TARIM MAKİNECİLERİ ENDİŞELİ

Tarım makinelerine verilen desteğin kesilmesi nedeniyle sektör endişeli.

2007 yılında uygulamaya başlanan Kırsal Kalkınma Makine ve Ekipman Destekleri, özellikle 2009 yılından itibaren sektöre kayda değer bir ivme kazandırdı. Program kapsamında 8 yılda yaklaşık 1,1 milyar TL hibe desteğine ve 2,4 milyar TL satış değerine ulaşıldı.

Türk Tarım Alet ve Makinaları İmalatçıları Birliği'nden Selami İleri,  verilen desteklerin sadece çiftçiye, ülke tarımına değer kazandırmadığını, makine sanayisine, dış ticarete, istihdama da büyük bir ivme getirdiğini belirterek ancak programın, paydaşların görüşleri dikkate alınmadan 2014 yılı sonu itibariyle sona erdirildiğini söyledi. İleri, "Hâlbuki, önceki uygulamalarda karşılaşılan olumsuzluklar elimine edilip, programın kurgusunun yeniden yapılandırılarak sunulması kuşkusuz daha iyi ve isabetli olurdu" diye konuştu.

Tarmakbir, desteklerin yanı sıra sektördeki sorunları ve çözüm önerilerini içeren bir rapor hazırladı. Rapor, Gıda Tarım Hayvancılık Bakanlığına sunuldu.

İşte raporda yer alan sorunlar ve çözüm önerileri.

Tarımsal mekanizasyon bakanlıktaki dağınık yapısı

Problem: Tarımsal üretimde girdilerin yaklaşık yüzde 20'si mekanizasyon girdisidir. Bu yüksek maliyet payına rağmen tarımsal mekanizasyon konusu Bakanlık'ta dağınık bir yapıyla ele alınmakta bu da hem koordinasyon sorunlarına hem de sektörün bir bütün olarak ele alınamamasına sebep oluyor.

Çözüm önerisi: Bakanlık içerisinde dağınık bir yapı sergileyen bütün "Tarımsal Mekanizasyon" faaliyetlerinin, 639 Sayılı Yasa gereği, Tarım Reformu Genel Müdürlüğü çatısı altında oluşturulacak bir birimde toplanması önemle tavsiye edilir.

Ziraat bankası kaynaklı sübvansiyonlu tarımsal mekanizasyon kredileri

Problem: Ziraat Bankası tarafından verilen ekipman yatırım kredilerindeki uygulama mevzuatı, özellikle küçük ölçekli yatırımcının enerjisini azalmaktadır. Komisyon ve gayrimenkul ipotek talepleri, masraf adı altında yapılan kesintiler, çiftçi kredi limitinin yetersiz olması, özellikle ekipman alımları için yatırımcının önünde büyük bir engel teşkil etmektedir. Ayrıca yüksek hayat sigortası primleri nedeniyle, görece fiyatı düşük olan ekipmanlarda kredi kullanımı cazip olmamaktadır. Çiftçi ödeyeceği faizden daha fazla bir prim ödemek zorunda kalmaktadır. Bu yüzden, Ziraat Bankası tarafından verilen sübvansiyonlu kredilerin sadece yüzde 4'ü ekipman alımı için söz konusu olmuştur. Diğer yandan, genel olarak tarımsal mekanizasyon kredilerinden faydalanan çiftçi sayısı da son derece düşüktür (Yaklaşık 30 bin çiftçi).

Çözüm önerisi: Ziraat Bankası tarafından verilen sübvansiyonlu tarım makinaları kredilerinin çiftçi nezdinde rağbet görmesi, kurgusunun başarıyla yapılmasına bağlı olacaktır. Kredilerin tüm masraflardan arındırılmış ve kolay ulaşılabilir olmasının yanı sıra, faizsiz ve uzun vadeli olması hususunun da, bu kurgu kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Problem: Tarımsal mekanizasyon yatırımlarına Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri'nce uygulanan, "tarımsal üretime dair düşük faizli yatırım kredisi" için cari faizlerden yapılan indirim oranı için Bakanımız tarafından yüzde 100 oranının uygulanacağı hususu kamuoyuna açıklandığı halde bu oran yüzde 50 olarak (eskisi gibi) devam etmektedir.

