tarımda yeniden bir özenim sağlanır. Bu da tarıma yeniden dönüşü sağlar. Tarımın doyurucu olmamasının önemli bir nedeniyse tarlaların çok bölünmüş olması olarak yorumluyoruz. Öncelikle bu sorunu çözmeliyiz.

*Peki, bunu çözmek için ne yapılabilir? Bölünmüşlüğün giderilmesi ve tarımın geliştirilmesi için atılması gereken adımlar nelerdir?

Benim bu sorun için önerim şudur; öncelikle tarım alanlarını iyi muhafaza etmeliyiz. Tarım alanlarını da bin dönümlük parseller şeklinde birleştirmeliyiz. Bu bin dönümlük yerler için anonim şirket kurmalı, parselde hissesi olanlar da bu şirketin yöneticileri olmalı. Tarla sahiplerine de devlet teşvik vererek modern tarım anlayışını geliştirmeli. Devlet, bu arazilerde tarım yapılması için tarım araç-gereçlerinde, tohumlarda ve analizlerde destek olmalı ve çiftçiyle birlikte tarım kalkındırılmalı. Özel şirketler şeklinde bu iş yürütülebilir. Özel şirketlerde karar verme mekanizmaları daha hızlı ilerlediğinden dolayı bürokrasi sorunu çıkmaz. Tarlaların bölünmesi konusundaki bu düşünce, tartışılıp, herkesin mutabakat sağladığı bir yöntem belirlenebilir.

Çiftçi bilgilendirilmeli

*Türkiye'deki tarım arazilerinde bölünmüşlüğün yanı sıra ciddi sorunlar da var. Topraklarda analizler yeterli yapılmadığı için çiftçiler verimi arttıramıyor. Bu konuda neler yapmak gerekiyor?

Türkiye'deki tarım alanlarının ekspertizler ve analistler tarafından toprak analizinin yapılması lazım. Yani, hangi bölge ya da bölümün hangi bitkiye ya da ürüne daha elverişli olduğunun tespit edilmesi gerekiyor. Bunların bilimsel olarak tespit edilip, ortaya konması gerekir. Türkiye'deki toprakların yüzde 90'ı kadastrodan geçmişti. Şimdi tamamının geçtiğini düşünüyorum. Şu anda uydudan çekilen fotoğraflarla, kadastro örtüştüğünde her parselin durumu net bir şekilde ortaya konuyor. İllerde ve ilçelerdeki tarım müdürlükleri tarafından toprak analizleri yapılıp, hangi ürün ekilirse daha fazla verim elde edileceği ortaya çıkarılır. Çiftçi bu yönde bilgilendirilerek, o ürünü ekmesi yönünde desteklenir. Toprağın analizi yapıldıktan sonra çiftçi hangi ürün ekileceği konusunda bilgilendirilir ve birim alandan daha fazla ürün alması sağlanır. Bunun dışında hangi ürünün dışarıdan ithal edildiği ve hangi ürünün ihraç edildiğinin tespiti yapılarak, üreticiye bu konuda bilgi verilir. Bu yönde de topraklar buna yönelik kullanılır. Bu planlamalar yapıldıktan sonra da yurtdışına ihraç edilecek ürünler için pazar araştırılır.
 

Pazar yoksa üretmenin anlamı yok

*Bu önerdiğiniz yöntemle ürün ithalatının tamamının biteceğini savunuyor musunuz? İhraç edilecek ürünler için pazar sorununu nasıl çözebiliriz?  

Hayır. Bir ürünün yüzde yüzünü kendimiz üretemeyebiliriz. Birkaç ürünü ithal edebiliriz ama çoğu ürünümüzü de ihraç edeceğiz. Bu planlamayla en azından tarımda şimdikine göre bir dengeleme sağlanmış olacak. Bundan sonra ise ürün için pazar bulunacak. Eğer ürüne pazar bulamazsak, üretim yapmanızın da değeri kalmaz. Ürünü tüketiciye ulaştıramazsan ya da tüketici bulamazsan ürünün değeri sıfır olur. Dolayısıyla iyi bir pazar gerekir. Pazar bulmak zor değil. Plan tamamen oturduktan sonra gelişen iletişim ve teknolojiyle birlikte, rekolte tespit çalışmaları uydudan yapılarak, pazarlar oluşturulur. Oluşturulan pazarlar sayesinde de üretici ciddi anlamda kazanır.

*Dile getirdiğiniz projenin planlayıcısı ve yürütücüsü kim olacak? Özel sermaye uzun vadeli böyle bir yatırıma girmek ister mi?

Projenin planlayıcısı ve yürütücüsü tabi ki devlet olacak. Devlet yaptığı planlarla ülkesindeki çiftçisini bilgilendirip, tarımsal ekonomiyle kalkınmayı sağlayacak. Devletin bu projede en önemlisi misyonu, parçalanmış arazilerin adaletli bir şekilde birleştirilmesi ve teşvik sağlamasıdır. 10 dönümde yapılacak olan çiftçilikle bin dönümde yapılacak çiftçilik aynı olamaz. Bin dönüm gibi büyük bir parselin, traktör, tohum ekme makinası, ziraat mühendisi, ilaçlanması gibi sorunları devlet tarafından sağlanabilir. Çünkü oradan elde edilecek gelirle bu masraflar karşılandığı gibi tarla sahipleri önemli bir gelir elde edecek. Modern tarımla birlikte verimliliğin yüzde 50 ya da yüzde 100 artışı sağlanır. Bu da devletin ve çiftçinin kazanması demek olur.
 
Teşvik modeli geliştirilmeli

*Devletin teşvik vermesi gerektiğini ifade ettiniz. Şu anki süreçte de devletin teşvik sisteminde sorunlar olduğu dile getiriliyor. Bahsettiğiniz teşvik sistemini açıklayabilir misiniz?

Bu tarım planında, en önemli ayaklarından bir diğeri ise teşvik sistemidir. Teşvik sistemi, dünyada kullanılan modeller incelenerek, bize uygun bir model geliştirilebilir. Örneğin, dünyadaki tarım ürünlerinin hepsinin fiyatları aşağı-yukarı belli durumda. Örneğin; yemlik mısırın dünyadaki ortalama fiyatına baktığımızda tonunun 500 dolar olduğunu görürsünüz. Devlet de burada şunu söyler, 'Tonu 500 dolar olan bu tarım ürününde o yıl içinde üretim çok olur ve fiyat 400 dolara düşerse bu aradaki yüz doları teşvik olarak çiftçiye vereceğim' Zaten 500 doların üstüne çıkarsa da çiftçi kar etmiş olacak. Bu şekilde tarımla uğraşan insanlar, ürünü tarlaya ekmeden giderini ve gelirini hesaplayabilir. Çünkü ortada bir fiyat var. Şu anda devletin teşvik sisteminde ise, bu durum söz konusu değil. Şimdi belirlenen arazilerde belirlenen ürünleri ekersen teşvik veriliyor. Sözleşmeli çiftçilik yapılmaz. Tarımda çiftçiye dengeli üretim yapıldığında her sene düzenli ürün hasadı yapılır ve yaşanan ciddi fiyat farkları sorunu kaldırılmış olur. Devlet, tarımda ciddi teşvik veriyor ama ülkeye ne kadar gelir sağlıyor? Ürün fiyatı düşerse, devlet devreye girecek ve o eksikliği kapatacak. Bu da çiftçiye ciddi teşvik olacak.

Toprak bütünlüğü çok önemli

*Sizin projenizde arazilerin birleştirilerek, bin dönümlük parseller yapılması söz konusu. Bu konuda sorunlar çıkabilir mi? Tekelleşme gibi bir sorunu da beraberinde getirmesi durumunda çözüm ne olacak?
 
Yapılan biner dönüm parselin içinde kişilerin kaçar dönümlük arazileri varsa ona göre hisseleri olacak. Devlet biner dönüm parseldeki insanlara şirket kurduklarında teşvik verecek. Bu konuda özendirmeler yapar ve teşvik verir. Yapmazsa da yapanlara desteğini sürdürecek. Modern çiftçiliği yapmaya başladığında ve bu planın oturması sağlandığında ben karşı çıkışın olacağını düşünmüyorum. Çünkü çiftçi öncekiyle şimdikini arasındaki farkları görecek. Burada tekelleşme gibi bir şey olmayacak. Arazisi olan herkesin şirkette söz hakkı olacak. Bir tekelleşme olmayacak. Çünkü devlet tarafından denetlenecek proje. Devlet, çiftçilerin birlikte hareket etmelerini sağlayacak. Bunun içinde her türlü desteği verecek.  Bu projeyi çok kaba hatlarıyla tarif ettim. Geliştirildiğinde ne kadar büyük bir proje olduğunu herkes görecek. Çiftçi ektiğini ve kazandığını gördüğünde bunu sürdürür. Kazanıyorsa, niye sürdürmesin? Tarımla uğraşanlar büyükşehirlere göçüyor. Toprak bütünlüğünü sağlamamız çok önemli. Bu şirketler tamamen hissedarların kontrolünde olacak. Hissedarlardan arazisini satmak isteyenler ise hisse olarak satacak. Çünkü alan kişi orayı tarım arazisi olduğunu bilerek alacak. O nedenle tapu mantığını devre dışı bırakmalıyız. Bu şekilde göçlerin önüne de geçilebileceğine inanıyorum. Çünkü çiftçi ekonomik olarak kazanır ve ihtiyaçlarını rahatça karşılarsa toprağından ayrılmaz.

*Bu projeye 1 yıl içinde başlandığında, ortalama kaç yıl sonra bu konuştuklarımızda yol almış oluruz?
 