Çözüm önerisi: Tarımsal mekanizasyon yatırımlarına Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerince uygulanan, tarımsal üretime dair düşük faizli yatırım kredisi için cari faizlerden yapılan indirim oranı yüzde 100'e çıkarılmalı, çiftçilerimiz asgari 5 yıl vade ile ihtiyacı olan tarımsal mekanizasyon araçlarını alabilmelidir.

Tarımsal mekanizasyon için hibe destekler

Problem: Çiftçilerimiz ve çiftçilerimize makine tedarik eden tarım makinaları sanayi açısından büyük önem taşıyan Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı kapsamında Makine ve Ekipman Alımlarının Desteklenmesi Programı, 2015 yılı itibariyle sona ermiştir.

2007 yılında uygulamaya başlanan Kırsal Kalkınma Makine ve Ekipman Destekleri, özellikle 2009 yılından itibaren sektöre kayda değer bir ivme kazandırmış, program kapsamında 8 yılda yaklaşık 1,1 milyar TL hibe desteğine ve 2,4 milyar TL satış değerine ulaşılmıştır. Ülkemizdeki tarım arazilerinde artış olmamasına rağmen, tarımda yaşanan verim, üretim ve kalite artışının en önemli sebebi, tarımın daha modern makinalarla yapılmış olmasıdır.

KKYDP Hibe Makine-Ekipman Destekleri Programı sonucunda ülke ekonomisine katılan binlerce yeni ve teknolojik tarımsal mekanizasyon aracı ile tarımsal üretimde verim ve kalite artışı sağlanmıştır.

Başta su olmak üzere doğal kaynaklardan sürdürülebilir yararlanma artmıştır. Küçük ölçekli ve atıl arazilerin kullanılması sağlanmıştır.

Tarımsal ürünlerde ve tarım makinelerinde yeni pazar olanakları yaratılmıştır. Üreticinin rekabet gücü yükselmiştir.

Tarımda çalışma koşulları iyileşmiştir. Tarım makineleri sanayinin gelişmesine katkı sağlamıştır. İmalatçılar, çiftçinin yeni teknolojili ve verim faktörü yüksek makinaları tercih etmesi nedeniyle daha fazla AR-GE faaliyetleri içinde bulunmaya başlamış ve inovasyona özendirilmiştir.

Yeni teknolojili makine üretimi ve kullanımı artmıştır. Bu desteklemelerin gözden kaçan bir diğer faydası da desteklemeye konu edilmeyen traktör ve diğer ekipmanların satışlarına olmuştur. Hibe kapsamında olmayan makine satışları da dolaylı olarak artmıştır.

Alım gücü düşük olan çiftçilerin makine edinimine katkı sağlanmıştır. Tarım makineleri sanayinde istihdam artmıştır.

Çok değil, sadece 8 yıl önce ithalatımızın sadece yarısının ihracatla karşılanabildiği, dış ticaretimizin 250 milyon USD açık verdiği tarım makinaları sektöründe, bugün tablo artık değişmiştir. Sektörümüz, 800 milyon USD'ye yaklaşan ihracat hacmi ile dış ticaret fazlası (+%14) vermeye başlamıştır. 22 ayrı kategoride üretim ve ihracat yapan Türkiye Makine Sektöründe, tarım makinaları sektörü, ihracat büyüklüğü ve dış ticaret dengesi bakımından 6. sırada, değer artışı bakımından 2. sırada yer almaktadır.

 Ülkemizde, çiftçilerimizin tarım makinaları edinimine yönelik olarak farklı zamanlarda farklı programlar uygulanmış olmakla birlikte bunlar içinde, "Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı kapsamında Makine ve Ekipman Alımlarının Desteklenmesi Programı", -projelendirme ve uygulama safhasındaki bazı hatalarına rağmen- bugüne kadarki en önemli ve en verimli destek olmuştur. Bu destek, birçok yönden eleştirilebilir ama netice itibariyle gerek 50 bin çiftçi ile yapılan etki analizi çalışması ve gerekse (Ülkemizdeki tarım arazilerinde artış olmamasına rağmen) tarımda yaşanan verim ve üretim artışı, bu desteklerin hedefine ulaştığının bir işareti olarak görülebilir.

Çözüm önerisi: Verilen desteklerin sadece çiftçimize, ülke tarımına değer kazandırmadığı, makine sanayisine, dış ticaretimize, istihdama da büyük bir ivme getirdiği ortadadır. Bununla birlikte program, paydaşların görüşleri dikkate alınmadan 2014 yılı sonu itibariyle sona erdirilmiştir. Hâlbuki, önceki uygulamalarda karşılaşılan olumsuzluklar elimine edilip, programın kurgusu yeniden yapılandırılarak sunulması kuşkusuz daha iyi ve isabetli olurdu. Verilen desteklerin çok iyi analiz edilmesi, verimli kullanılması ve hedefine ulaşması hepimizin ortak beklentisidir.

Desteklerin, 2016 yılından itibaren nasıl bir yön izleyeceği noktasında, bu desteklerden etkilenen tüm kesimlerin görüşlerinin alınmasını doğru buluyoruz. Ayrıca, bu konudaki çerçeve mevzuat da bu hükme (mevzuattan etkilenen kesimlerin görüşlerinin alınması) amirdir.

KDV sorunu

Sorun: 2008 yılından beri tarımsal mekanizasyon üreticilerinin en büyük sorunlarından birisi olan KDV sorunu hala çözülememiştir. Yüzde 18 KDV ile üretim için alınan parçaların, tarım makinası haline geldikten sonra yüzde 8 KDV ile satılması, üreticiler üzerinde ciddi bir finansal yük oluşturmaktadır. Sektör yatırım yapmakta çok zorlanmaktadır.

Ayrıca ithal traktörlerin yüzde 8 KDV ile ülkeye girmesi ve yüzde 8 ile satılması rekabet açısından ithalatçıların elini kuvvetlendirdiği gibi, haksız rekabete sebep olmaktadır.

Mevcut durumda KDV'nin geri ödenmesi sadece yıllık bazda yapılmaktadır. Her ne kadar iade sürecinin hızlanması için çalışmalar yapılmaktaysa da, iade alabilmek üzere başvuru yapmak için dahi yılın ve hatta takip eden yılın Şubat ayının bitmesini beklemek gerekmektedir. Bu uzun süre mekanizasyon üreticilerini çok zorlamakta, sonrasındaki Maliye Bakanlığının kontrol ve iadeye onay süreci de bunun üzerine uzun bir zaman daha ilave etmektedir.

Çözüm önerisi:  Sorunun çözümü konusunda alternatif metotların değerlendirilmesi, bu kapsamda aynen ihracattan doğan KDV'nin iadesinde olduğu gibi, söz konusu KDV farkı da ay bazında iadesi halinde üreticinin üzerindeki yük büyük oranda kalkacak, serbest kalan kaynak yatırıma ve istihdama yönelecektir.

Hurda traktör projesi

Sorun: Ömrünü çoktan doldurmuş bu traktörlerle çalışmanın neden olduğu parasal kayıplar çiftçilerimizce de bilinmekte, ancak gelir yetersizliği nedeniyle yenilenememektedir. Daha da kötüsü birçok çiftçi yeni üretim için gerekli finansı temin amacıyla, eski traktörünü borçlanma aracı olarak kullanmakta, eski traktörünü değerinin bir kısmını yeni traktörün peşinatına saydırmak, kalan kısmını da nakde çevirmek suretiyle yenilemektedir. Bu durum bir yandan çiftçilerimizi borç batağına sürüklerken, diğer yandan ikinci el traktör fiyatlarının gerçek değerlerinin çok üstüne çıkmasına yol açmakta ve böylece traktör yenileme sürecinin olağan dinamiğini yitirmesine ve yeni traktör talebinin baskılanmasına neden olmaktadır. Sorunun çözümü için, kapsamlı bir teşvik programıyla bu kısır döngünün kırılması ve parkın yenilenme sürecinin tekrar kendi dinamiğine kavuşturulması gerekmektedir.  

Dünya Gıda Dergisi
  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz
Henüz bir yorum yazýlmadý. Ýlk yazan siz olabilirsiniz.