Bu önerdiğim fikir eğer hemen hayata geçirilirse, 5 ya da 10 yıl gibi kısa bir zaman diliminde tarımda çok önemli değişiklikler olduğunu görürüz. Ülkeler için 5-10 yıl çok önemli bir zaman dilimi olamaz.  Buna kararlı bir şekilde başlamalı, hükümet ülkedeki diğer siyasi partiler, STK'lar, ve vatandaşların da fikrini alması ve toplum olarak birlikte bu projeyi hayata geçirmeliyiz. İnsanlara doğru bir şekilde anlatıldığında herkesin kabul edeceğine inanıyorum. Çünkü topraklarının başında olacak ve bildikleri işle uğraşacaklar. Bizim insanımızın bir şeyi görmesi ve onu hissetmesi lazım. Projenin amacı, tarımın kalkınmasını ve ülkeyi kalkındırmasını sağlamak.

Tarım en önemli istihdam alanı
 
*Ülkede özellikle tarımda önemli bir çalışma yapılmaz ise bizi ne gibi sorunlar bekliyor? Bu konuda yorumlarınızı alabilir miyiz?

 
Gittikçe ithalata dayalı bir ülke oluruz. Bütçemiz gittikçe açık verir ve ülkece kazandığımız her şey o açığı kapatmaya yetmez. Borçlanarak belli şeyleri almayı sürdürür ve gittikçe geri kalmış bir ülke oluruz. Bu şahıslarda da böyle ilerler. Firma sahibi işini takip eder, büyür, daha da büyür ama sonra yatırımlarını düzgün yapmaz ve yeni projeler geliştirmezse kaybetmeye başlar. Devlette de bu şekilde olur. Eğer siz üretim yapamaz ve sürekli dışa bağımlı hale gelirseniz bir süre sonra geri kalmış bir ülke olarak sadece borç ödemek için uğraşırsınız. Böyle bir proje, istihdamı da arttırır. Çünkü tarımla birlikte sanayiyi de geliştirir ve yeni istihdam alanları oluşturmuş oluruz. Eğer dünyadaki hiçbir ülke artan nüfusuna istihdam sağlayamazsa, 3'üncülüğe düşer. Eğer 1'inci olmak istiyorsak, işsizimize istihdam sağladığımız gibi artan nüfusumuzu da planlamalı ve onlara da istihdam sağlamak için gerekli çalışmaları şimdiden yapmalıyız. Tarım, bilinçli ve doğru yapılırsa önemli bir istihdam alanı olduğunu göreceksiniz.

Acil olarak plan yapılması gerekiyor

*Sizin döneminizde teşvik konusunu dile getirdiniz mi? Bunun yanında devletin o zaman için tarım alanında başka projeleri var mıydı?

Ben dönemin bakanlarıyla bu proje hakkında görüştüm. Ancak bir cevap gelmedi. Bakın, tarımda acilen reform niteliğinde planlama yapılması gerekiyor. Benim meclis başkanlığım döneminde Türkiye 30 havzaya ayrıldı. Bu havzalarda neler yapılacağı konusunda da bilgi edinemedim. Zaten önemli bir proje yapılsaydı en azından basın aracılığıyla şimdiye kadar duyulurdu. Havzalara ayrılmasını destekliyorum. Ancak bu havzalarda toprak bütünlüğünün sağlanıp, toprakların analizinin yapılması, tohum ıslahının yapılarak bilinçli tarım yapılması gerekiyor. Komple bir plan yapmalıyız. Uzmanlar toplanarak tarım planı yapmalı.

Çin Ukrayna'da toprak kiralıyor

*Bu projeyi sadece tarımla bırakmayıp, sanayiyle birleştirmek için neler yapılabilir?
 
Tarladan çıkan ham ürün fabrikalarda işlenip, ürün değeri arttırılarak ihraç edilebilir. Ege Bölgesi üzüm satıyor. Ama bu üzümü sanayileştirip, pasta, kek halinde satarsa daha fazla gelir elde eder. Tarımdaki bu yeni planlamanın son ayağı da tarım sanayisi olmalı. Ürünler kat kat değerlendirilip, yurtdışına satılmalı. Tarım çok önemli bir sektör olduğunu her zaman söylüyorum. Eğer gerekli yatırımlar ve planlamalar yapılırsa tarımın en önemli sektör haline geleceğini düşünüyorum. Çin'in Ukrayna'da toprak kiraladığını ve üretim yaptığını biliyor muydunuz? Amerika'nın bir sanayi ülkesi olmasının yanı sıra dünyadaki en önemli tarım ülkesidir. Her alanda olduğu gibi tarımda da çağa ayak uyduramazsak, önce gerileriz sonrasında ise bağımlı hale geliriz. Bizim ülkemizde özellikle tarım politikaları hiç kendini yenilemedi. Bunu da hala kırsaldan kente ciddi göçlerin olmasında görüyoruz. Karnı doyan insan niye toprağını terk etsin?

Haber Ekspres
  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz
Henüz bir yorum yazýlmadý. Ýlk yazan siz olabilirsiniz.